Politika

İzmir'de eylemcilere seslendi: Protesto haktır ama...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde belediyede işe girme talebiyle eylem yapan işçiler için konuştu. Özel, “Protesto ediyorlar. Bu bir hak. Gelir, protesto ederler ama bu toplantının düzenini bozmadıktan sonra istediği pankartı açar istediği protestoyu yapar” dedi. Özel ayrıca basının AK Parti iktidarı tarafından baskılara maruz kaldığını ve CHP iktidarında basının özgür kalması için çalışmalar yürüteceklerini söyledi.

Oktay GÜÇTEKİN/EGEDESONSÖZ- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kapsamında İzmir’de açıklamalarda bulundu.

Özel’in konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Dışarıdan az önce ses geliyordu. Bir grup insan, taşeron işçiler… Sordum ne olduğunu… Belediyenin dışarıya verdiği tuvaletlerin temizliğinde çalışan firma değişmiş. Yeni firma iş teklif etmiş. Onlar da kabul etmemiş. Bizi belediyeye işe alın demişler. Protesto ediyorlar. Bu bir hak. Gelir, protesto ederler. Ama Bu toplantının düzenini bozmadıktan sonra istediği pankartı açar istediği protestoyu yapar.

TAYYİP BEY RÜYASINDA KONUŞSA ONU DA VERİYOR, GRUP DIŞINDA BİZİM HİÇBİR KONUŞMAMIZ VERİLMİYOR
Gazeteciler mesleğini yaparken ya mesleği yapmayacak hale getiriliyorlar ya da cesaret göstererek yapıyorlar. Öyle bir noktaya geldik ki cepheden haber versin diye Anadolu Ajansı maalesef muhalefet açısından haberin kaynağından sansürlendiği ve bir partinin ajansına dönüşmüş olan bir ajans halinde. Bir devlet ajansını ya da kamu yayıncılığı yapan TRT gibi kuruluş ise benim grup toplantısını dakika veriyor. Tayyip Bey 78 dakika konuşma yaparsa 78 dakikasını veriyor. Tayyip Bey rüyasında konuşsa onu da veriyor. Grup dışında bizim hiçbir konuşmamız verilmiyor.

Türkiye basın özgürlüğünde değerIendirmeye alındığında 180 ülkeden 158’nci sırada. 157’nci sırada İsrail işgali altındaki Filistin yer alıyor. Onlar bizden bir tık iyiymiş. Bizden kötü kim var derseniz; Arap Emirlikleriyle, Afrika ülkesi var. İşgal altındaki Filistin’e geçildik. 54 gazeteci Filistin’de görev yaparken şehit ediliyor. Böyle bir ülke basın özgürlüğünde bizden önde durumda. Verilere göre 18 gazeteci Türkiye’de yaptığı haberler nedeniyle cezaevinde. 720 gazeteci geçen yıl hakim karşısına çıktı. 74’ü tutuklandı. Bunun içinde çok yakından tanıdıklarımız bildiklerimiz var. Siyasetin tam göbeğinde en ağır eleştirileri yapıyor. Tartışma açmak istemem ama sert, kirli bir dil kullanıyor. Bir siyasetçi rakibine nasıl o sözleri söyleyebilir… Siyasi rakipleri ona cevap veriyor. Savcıda bekliyor. Cumhurbaşkanına hakaretten dava açılıyor.

İMRALI AÇILIMI İÇİN YORUM
Terör bitecekse her şeyi yaparım ama kapalı kapılar ardından Tayyip Erdoğan’ın siyasi geleceğiyle filancanın özgürlüğünün takas edildiği oyunun parçası olmam. O yüzden meseleyi doğru yere çekmeye çalışıyoruz. O yüzden şehit ve gazi ailelerinin dediklerini değerli buluyorum. Özellikle açıklıkla söylüyorum; uzun süredir CHP’nin bu konudaki tutumu son derece net. Birileri milleti görmeden devleti ezdirerek barışı değil de siyasi çıkarlarını düşünerek ilerleyecekse millet onu da görsün. Bizim nerede durduğumuzu da görsün.

TÜRKİYE’DE HER 4 GAZETECİDEN 1’İ ESNEK ÇALIŞIYOR
Bu salonun önceliği meslek ama meslek yapılırken özlük haklarının bu kadar kötü olduğu süreçte gazetecilerden mesleklerini çok iyi yapmalarını beklemek haksızlık. İstihdam soruları var. Bizim partimizde mesleklerinden koparılmış 8 arkadaşımız çalışıyor. Çok sayıda gazeteci uzaktan çalışıyor. Parça başı çalışıyor. Yine meslek örgütünün bir raporunda Türkiye’de her 4 gazeteciden biri esnek çalışmalar yüzünden asgari ücretin altında maaş alıyor. Bu korkunç bir şey. Ortalama maaş asgari ücretin 6 bin üzerinde. Bütün basın mensuplarının ortalama maaş açısından utanç verici bir noktada. Önemli bir eksikliği sendikalı olamaması. Sermaye maalesef bunu da başardı. Gazetenin sendikasının diğerlerinden bir farkı var. Gazetecinin sendikası haklarını işverene karşı koruyor. İşvereni de siyasetçiye karşı koruyor. CHP iktidarında ilk elden yapılacak işler halkın haber hakkını korumak açısından gazetecilerin sendikalaşmasının önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiği. Hazırladığımız programda bunu Nisan ayından sonra göreceksiniz. Biz CHP olarak harıl harıl bir çalışma içerisindeyiz. İktidara hazırlanıyoruz. Gelince biz bu basını nasıl geri alırız, nasıl yandaşlaştırırız diye değil, bir daha kimsenin egemenlik kuramayacağı bir gazetecilik kanunu için güvencelerle çalışıyoruz. 1’den çok gazete sahibi olmanın yasaklandığı, 10 yıl sonrasında kamu ihalesine meşgul olanların gazete sahibi olamadığı, gazetecilik meslek tanıtım kartlarının sadece gazetecilik meslek örgütü tarafından verildiği, basın ilan kurumunun bütün döngüsünün sadece gazeteci meslek örgütü tarafından düzenlendiği yürütüldüğü ve denetletildiği bir sistem… Basını ele geçirme niyetimiz yok. Ama basının bir daha ele geçirilmeyecek bir niteliği kavuşturmaya niyetimiz var. Basın görevini özgürce yapabilseydi bu noktalara gelmeyecektik. Aynı şeyi adalet sistemi içinde çalışıyoruz.

CHP’NİN İKTİDARIYLA BERABER GAZETECİLER ÇOK DAHA ÖZGÜR ŞEKİLDE GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRECEK
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, programda yaptığı açıklamada Tugay, “Dün akşam burada İzmir Gazeteciler Cemiyeti iş birliğiyle Barış Selçuk ödüllerini verdik. 25’inci kez Türkiyemizden başarılı gazetecilik örneklerini gösteren gazetecilerimizi ödüllendirmekten büyük bir onur duyuyor. Biz hem CHP’liler olarak hem de İzmirlilerin görev ve sorumluluk verdiği yöneticiler olarak ahlakıyla toplumun vicdanına ses olmak, gözü kulağı olmak için tüm gazetecilerimizin her zaman yanında oldu. Olmaya da devan edeceğiz. Basının güçlendirilmesi için yanlarında olduğumuzu arkadaşlarımız biliyorlar. Bu yolda da emek gösteremeye devam edeceğiz. Biliyoruz, yürekten inanıyoruz ki gazetecilik ne kadar özgür yapılırsa o ülkede demokrasi o kadar iyi işler. Halkın bilinçli olması o derece sağlanır. İçinde yaşadığımız dönem maalesef hemen herkesin baskı altına olduğu bir dönem. Buradan maalesef yandaş tabir edilen kötü örnekler bir yerde gazeteciliği kirletiyor. Bunlardan kendimizi koruma için tarafsız bir şekilde görevini yapan tüm basın emekçilerimizin yanında olmak gerektiğini ifade etmek isterim. Biz İzBB olarak, İzmir olarak bu duruşu göstermeye devam edeceğiz. Önümüzdeki yıllarda CHP’nin iktidarıyla beraber gazeteciler çok daha özgür şekilde görevlerini yerine getirdiği işsiz ve güvencesiz olmadıkları bir ortamı hep beraber sağlayacağız. Bu mücadeleye katkı koymak bizim için onur olacaktır” ifadelerini kullandı.

ZEYREK: HER ZAMAN GAZETECİLERİN YANINDA OLACAĞIM
Ege Belediyeler Birliği Başkanı ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek programda yaptığı açıklamada  “Bugün burada sadece bir basın toplantısı için değil, demokrasimizin can damarını oluşturan basın özgürlüğünü savunmak ve bu uğurda verilen mücadeleye ses ve destek olmak için bir aradayız. Gazetecinin çalışanı, çalışmayanı, olmaz biliyorum. Ancak, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, basın tarihinde çetin bir mücadelenin, basın emekçilerinin iş hakları için verdiği önemli direnişin günüdür. 1961 yılında yürürlüğe giren 212 Sayılı Kanunla, çalışma koşulları iyileştirilen, iş güvencesi ve sosyal hakları yasal bir zemine oturan gazetecilerin tüm Türkiye’ye örnek olduğu gündür” dedi.

Öldürülen gazetecileri anan Zeyrek “Basın tarihi, aynı zamanda mücadele tarihidir. Bu vesileyle,  Düşmana ilk kurşunu sıkarak yurdunun kurtuluşu için 'kıvılcım' olan, 31 yaşında ülkesinin bağımsızlığı için canını hiçe sayan vatanperver gazeteci Hasan Tahsin'i… Aydınlanma mücadelesinin neferi olduğu için karanlık çetelerce katledilen Abdi İpekçi'yi… Yıllar öncesinden bugünleri gören, halkımızı uyaran, kalemi kana bulanan "Sakıncalı Piyade" Uğur Mumcu’yu… Atatürk devrimleri için canı pahasına mücadele veren Ahmet Taner Kışlalı’yı… Halkın haber alma özgürlüğünü savunan, inen her cop darbesinde olanca gücüyle “ben gazeteciyim” diye haykıran Metin Göktepe’yi… Bu toprakların zenginliğini, bir arada yaşamanın gereğini savunan, “barış güvercini” Hrant Dink’i… Bahriye Üçok’u, Çetin Emeç’i halkın haber alma mücadelesi ve hakikat arayışının bedelini hayatlarıyla ödemiş tüm basın şehitlerini saygı, sevgi ve minnetle anıyorum.” ifadelerini kullandı.

ÖZGÜR BASIN SUSTURURULMAK İSTENİYOR
Özgür basın olmadan demokratik bir toplumun olmayacağını dile getiren Zeyrek “Bugün Türkiye’de özgür basın, baskı altına alınmak, susturulmak, tek tip bir anlatıya sıkıştırılmak ve mahkûm edilmek isteniyor. Oysa basın bir ulusun ortak sesidir. Basının sesinin kısılması o ulusun nefessiz kalması demektir.  Basın özgürlüğü ise sadece gazetecilerin, basın emekçilerinin meselesi değildir. Çünkü tarafsız ve korkusuz bir basın;  toplumsal adaletin, kişisel hak ve özgürlüklerimizin, kısacası demokratik bir toplumun teminatıdır. Basın özgürlüğüne sahip çıkmak demokrasiye sıkı sıkıya sarılmaktır. Sosyal demokrat bir anlayışın temsilcisi olarak, açıkça ifade ediyorum ki; özgür bir basın olmadan demokratik bir toplum inşa edilemez. Çünkü basın, halkın gözüdür, kulağıdır, vicdanıdır. Hakkı gasp edilenlerin, sesi duyulmayanların, tüm toplum kesimlerinin kürsüsüdür. Basını susturmak, halkı susturmaktır. Bugün sansüre ve istibdada hayır diyen herkesin, bu hakikat arayışının yanında olması bir görev ve hatta bir zorunluluktur. Basın hürdür, sansür edilemez…” diye konuştu.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ TOPLUMSAL BİR İHTİYAÇ

Gazetecilerin yanında olmaya devam edeceğini aktaran Zeyrek şunları söyledi:

Ülkemizde bugün özgürlük, eşitlik ve adalet mücadelesi veren herkes, baskı ve yıldırma politikalarına maruz bırakılıyor. İşini yapmaya çalışan gazetecilere verilen her gözdağına, istisna olması gereken tutukluluğu siyasi bir cezalandırma aracı olarak kullananlara, “dur!” demek ancak gazetecilerin, demokrasi mücadelesine inanan her yurttaşın baskılara direnmesiyle mümkün olabilir.

Biz, basın özgürlüğünü sadece bir hak değil, toplumsal bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Yerel yönetimlerde sosyal demokrat ve toplumcu bir anlayışla hareket eden bir belediye başkanı olarak, her zaman gazetecilerin yanında olmaya, hakikat mücadelesini desteklemeye devam edeceğim

Türkiye’nin geleceği, sizlerin kalemiyle, mikrofonuyla ve cesaretiyle şekillenecek. Amasız, fakatsız, yalnızca gerçeği savunmak, halkın haber alma hakkını korumak için verdiğiniz mücadele, bu ülkenin geleceği adına büyük bir değerdir. 

Hep birlikte, özgürlüklerin genişlediği, adaletin sağlandığı ve demokrasinin güçlendiği bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Bu yolda sizlerin emeği ve cesareti, en büyük gücümüzdür. Kimsenin önünde eğilmeyen, hayatını halka hakikatleri anlatmak yolunda harcayan basın emekçilerinin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü yürekten kutluyorum.