İzmir Otogarı'na acilen neşter vurmak lazım

Son haftalarda İzmir Otogarı'nı sık sık ziyaret etmek zorunda kaldım.

Yolcu karşıladım, yolcu uğurladım.

İnanır mısınız?

Her gidişimde midem alt üst oldu.

Gördüğüm o iğrenç görüntüler karşısında kusmamak için kendimi zor tuttum.

***

İki katlı otogarın alt katı giden, üst katı gelen yolcular için...

Her yer kalabalık.

Her yerde bir karmaşa.

Sigara içmeyenlerin sayısı, parmakla sayılacak kadar az.

Dumanaltı olmakla kalmazsınız, birisinin elinde tuttuğu sigarayla bir yeriniz yanabilir!

Aman dikkat diyorum.

Büfeler...

Hepsi birbirinden beter.

Garajın yakınındaki çimento fabrikasından yükselen toz duman, garaja çöküyor.

Dolayısıyla garajda açıkta hiçbir şeyin satılmaması lazım.

Ne gezer!

Garajda her şey meydanda.

Hediyelik lokum ve diğer gıda maddelerinin paketlerinin üzeri, bir parmak toz.

Ya açıkta satılan tavuk ve et dönerler?

O pislik içinde satılan ürünleri görünce benim midem kalktı da...

Afiyetle yiyenleri görünce, daha da tuhaf oldum vallahi.

Bu yumuşak tüylü hayvanlar, büfelerin üstünde yer aldığı iddia edilen küçük asma katları da istila etmiş.

Dönerler, işte o asma katlarda hazırlanıyormuş!

Fareler de büfecilere muhakkak yardım ediyordur!

Midyeciler, mısırcılar, seyyar satıcılar ortalıkta cirit atıyor.

Midyeler çuvalla taşınıyor.

'Burada zabıta yok mu?! diye sordum.

'Var ama biz de görmüyoruz' yanıtını verdi oradaki huzursuzluktan rahatsız olan birkaç iyi esnaf...

Hijyen bir yer, ara ki bulasın.

Hijyenin, İzmir Otogarı'na hiç uğramadığını söylersek, abartmış olmayız.

***

Her taraf pislik içinde dedik ya...

Garajın içinde birkaç tane tuvalet var.

Fakat merdivenler, köşe bucak yerler de tuvalet olarak kullanılıyor!

Yürürken hep karşıya bakmayın, yere de bakın.

Hele hele ara katlardaki merdivenler çıkarken b.k'a basmayın sakın!

***

Garajda güvenlik, sıfır düzeyinde.

Öyle ki garaja giriş için neredeyse 10 ayrı nokta var.

Garajda çalışmak zorunda kalanlar, hayatlarından endişe ediyor.

İki yıl önce iki personelin öldürüldüğünü hatırlatarak, aynı akıbeti yaşamaktan korkuyorlar.

***

Garajın içinde garaj açılmış, iyi mi!

Bir firma, hem büyük garajın peronlarına araçlarını sokuyor; yolcu alıyor, yolcu indiriyor.

Aynı zamanda kendisine ait alanı da kullanıyor.

Bu nasıl bir iştir, anladıysam arap olayım!

***

Bayramdan üç gün önce, bir yakınımın bizzat yaşadığı bir olayı anlatarak yazımı noktalayayım.

Bir büyük firmanın yazıhanesine gittik, Nazilli bileti alacağız.

Yer yok dediler.

Türkiye'nin her köşesine sefer yapan bir başka firmanın yazıhanesine gittik.

O firmadan biletimizi aldık.

Otobüs perona yanaşmadı, peronların arkasındaki boşlukta bir yere park etmiş meğer!

Biz de otobüs perona yanaşacak diye bekliyoruz.

Tesadüfen öğrendik, otobüsümüzün karşıda beklediğini...

Neyse...

Yolcumuz koltuğuna oturdu, otobüs hareket etti.

Aydın-Nazilli üzerinden Denizli'ye gitmesi gereken otobüs, Ankara yoluna dalmış, iyi mi!

Git babam git, git babam git!

Yolcular homurdanmaya başlamış, 'Nazilli'ye neden buradan gidiyoruz?' diye...

Sesler yükselince, otobüs şoförü işi uyanıyor.

Uykusuz olduğu her halinden belli garibim şoför, Belkahve'yi geçtikten sonra U dönüşü yapıyor, İzmir'e dönüyor ve Denizli istikametine yöneliyor.

Bunu neden anlattığıma gelince...

Otobüsleri, otobüs şoförlerini denetleyen yokmuş meğer!

Garajda iş yapan sağduyulu bir esnaf arkadaş, bu sıkıntılı duruma dikkat çekti.

Denizli yerine Ankara yoluna giden şoför de eminim, dinlenemeden tekrar direksiyon başına geçirilen bir şofördü.

***

Sadede gelecek olursak.

Tüm bunlar, İZOTAŞ yönetim binasının yanında olup bitiyor.

Şu da bir gerçek ki, İZOTAŞ yönetimini dinleyen yok.

Yönetim de her şeyi oluruna bırakmış durumda.

Allah aşkına bir babayiğit çıksın da İzmir Otobüs Terminali'ne bir el atsın.

Oradaki disiplinsizliğe çare bulsun.

Birer restoran gibi çalışan büfelere hijyeni getirsin.

Garajın her köşesi değil de sadece tuvaletlerin kullanılmasını sağlasın.

Zabıta gücünü mü artırırsınız...

Sağlık Müdürlüğü'nü alarma mı geçirirsiniz.

Şoförlerin yıla çıkmaya hazır olmadıklarını belirlemek için trafikten özel bir ekip mi oluşturursunuz.

Bilemem.

Fakat bildiğim bir şey var; o da garajın çığrından çıktığı...

Her gün yüz binlerce insanın kullandığı otogara acilen neşterin vurulması gerektiği.