Türkiye'nin dört bir yanını dolaşmış bir kişi olarak, nerede yaşamak isterseniz diye sorulsa, vereceğim cevap hazır… İZMİR…
Biz İzmirliler, kökenimiz ne olursa olsun, ister Karadeniz kökenli olun ister Doğu, İzmir'i sevdik mi bir daha başka kentte yaşamak istemeyiz…
Her zaman söylerim İzmirli olmak bir ayrıcalıktır.
Geçen ay Ankara'dan, sevdiğim ve değer verdiğim kent bilimi üzerine eğitim almış üstatları konuk ettim…
İzmir'in her yerini dolaştırdım, gezilecek bir yer bırakmadım…
Gezi sonunda İzmir ile ilgili yorumlarını sordum. Yaşadığım güzel kent için bana söyledikleri ilk şey İzmir'in iki bölgeye ayrıldığı idi…
Birinci bölge için modern yapıların ve çağdaş mekanların olduğu bir Avrupa kenti…
İkinci bölge ise plansız gelişi güzel yapıların olduğu, altyapısız, mevcut tarihi dokunun tahribe uğradığı 3. Dünya kenti.
Kentimize gelen konuklarımızın söyledikleri benim için önemli olduğu ve düşüncelerine saygı duyduğum için onlara yaptığım açıklamaların aynısını sizlerle de paylaşmak isterim.
Bahsi geçen ilk bölge özellikle son iki yerel yönetim döneminin ortaya çıkardığı bir eser...
Mevcut yerel yönetim, genel iktidar kaynaklarından yoksun kendi yarattığı dinamiklerle ayakta kalmaya çalışan ve yaratılan bu dinamiklerle sergilediği eserleri halkın hizmetine sunan bir yönetim süreci...
Bu süreci iyi değerlendirmeniz gerekiyor…
Genel iktidarın, Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin kentsel dönüşümlerine yardımcı olduğunu, İzmir'in ise bu yardımdan nasibini alamadığını…
Genel kaynaklardan yoksun bir Avrupa kenti yaratmanın bir başarı olduğunu ifade ettim.
Tespitlerindeki ikinci bölge için, mevcut yerel yönetimin hatasının olmadığını, geçmişten gelen imar hatalarının, popülist yerel yöneticilerin yönetimsel hatalarının olduğunu…
Son dönemdeki yerel yönetimin, yeni imar planlarını hayata geçirdiğini, kentsel dönüşüme hız verdiğini artık genel iktidarında desteğini alır ise bahsettiğiniz ikinci bölgenin yaşanabilir bir kent konumuna geleceğini söyleyerek kendi fikirlerimi belirttim.
Konuklarım açıklamalarımdan tatmin oldular.
Biz İzmirlilere düşen görev, Agorada, Kadıfekalede, Kemeraltında yapılan kentsel dönüşüm projelerini başarılı bir şekilde icra eden yerel yöneticilerin, şimdi İkiçeşmelik gibi bölge halkının da mutabakatını alarak yaptığı düzenlemelere koşulsuz destek vermemiz.
Genel İktidara düşen görev ise hiçbir siyasi kaygı taşımadan yerel yönetimlerin bu başarılı projelerine destek olmasıdır.