İzmirli 900.000 fidanın başöğretmeni

'Öğretmen, doğan güneşe benzer… Etrafını aydınlatarak karanlıklara meydan okur…'

Atatürk böyle demiş, 80 yıl önce…

Öğretmeni 'güneş'e benzetmiş…

Bir öğretmen için gelmiş geçmiş en güzel 'tanımlama' bu…

***

Türkiye'nin güneş gibi öğretmenlere ihtiyacı var…

Yerinde sert ama hep güler yüzlü…

Aydınlık gençleri yetiştirmek için önce 'aydınlık' öğretmen olacak…

Kalpten yetiştirecek fidanları…

Gözünden sakınacak…

Şimdi öğrencileri onun gelini öpecek…

Yarın…

Yetiştirdiği fidanları…

O, tek tek alınlarından öpecek…

***

En civcivli dönemde İzmir'e Milli Eğitim Müdürü oldu…

Daha 39 yaşına yeni girmişti…

Kolları sıvadı, 'Her şey İzmir için…' dedi…

Muarif Nazırı Emrullah Efendi'nin 100 yıl önce söylediği…

'Şu mektepler olmasa Maarifi ne güzel idare ederdim…' sözüne inat…

İşe koyuldu…

Koltuğa oturduğunda…

İzmir'de öğrenci sayısı 786 bini geçiyordu…

Şimdi 900 bine yaklaştı…

İzmir'in ilk, orta ve liselerinde 50 bin öğretmen görev yapıyordu…

Şimdi bu sayı 60 bine yaklaşıyor…

O geldi…

Okul sayısı da arttı, derslik sayısı da…

Hayırsever bağışıyla durmadan okul yapıyor…

Sanki hem öğretmen hem müteahhit…

Öğrencilere bir seslenişi var ki, unutmak mümkün değil…

Geçen Mart ayıydı…

Çanakkale Zaferi'nin 103'üncü yıldönümü kutlanıyordu…

İzmir'in fidanlarına…

Ve dahi Türkiye'ye ne dedi biliyor musunuz?

'Çanakkale'yi bir öğretmen olarak her yıl andığımızda şahsi olarak bir cümle kurmak isterim… O da şudur: Çanakkale'yi görmeyen var mı? Çanakkale'ye gidip bu mahşeri izlemeyen var mı? Çanakkale'deki bu kavganın nasıl cereyan ettiğini görmeyen var mı? Hep kendime şu sözü verdim: Bir kızım var ve bir gün birisi onu istemeye geldiğinde soracağım ilk soru, (Çanakkale'yi gördün mü?) olacak… (Çanakkale'deki mücadeleyi gördün mü?) Çanakkale'yi görmemiş, bu mücadeleyi içine iyi sindirmemiş birisine kız verilmez... Çanakkale, en büyük mirasımızdır… Bizi vatan yapan en büyük değerimizdir... 850 bin öğrencimizin zihinlerine, gönüllerine Çanakkale'yi nakşedeceğiz… Nasıl bir tarihle, mücadele ile gelindiğini inşallah İzmir'in çocukları görecek…'

***

Büyükleri de unutmadı…

Okuma Yazma Seferberliği başlattı…

Türkiye genelinde yüzde 4 okuma yazma bilmeyen varken…

Bu sayı İzmir'de 'yüzde bir' oldu…

Mesleki eğitimde okullaşma oranı…

%57 ile O'nun sayesinde Türkiye birincisi…

Kolay mı?

***

O koltukta ikinci yılını geride bıraktı…

Şunu hiç demedi mesela…

Ha'ni meşhur mazaret lafıdır:

'Elimizde sihirli değnek yok ki, hemen her şey güzel olsun…'

Hiç bu sözün arkasına sığınmadı…

Gençti, cabbardı…

Her işe, 'Bitireceğim inşallah' diye başladı…

Şimdi…

Tek tek hedeflerini hayata geçiriyor…

Mesela…

Tüm öğrencilere kendi öğrenme hızında temel becerileri kazandıran…

'Genç Girişimciler Projesi' var…

'Oyunlaştırılmış Online Eğitim Projesi' var…

'Mesleki Gelişim Akademisi Projesi' var…

'Misafirim Öğretmenim Projesi' var…

Şaşırırsınız…

'Veli Akadamesi Projesi' ile ana-babalarla iletişim ve koordinasyonu sağlayacak bir çalışmanın peşinde…

Bitmedi…

Ülkesine bağlı…

Milli ve manevi değerlerine sahip çıkan…

Geleceği hazır bir neslin eğitimi amacıyla…

'İzmir Sana Kanım Feda…'

'Genç Liderler…'

'İlham Veren Buluşmalar…' gibi…

Sosyal projeler de hayata geçecek…

***

İzmir'in genç Milli Müdürü'nün mesleki rotasında…

Çok önemli bir ayrıntı daha var…

Diyor ki:

'Biz, 900 bin çocuğun eğitimi, öğretimi ve aynı zamanda güvenliğinden sorumluyuz… Aileleri onları bize gözü kapalı emanet ediyor… Bu kapsamda tamamen çocuk istismarı ve taciz gibi olaylarla ilgili 12 kişilik avukat ekibimiz var… Eğer bir okulda böyle iğrenç bir olay varsa hemen konunun üstüne gidiyorlar… Rehber öğretmenlere de 15 günde bir eğitim veriyoruz… Rehber öğretmenler cinsel istismar gölgesinde korkmayacak… Kim olursa olsun affetmeyecekler… En ufak bir şüphede rapor tutacaklar… Rehber öğretmen, (Bana bir şey olur mu?) diye korkmasın… Çünkü sessiz kalırlarsa suça ortak olurlar… Biz çocuklarımıza iğrenç olaylar gerçekleştiren sapıklar hakkında sadece idari soruşturma açıp bırakmıyoruz… O sapıkların gereken cezayı alması için biz de dava açıyoruz… Şu an için Türkiye'de böyle bir uygulamayı sadece İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü yapıyor… Ortada bir istismar varsa kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız…'

Dediğini de yapıyor…

Daha önceki gün…

Karşıyaka'da bir kız öğrencisinin telefonuna…

Geceyarısı mesaj attığı iddia edilen öğretmen olayında…

Üstelik…

Bu nedenle öğrencinin asker babasının…

Silahıyla okul bastığı süreçte…

İzmir Milli Eğitim Müdürü ne yaptı?

O öğretmen hakkında…

Anında savcılığa suç duyurusunda bulundu…

***

Takipçi ve ısrarlı…

İnsan yanı kuvvetli…

Yaptığı iki şey özellikle beni çok etkiledi…

Göreve geldiğinin ikinci ayıydı galiba…

İzmir'in sırtlarındaki okullarından birinin duvarına Atatürk resmi çizmişler… Ulu Önder ile yakından uzaktan ilgisi yok… Adeta bir ucube… Ege TV'deydim, haberi kullandık… Sabah beni aradı, 'Bana 24 saat izin ver abi' dedi… Ertesi gün, o okulun duvarındaki ucube gitmiş, yerine olağanüstü bir Atatürk resmi nakşedilmişti…

İkinci olay Türkiye'nin gündemi oldu…

Bayraklı'daki ilkokulun öğrencileri sınıfta kedi besliyor… Kedicik, bir velinin şikayetiyle sınıftan atılıyor… Sınıf öğretmeni de kediyi evine götürüyor… Ancak o sevimli pisi pisi, sınıftaki minik dostlarından ayrıldığı için yemeden içmeden kesiliyor… İzmir'in başöğretmeni hemen devreye giriyor… Öğrenciler için sağlık sorunu oluşturup, oluşturmayacağı kontrol edildikten sonra 'Tombi'nin sınıfa tekrar alınmasını ve öğrencilerin yanında kalmasının talimatını veriyor…

***

Bu yazının kahramanı…

İzmir'in gencecik Milli Eğitim Müdürü…

Ömer Yahşi'dir…

O'na sorarsanız…

Tevazuyu elden bırakmadan…

Hep gülümseyen yüzüyle şöyle diyor:

'Daha işin başındayız…'

Sonsöz: 'Unutmayınız ki, cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir… / Atatürk…'