Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ – İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) iş birliğiyle TOBB İzmir İl Gençlik Girişimciler Kurulu ve EGİAD Melekleri koordinasyonunda gerçekleştirilen “Melek Yatırımcılık Zirvesi”, İzmir Ticaret Odası’nda düzenlendi.

Zirveye  İZTO, EBSO, İTB Yönetim Kurulu Başkanları, Hazine ve Maliye Bakanlığı Finansal Piyasalar ve Kambiyo Genel Müdürlüğü Daire Başkanı, oda ve STK Temsilcileri, İzmirli iş insanları, girişimciler katıldı.

Düzenlenen zirvede ilk olarak konuşan EGİAD Başkanı Kaan Özhelvacı, melek yatırımcıların girişimcilik alanında itici bir güç olduğunu vurguladı.

ÖZHELVACI: MELEK YATIRIMCILIĞI, BENZERSİZ BİR DESTEK MODELİDİR
Özhelvacı, bu yıl 10. Yılını kutlayan EGİAD Melekleri Yatırım Ağı’nın 2024 yılında Türkiye’de “Yılın En Aktif Yatırım Ağlarından biri olarak ödül aldığını hatırlatarak şunları söyledi:

“Melek yatırımcılık; yalnızca finansal bir katkıdan ibaret olmayan, aynı zamanda bilgi, tecrübe ve güçlü iş ağlarının erken aşamadaki girişimlerle buluşmasını sağlayan benzersiz bir destek modelidir. Genellikle girişimcilik yolunun başında olan ancak yüksek potansiyel taşıyan girişimlere yapılan bu yatırımlar, deneyimli iş insanlarının vizyonuyla birleştiğinde gerçek anlamda dönüşüm yaratır. Mevzuatımızda “bireysel katılım yatırımcısı” olarak tanımlanan melek yatırımcılar, girişimcilik ekosistemimizin başlıca itici güçlerindendir.”

“MELEK YATIRIMCILAR, İNOVASYON FİNANSMANINDA KATALİZÖR ETKİSİ YARATIYOR”
Özhelvacı, teknoloji girişimciliğinde melek yatırımcıların öneminden bahsederek “Büyük inovasyonlar artık dev Ar-Ge merkezlerinden çok, genç girişimcilerin hayal gücünden doğuyor. Melek yatırımcılar bu noktada, yenilikçi fikirleri gerçeğe dönüştüren birer köprü işlevi görüyor.

Ar-Ge ve inovasyonun finansmanında da melek yatırımcılık, katalizör etkisi yaratıyor. Gelir üretmemiş ama büyük potansiyel taşıyan projelere yatırım yapmak, yalnızca sermaye değil, vizyon gerektiriyor. Bu destek sayesinde yüksek katma değerli ürünler ve iş modelleri gelişirken, devletin sağladığı vergi teşvikleri de yatırım ortamını güçlendiriyor” ifadelerini kullandı.

“GİRİŞİMCİLİK BÜYÜK ŞEHİRLERLE SINIRLI KALMAMALI”
Melek yatırımcılığın bölgesel kalkınma açısından kritik bir rol oynadığını vurgulayan Özhelvacı, “Girişimcilik sadece büyük şehirlerle sınırlı kalmamalı; Anadolu’nun dört bir yanındaki fikirler, doğru destekle güçlü işletmelere dönüşebilir. Böylece hem istihdam artar, hem de ekonomik dengesizlikler azalır” ifadelerini kullandı.

“İŞSİZ GENÇLER SORUNUNA ÇÖZÜM: GİRİŞİMCİLİK”
Özhelvacı, işsizliğin artmasına değinerek “Kamuoyunda “Ev Genci” olarak ifade edilen “Ne Eğitimde Ne İstihdamda Yer Alan NEET Gençler” konusu, ülkemizde acil çözüm üretilmesi gereken alanlardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. OECD verilerine göre, Türkiye'deki 15-29 yaş arası gençlerdeki NEET oranı yüzde 27,9'dur. Bu oran, OECD ortalaması olan yüzde 12,7'nin oldukça üzerindedir ve Türkiye'yi NEET oranı en yüksek ülkeler arasına yerleştirmektedir.

EGİAD olarak biz de bu alanda etkin şekilde faaliyetlerimizi yürütüyoruz. NEET Gençler sorununa yönelik İzmir özelinde çözüm önerileri geliştirdiğimiz raporumuzu geçtiğimiz aylarda kamuoyuna sunduk. Raporumuzda NEET Gençler sorununa yönelik başlıca çözümlerden birisi de girişimcilik olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

KESTELLİ: TARIM, MELEK YATIRIMCILAR İÇİN EŞSİZ BİR VAHA
İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, konuşmasında melek yatırımcılığın tarihinden bahsederek tarımda melek yatırımcıların önemine değindi.

Kestelli, “Birleşmiş Milletler tarafından yapılan araştırmalar, 2050 yılına kadar dünya nüfusunun 10 milyarı aşacağını ve artan nüfus ile yükselen gelir seviyesine bağlı olarak gıdaya olan talebin yüzde 50 ila 60 oranına ulaşacağını öngörüyor.

Türkiye'de en hızlı değer kazanan meslekler belli oldu
Türkiye'de en hızlı değer kazanan meslekler belli oldu
İçeriği Görüntüle

İklim krizinin etkilerini, azalan tarım alanlarını, hızla tükenen su kaynaklarını ve yaşlanan tarım nüfusunu göz önüne aldığımızda bu talebe nasıl cevap verebileceğiz sorusu ile yüz yüze kalıyoruz.

Bu sorunun cevabı yeni teknolojilerin kullanımında, yeni fikirlerde ve bu fikirlerin hayata geçirilmesini hızlandıracak sermayede gizli.

Yani tarım, melek yatırımcılar için eşsiz bir vaha özelliğini taşıyor.

Çünkü tarım, insanlığın temel gıda ihtiyacını karşılamasının yanı sıra ekonomiye, istihdama ve sürdürülebilirliğe büyük katkılar sağlayan stratejik bir sektör.

Geleneksel tarım yöntemlerinde ve akıllı tarım uygulamalarında her yeni gün bir inovasyonla, gelişen teknolojiye bağlı çözümlerle karşılaşıyoruz.

Bu değişim ve dönüşüm beraberinde finansman ihtiyacını da getiriyor.

Bu noktada, tarım ve gıda girişimlerine destek sağlayan melek yatırımcıların daha çok devreye girmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“DÜNYADA FON ALAMAYAN ERKEN AŞAMA GİRİŞİMLERE DESTEK VERİLİYOR”
Kestelli, “Son yıllarda melek yatırımcı ağları ve devlet destekleri sayesinde tarım ve gıda girişimlerine olan ilginin yeterli olmasa da arttığını görmekten memnunuz. Borsa olarak projelendirip hayata geçirdiğimiz İzmir Tarım Teknoloji Merkezi’nin bu alanda çok önemli görevler üstleneceğine inanıyoruz” diyerek sözlerine devam etti.

Dünyada geleneksel finans kuruluşlarından fon alamayan erken aşama girişimlere destek verildiğinden bahseden Kestelli şunları söyledi:

“Tarım teknolojileri alanında faaliyet gösteren girişimler, özellikle aşağıdaki konularda melek yatırımcıların ilgisini çekiyor:

-Dijital Tarım ve Sensör Teknolojileri,

-Dikey Tarım ve Hidroponik Sistemler,

-Biyoteknoloji ve Genetik Geliştirmeler,

-Robotik ve Otomasyon.”

“TARIM TEKNOLOJİLERİNDEKİ GELİŞMELER KÜRESEL REKABETTEKİ YERİMİZİ BELİRLİYOR”
Tarım teknolojilerine yönelik yatırımların artacağını dile getiren Kestelli, “Önümüzdeki dönemde özellikle su tasarrufu, otonom tarım ve biyoteknoloji alanlarında büyük gelişmeler yaşanacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ülkemizin de bu büyük değişim ve dönüşümden geri kalmaması gerekiyor. Küresel rekabetteki yerimizi ve gücümüzü koruyabilmemiz buna bağlı.

Elbette ki bu çok kolay değil ama yatırım yapacaklar için son derece bakir, yüksek gelir potansiyeline sahip bir alan olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.

YORGANCILAR: KADIN GİRİŞİMCİLER GİTTİKÇE GÜÇLENİYOR
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, yaptığı konuşmada “Küresel ekonominin değişen, dönüşen yapısı içerisinde, gençlerin yaratıcı ve dinamik gücü ile girişimcilik ve startupların artan hacmi, verilerin de ortaya koyduğu gibi ekonomik sisteme ivme katmaya devam ediyor.

2024 yılında küresel startup ekosisteminde;yatırımlar tutar olarak yüzde 4,5 artış gösterirken, Türkiye’de adet olarak yüzde 62, tutar olarak yüzde 30’a yakın bir artışla 1,41 milyar dolara ulaştı. Toplam yatırımın yaklaşık yarısı ise 2 büyük markaya ait. (Getir ve Insider) En fazla yatırım yapılan alanlar Sağlık & biyoteknoloji ve yapay zeka olmuştur.

Yine aynı çalışma ile açıklanan, Türkiye özelinde, en az 1 kadın kurucu ortağı olan girişim oranının yüzde 32,2’ye yükselmesi, kadın girişimcilerin sistemde giderek güçlendiğini göstermektedir. Bu konuda, özellikle TÜBİTAK fonlarına teşekkür etmemiz gerekiyor” dedi.

“EGE BÖLGESİ’NDEKİ TOPLAM 65 STARTUP YATIRIMININ 51’İ İZMİR”
Yorgancılar, EBSO ile İZTO’nun iş birliği olan İZQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi’nin henüz iki yılını doldurmuş olmasına rağmen 2 milyon dolar tohum yatırımı aldığını söyledi. Yorgancılar, “1,6 milyar nüfus, 26 trilyon dolar GSYİH ve 22,5 trilyon dolar ticaret hacmindeki bir pazara kolay erişim imkanı sağlayan İzmir;10 üniversite, 6teknopark, 17OSB, 103 Ar-ge merkezi, 26 tasarım merkezi, nitelikli ve genç nüfusu ile girişimcilik ve inovasyon kenti olmaya en büyük adaydır.

Ege Bölgesi’ndeki toplam 65 startup yatırımın 51’i İzmir’e aittir. İzmir’in Türkiye içindeki payı ise yüzde 9’lara yakındır.

Küresel Startup Ekosistemi Raporu’nda ilk 100 ülke içinde Türkiye 5 basamak ile en fazla yükselenler arasında olup listede 40. sıradadır. Yükselişte ülkelerin potansiyeli ve dinamik nüfusu gerekçe gösterilmiştir. Şehirler sıralamasında ise ülkemizi 51. sırada sadece İstanbul temsil etmektedir.

Farklı bir çalışmada, Avrupa startup ekosistem sıralamasında da sadece İstanbul ile 16. sıradayız. Tüm gayretimiz,gerekli potansiyele sahip İzmir’in de bu Avrupa listesinde yer bulması, Akdeniz Çanağı denilen Mısır’dan Fransa’ya uzanan bölgede söz sahibi olmasıdır.

Umudumuzu yükselten ise gençlerimizin enerjisi, teknolojiye olan merakı, İZQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi ile teknoparklarımızın varlığı ve İzmir’de kurduğumuz sinerjidir” ifadelerini kullandı.

“MELEK YATIRIMCILIK KÜLTÜRÜNÜ SAĞLAM TEMELLERE OTURTMAK GEREKİYOR”

Son olarak Yorgancılar şunları söyledi:

“İş dünyasının birinci beklentisi öngörülebilir bir ekonomi düzenin olmasıdır. Türkiye’deki dalgalanmalar, belirsizlik süreçleri kuşkusuz hem girişimci adaylarını, hem de melek yatırımcılarımızı adım atmada çekimser bırakabilir veya yatırımın getirisi yetersiz görülebilir. Oysa ki, bizim Melek yatırımcılık kültürünü sağlam temellere oturtmamız gerekiyor.

O nedenle, Dünya genelinde, melek yatırımcıları teşvik etmek amacıyla çeşitli vergi indirimleri ve avantajları sunulmaktadır. Ülkemizde de vergi indirimleri söz konusu. Ancak, özellikle erken aşamada yatırımları teşvik etmek amacıyla, çıkış yapan yatırımcılara da ek destekler verilebilir.”

ÖZGENER: MENTORLUK İZMİR’İN GENLERİNDE VAR

İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener düzenlenen zirvede şu konuşmayı yaptı:

“Bugün gençlerimiz; daha duyarlı, daha teknoloji ve etki odaklı düşünüyor. Yalnızca bir ürün satmak değil, bir problemi çözmek istiyor.

Özellikle yapay zekâ ve sürdürülebilirlik alanlarında da üretilen girişim fikirlerinin sayısı çoğalıyor. Bu noktada, yatırımcılarımızın sorumluluğunun bir kat daha arttığını görüyoruz. Gençlerimizi İzmir’de tutmak, onların hayallerini burada büyütmelerini ve gerçekleştirmelerini sağlamak adına onlarla daha çok bir araya gelmeli, fikirlerini dinlemeli ve birlikte hareket etmeliyiz.

Bugün, ne yazık ki, melek yatırımcılık alanında olmamız gereken konumda olduğumuzu söyleyemiyoruz. Ülkemiz genelinde melek yatırımcı lisanslarında 772’sinin İstanbul, 107’sinin Ankara, 57’nin ise kentimizde olduğunu görüyoruz.

Halbuki İzmir; köklü ticaret kültürü ve aile şirketi yapısıyla melek yatırımcılığı dayanışma modeline oldukça uygun bir şehir. Aile şirketlerimiz yalnızca mal ve hizmet üretmiyor; aynı zamanda bilgi, deneyim ve değer aktarımı yapıyor. Mentorluk, İzmir’in genlerinde var. Biz bu kültürü yeniden tanımlamamız değil, yeniden harekete geçirmemiz gerektiğine inanıyoruz.

“TAKIM RUHU İLE HAREKET ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Gençlerin yatırım yapmaktan ve girişimcilikten çekinmemeleri gerektiğinin altını çizen Özgener, “Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası ve EGİAD, ayrıca İzmir Valiliği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi, ESİAD ve Ege İhracatçı Birlikleri ile güç birliği yaparak kentimize “İzQ Girişimcilik Merkezi ve İnovasyon Merkezi”ni kazandırdık.

Nasıl ki girişimcilerin projelerini hayata geçirme aşamasında “Takım” olması önemli ise, bizler de girişimcileri destekleyen kurumlar olarak takım ruhu ile hareket etmeyi sürdüreceğiz.

Merkezlerimiz sadece ofislerden oluşmuyor: Bir fikir fabrikası, bir vizyon merkezi olarak faaliyet gösteriyor. Girişimciler için yatırımcıya ulaşmanın, mentora danışmanın, birbirinden öğrenmenin ve küresel dünyaya açılmanın kapısı işlevini yerine getiriyor” dedi.