Türkiye'nin en büyük 'kent bayramı'nı, 9 Eylül İzmir'in Kurtuluşu'nu kutluyoruz...
Ne mutlu bu şehirde yaşayanlara...
Her zafer içinde birbirinden kıymetli kimi hüzünlü kimi esrarengiz unutulmaz anılar saklar... Onlardan birini, belki de en anlamalısını, ünlü tarihçi Prof. Dr. Kemal Arı'nın katkılarıyla aktarmaya çalışacağım...
İzmir, yaklaşık üç buçuk yıl işgal altında kaldı... Yurtseverlere akılalmaz baskılar yapıldı; katliamlar birbirini izledi... Gözler hep Anadolu' daydı... 'Mustafa Kemal ne yapıyor? Kongrelerden hangi sonuçlar çıkacak?' soruları birbirini izliyordu...
Derken...
Heyecan veren haberler peşpeşe geldi...
Meclis açılmış, Milli Ordu kurulmuştu...
Ardından İnönü Savaşları ve Sakarya...
Tam bu arada Özbekistan Buhara'dan bir 'Kılıç', Ankara'ya doğru yola çıktı...
Zaferler sona ermeden Meclis'e çok kıymetli bir hediye geliyordu...
Bu 'kılıç', 16 Türk Devleti'nin arasında yer alan Büyük Timur İmparatorluğu'nun kurucusu Timur'a aitti... Tarihe bir ayağı aksak olduğu için 'Timurlenk' olarak geçen büyük emir, sıfırdan kurduğu Büyük Timur İmparatorluğu ile dünyanın dörtte üçüne hükmetmiş, 27 Sultan'a diz çöktürmüş, 20 büyük seferin tamamını kazanmış, yaptığı yüzlerce savaşın hiçbirini kaybetmeyerek, tarihe adını 'Yenilmez Hakan' olarak yazdırmıştı...
Timur, Ankara Savaşı'nda Osmanlı Sultanı Birinci Beyazıt'ı yenip, esir aldıktan sonra 1402'de hristiyanların elinde bulunan İzmir'i de yedi günlük kuşatmadan sonra fethetmişti...
İşte Meclis'e hediye edilen o kılıç, İzmir'i alırken Timur'un belindeki kılıçtı...
Meclis'e ulaştığında o kılıç üstüne şöyle söz verildi:
'İnşallah bu kılıç, yeniden İzmir'i alacak...'
And yerine getirildi...
Kahraman süvariler 9 Eylül'de İzmir'e girdiler... En önde Yüzbaşı Şerafettin ve silah arkadaşları vardı... Pasaport önlerine geldiklerinde atının önüne bir bomba atıldı... Kanlar içindeydi Yüzbaşı Şerafettin... O haliyle Hükümet Konağı'na ulaştı; gözyaşları arasında Türk Bayrağı'nı göndere çekti...
Ve 15 Eylül'de Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle Timur'un kılıcı Yüzbaşı Şerafettin'e verildi...
Gerçekten 'O Kılıç' ikinci kez İzmir'i fethetmişti...
Bakın sonra neler oldu?
Yüzbaşı Şerafettin Bey, bir süre daha görevine devam etti... Ancak aldığı yaralar tam iyileşmediği için malulen emekli oldu... Çok zor bir hayat yaşadı... 1951 yılında sessiz sedasız bu dünyadan göçüp gitti...
'Peki Timur'un kılıcı n'oldu?' dediğinizi duyar gibiyim... Anlatayım o zaman...
Yüzbaşı Şerafettin, vefatından önce kılıcı, 'Bu benden çok milletime aittir' diyerek, O'nu İzmir'de kurulmakta olan bir müzeye göndermek için, eşi Siret Hanım aracılığıyla İstanbul Valiliği'ne teslim etti...
Ve o Kılıç 66 yıldır kayıp!
Ne garip değil mi?
Sonsöz: 'Geçmişine sahip çıkamayan, geleceğine de sahip çıkamaz...'