Güncel

İzmir'de 33 yıldır bitmeyen çile!

İzmir'in Narlıdere ilçesinde 1987 yılında kurulan Özmavikent Konut Yapı Kooperatifi, aynı yıl yaptıkları anlaşma gereği İrfan Sağlam'a ait arsa üzerine 6 katlı 5 blok halinde 140 daire inşa etti. Yine anlaşma gereği kooperatif, dairelerden 42'sini Sağlam'a teslim etmek istedi. Ancak arsa sahibi, inşaatta hatalar olduğu iddiasıyla daireleri teslim almadı. Bunun sonucunda da taraflar arasında 33 yıldır süren hukuk mücadelesi başladı. Uyuşmazlık defalarca farklı mahkemelere taşındı. Mahkemeler de pek çok farklı kararlara imza attı. Temyiz edilen kararları, Yargıtay, imar barışı sürecinin devam etmesi nedeniyle iade etti.

YIKIM İŞLEMİ İÇİN BELEDİYEDEN İZİN ALDI
Gelişmeler devam ederken arsa sahibi İrfan Sağlam, aynı zamanda avukat olan oğlu Yusuf Çağlar Sağlam aracılıyla başvurduğu Narlıdere Belediyesi'nden, önceki mahkeme kararlarına dayanarak, yıkım izni aldı. Gerekçe olarak ise ruhsatsız olarak yapıldığı belirtilen, yaklaşık 20 metrelik istinat duvarı gösterildi. Geçen yıl gelen belediye ekiplerini, imar barışından yararlanacaklarını söyleyen apartman sakinleri geri gönderdi. Daha sonra, imar barışından faydalanan kooperatif, 1 milyon 350 bin TL para ödeyerek evlerin yapı kayıt belgelerini aldı. Ancak arsa sahibi, 'Kooperatif üçüncü şahıstır, imar barışından faydalanma hakkı yoktur' şeklinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na itirazda bulundu. Ancak Bakanlık bu itirazı reddetti. Bunun üzerine, Sağlam konuyu İzmir 4'üncü İdare Mahkemesi'ne taşıdı. Mahkeme, verdiği kararla evlerin yapı kayıt belgelerini iptal edince, daire sakinleri hayal kırıklığına uğradı.



'MÜCADELE EDECEK GÜCÜMÜZ KALMADI'
Narlıdere Belediyesi, kooperatife, 20 Ağustos'ta elektrik ve suların kesileceğini belirten bir yazı gönderdi. Bunun üzerine bir araya gelen daire sakinleri, belediyeye tepki gösterdi. Kooperatif yöneticisi olan daire sahibi Şafak Kokulu, 'Mücadele edecek gücümüz kalmadı. Bize, Narlıdere Belediyesi'nden evlerin yıkılacağına dair tebligat geldi. 20 Ağustos'ta da elektriklerimizin ve sularımızın kesileceği söylendi. Çünkü evde birileri yaşarsa binayı yıkamıyorlar, böylece bizi evlerimizden uzaklaştırmak istiyorlar. Haklılığımızın görülmesini istiyoruz. Yıllar süren bir mücadelenin son noktalarına getirildik. Yaklaşık 30 yılı aşan bir süredir devam eden mücadeleden bahsediyoruz. Ne yazık ki arsa sahibi kadar güçlü olamadığımız için bu noktadayız. Sesimizi bir türlü duyuramıyoruz. Getirildiğimiz bu noktaya isyan ediyoruz. Emeklerimizle aldığımız, belki de bir daha sahip olamayacağımız evlerimize sahip çıkmak istiyoruz. Burada yaşayanların profili belli. İnşallah haklının hakkı kendisine iade edilir. Şu an elimiz kolumuz bağlanmış durumda' dedi.

'HAKKIMIZ OLANI İSTİYORUZ'
Daire sahiplerinden Mehmet Şahin Yılmaz da, binanın yapımının 1987 yılında yasal bir noter sözleşmesiyle, belediyeden alınan yasal bir ruhsatla başladığını belirterek, 'Burası tarlayken, imara açılmasını sağlayan organ kooperatif oldu. Ardından arsa sahibi, buralar değerlendiği için itirazlara başladı. Dairelerin kooperatifin elinden alınması ve yıkılması için çeşitli yollara başvuruyor. Buradaki yaklaşık 20- 30 metrelik bir istinat duvarını bahane ederek, yıkım kararı aldırıyor. İdare Mahkemesi yıkım kararını onaylıyor. İmar barışı çıktıktan sonra, kooperatifimiz buna başvurdu ve imar barışından yapı kayıt belgelerini aldı. Bunun için 1 milyon 350 bin TL nakit para yatırdık. Arsa sahibi, bakanlığa, kooperatif üçüncü şahıstır, imar barışına başvurma hakkı yoktur itiraz etti ancak bakanlık bu itirazı reddetti. Belediyeden, 20 Ağustos'ta sularımızın ve elektriğimizin kesileceğine dair tebligat göndermişler. Bizim burada kanserli olan hastalarımız var. Yaşlı olan, astımlı olan vatandaşlarımız var. Ortalıkta virüs dolaşıyor. Bu aşamada elektriği, suyu kesmek nedir? Gelsin, bağımsız bir kuruluş, üniversiteler denetlesin evlerimizi. Çürükse biz evlerimizi terk ederiz ancak sağlamsa biz hakkımız olan tapularımızı istiyoruz' diye konuştu.

'ARKADAŞLARIMDAN AYRILMAK İSTEMİYORUM'
Sitedeki bir dairede annesi ve ananesi ile yaşayan Ayberk Toptaş ismindeki çocuk ise, 'Biz buraya geçen sene taşındık, çünkü babam vefat etti. Biz, 80 yaşındaki ananeme bakmak zorundayız. Benim burada birçok arkadaşım da var ve onlardan ayrılmak istemiyorum. Yıkım kararını duyunca çok üzüldük. Arkadaşlarımızla buraya ağaç ev yapmıştık. Onun da yıkılmasını istemiyoruz' dedi. (DHA)