Kafanız karışmasın!

AKP İktidarı, Cumhuriyet döneminde hiçbir hükümetin sahip olmadığı medya gücüne sahiptir.’¶ Sahip olduğu gücün tamamında AKP ve Başbakan aleyhine tek haber bulamazsınız. Bu gazete-dergi-radyo ve televizyonların tek görevleri kamuoyunu istedikleri yönde oluşturmaktır. Son iki senedir yaydıkları hava şudur; ’“Biz Demokratız, Türkiye’’yi Demokratikleştirmek istiyoruz fakat, Asker ve Yargı bu demokratikleşmeye direniyorlar.’”
Yargıyı sindirmek için, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’’nu kilitlediler, yetmeyince Anayasa değişiklik paketini ortaya sundular.
Orduyu sindirmek için, Dış İstihbarat uzmanlarının katkıları+Cemaatler ve Tarikatların Yargıdaki uzantıları+Polisteki F tipi Örgütlenme+Emekli birkaç Komutan A.Ş kuruldu. Bu şirketin Fahri Onur Başkanı ise Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök yapıldı. Orduya saldırı o kadar pervasız hale geldi ki, Türk Silahlı Kuvvetleri’’nin general ve amirallerinin yüzde 10’’u hakkında bir günde tutuklama isteme noktasına gelindi.
Şimdi, kafa karışıklığını ortadan kaldırmak için doğruları alt alta yazalım:
*Bu ülkede demokrasiye inanan hiç kimse ’“DARBE’” istemez, darbecileri savunmaz. Hele bizler gibi askeri darbeler sebebiyle cezaevlerine giren, hayatları alt üst olan insanlardan, darbecileri savunmamızı beklemek, boş bir hayaldir. Demokrasiye gerçekten inanan kişiler asla darbeci olamazlar.
*Demokrasi, ahlak, fazilet, açıklık, hesap verebilmek ve dürüstlük rejimidir. Sebepsiz ve aniden zenginleşenler, 7 yılda dünyanın en zengin siyasetçileri arasına girenler, devlet olanaklarını akrabalarına yönlendirenler, milletin sadaka parasını akrabalarına çaldırtanlar ve bunları koruyanlar, asla demokrat olamazlar.
* ’“Demokrasi benim için araçtır’”, ’“davam için Papaz elbisesi giyerim’”, ’“millet isterse laiklik tabii ki kalkacaktır’” diyenler asla demokrat olamazlar.
*Din devleti kurmak isteyenler, tarikat ve cemaat kültürüyle yetişenler, tarikat ve cemaat militanlarını devlet kadrolarına yerleştirenler, bakanlıkları tarikatlar arasında pay edenler, asla demokrat olamazlar.
*Bölücüler, PKK terör örgütüne destek verenler ve İmralı canisine lider diyenler ve bu eşkıya sürüsünü muhatap kabul edenler, bunlara kucak açanlar ve destekleyenler asla demokrat olamazlar.
*Cumhuriyet ve devlet düşmanı liberaller, bunların yazar- çizer takımları, yurtdışındaki fonlardan beslenenler, asla demokrat olamazlar.
Kendileri demokrat olmayanların, demokrasinin verdiği olanakları ve demokratik hakları kullanarak, ’“Demokrasiyi Boğmak’” istemelerine elbette ki seyirci kalmayacağız. Darbelere ne kadar karşıysak, İran benzeri bir rejimin sivil siyaset yolu ile ülkemize dayatılmasına, aynı oranda karşıyız ve can pahasına böylesine adi bir oyunu bozmak için gayret sarf ederiz.
Oynanan oyunu, ne kadar saptırırlarsa saptırsınlar çok net olarak görüyoruz, görmeliyiz ve çevremize mutlaka anlatmalıyız. Fakat general olunca tüm cemaatte bayram havası estiren, sonradan olma İzmirli, Ergenekon savcılarının ’“Köfteci Paşası’” iddiaların merkezindeki Emekli Orgeneral Hilmi Özkök’’ü bir türlü anlayamadık.
Hilmi Bey; eğer gerçekten Türk Ordusu’’nun Genelkurmay Başkanlığını yaptıysanız, ’“KOMUTAN’” gibi davranın, yok 23 Nisan çocukları gibi o koltukta şeklen oturdu iseniz, onu da lütfen söyleyin.
İki defa askerlik yapmış emekli bir üsteğmen olarak, sizin konumuzdaki ’“Şerefli Türk Komutanı’”nın yapması gerekeni bir kez daha söyleyeyim;
* Ya, ’“Ben Türk Silahlı Kuvvetlerinin Genelkurmay Başkanı ve Komutanı idim. Benim Komutam ve görevim süresince, yasa ve demokrasi dışı bir uygulama OLMAMIŞTIR’” dersiniz; ya da
* ’“Ben görevde iken, maalesef böyle yasa dışı bir hareket olmuştur. Suçlular şunlardır. Sorumluluk da benimdir’” dersiniz.
Ama şunu yapamazsınız; ’“Kasaptaki ete soğan doğramam’” , ’“günü gelirse o zaman bakılır’” diyerek, ’“hem tutuklamaları yönetiyor, hem de silah arkadaşlarını satıyor’” konumuna, siz bile kendinizi düşüremezsiniz.
Size mektup yazan Çetin Doğan Paşa’’ya Hz. Mevlana’’nın bir deyişi ile yanıt vermişsiniz. Size Hz. Mevlana’’nın çok bilinen bir sözünü de biz hatırlatalım;
*ÖYLE ADAMLAR GÖRDÜM, ÜSTÜNDE ELBİSESİ YOK, ÖYLE ELBİSELER GÖRDÜM, İÇİNDE ADAM YOK.
Yaa Özkök Paşa, bugüne kadar, Türk Milleti sizin gibi bir PAŞA görmedi. Askeri Lisedeki arkadaşlarınız ne kadar ileri görüşlüymüşler ki, size ’“KÖSTEBEK’” lakabını takmışlar. MGK Genel Sekreteri Sarıışık Paşa da cezaevine kondu, teröristle savaşan Alan Paşa da, Çetin Doğan Paşa da. Sırada 25 general daha var. Bunların hepsi size ’“EMRET KOMUTANIM’” dediler; eğer emretseydiniz, sizin emriniz üzerine CANLARINI DÜŞÜNMEDEN VERECEKLERDİ. Şimdi, TSK’’nin bu kahraman evlatları gruplar halinde cezaevine girerken, teröristler şeref tribünlerinde ağırlanıyor. Bu size bir şey ifade etmiyor değil mi?Ama siz, kasaptaki ete soğan doğramazsınız, cemaatlerin teknesine su taşırsınız.
Özkök Paşa, 27 Şubat 2010’’da ’“Paşa, İzmir’’i terk et’” başlıklı yazıma binlerce kutlama mesajı aldım. Bunların çoğunluğu subay eşleri ve çocuklarından gelmişti. Sizin için neler düşündüklerini burada yazmam mümkün değil.
Ama şunu gönül huzuru ile söyleyebilirim ki; eğer varsa, hiçbiri size haklarını helal etmeyecekler’…