Güncel

İZDEDA’dan çarpıcı iddia: "Bazı siyasiler bana ‘deprem vergisini gündeme getirme’ dedi"

Genel başkanlık düzeyinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere birçok isimle görüşmelerine rağmen sonuç alamadıklarını belirten İZDEDA Kurucu Başkanı Haydar Özkan, “depremzede  ‘benim deprem vergim vardı ne oldu?’ deyince bize küstüler. Ben siyasiler ile konuştuğumda ‘deprem vergisini gündeme getirme’ diyorlardı. İsmimiz İzmir değil Konya olsa afet bölgesi ilan edilirdik” dedi.

İZDEDA’dan çarpıcı iddia: "Bazı siyasiler bana ‘deprem vergisini gündeme getirme’ dedi"

EGEDESONSÖZ - İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği Kurucu Başkanı Haydar Özkan Sonsöz TV’nin konuğu oldu. Gazeteci Oktay Güçtekin’in sorularını yanıtlayan Özkan, dikkat çekici açıklamalarda bulundu

DURUMA CİDDİ BİR ŞEKİLDE EĞİLMEK GEREKİYOR
Ege Denizi’nde yaşanan depremlerden kaynaklı insanların tedirgin olduğunu belirten Özkan, “Bizim depremzedelerimiz ve depremzedelerimizin yanında olan mahallelerimizin hepsi huzursuz.  Bizim depremle ilgili ağır, orta ve az hasarlı bölümlere ayrılmış konutlar var. Depremin ilk olduğu konutlarda Bakanımız Murat Kurum Bey az hasarlı konutlar için ‘oturmayın çıkın’ demişti. Geçen zamanlarda ekonomik durumla ilgili sorun çıkınca az hasarlılar testi geçmiştir diye düşünüldü. Ancak vatandaşlar bu arada evlerini boşaltmışlardı ve evlerini yıktırdılar. Şu anda 4 yıldan beri kira ödüyorlar. Bunun yanında korkup ekonomik durumu iyi olmadığı için az hasarlı binalarda oturan depremzedelerimiz var. Hasarsız adlandırılan ancak aynı bölgede oturan vatandaşlarımız var… Bunların içindeki huzursuzluk git gide artıyor. Çünkü gün içinde beşik gibi  her yer sallanıyor ve her an buraya da gelmesi ile ilgili bir korku var. Diğer ülkeler çalışmalar yapılıyor. Kendi ülkemizde belediye başkanlarımız çalışmalar yapıyorlar. Durum ciddi ve bu duruma ciddi bir şekilde eğilmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

DERNEĞE GÜVENİP DEVLETE GÜVENMEDİLER 
Türkiye’de bir çok ilde deprem olmasına rağmen neden sadece İzmir’de dernek kurulduğunun sorulmasına yanıt veren Özkan, “Dernek kurmak için çok hevesli değildim. Ben geçmişte Astsubay emeklisi olan ve evi ağır hasar almış bir vatandaşım. Devletle irtibat kurma sırasında pandemi döneminde bazı aksaklıklar ve eksiklikler gördük. Hayatı 25 yıl boyunca düzen içinde geçmiş birisi, deprem diye bir afet görmüş ve bunda bir başıboşluk görmüş, insanların kafası kopuk tavuk gibi bir taraftan bir tarafa koşturduğu dönemde ilk önce bir whatsapp grubu kurarak sonrasında platform kurarak başladık. Baktık ki insanların bu konularda bilgiye aç olduğunu gördük. Çevre Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü’ne gidiyoruz farklı bir şey söylüyor, AFAD’a gidiyoruz farklı bir şey söylüyor, belediyeye gidiyoruz farklı bir şey söyleniyor. Buradaki konuları birleştirecek güce ihtiyaç vardı. O sırada da dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer bu konudaki eksikliği gördü ve dernek kurun dedi. Dernek kurulduktan sonra da AK Parti kanadı da bizi destekledi ve derneği kurmuş olduk. İyi ki de kurmuşuz. Depremde sıkıntı yaşayan illerimizdeki depremzedelerimize dışarıdan destek verdik. DASK nedir nasıl alınır diye Elazığ’a biz öğrettik. Bizden sonra yaşanan depremde de insanların önlerinde görebilecekleri bir şey vardı. 6 Şubat depreminden sonra da bir çok depremzedeye yardımcı olduk. Bizi buna iten İzmir'deki depremzedelerin eğitim durumu. Buradaki depremzedelerimiz daha eğitimli olduğu için dernek kurulmasında bizim yanımızda oldular. Süreç içinde de dernekten başkasına güvenmediler. Üzücüdür. Çünkü karşınızda devlet varken derneğe güvenip devlete güvenmediler” dedi.

KONYA OLSAK AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMİŞTİK 
30 Ekim 2020 yılından sonra bir çok siyasi ile görüştüklerini belirten Özkan, “Cumhurbaşkanımız ile 2 sefer görüştük, son Başbakanımız Binali Yıldırım ile görüştük, Çevre  Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile her seferinde görüştük, CHP önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile 5 kere görüştük, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile 2 sefer görüştük, bizim sesimizi ilk mecliste duyuran olmuştu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce,  DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile görüştük. Sizin dediğiniz bir şey var ‘En çok siyasi ağırlayan, en çok siyasetçi ile görüşen ama hiçbir şey alamayan derneksiniz’ demiştiniz. Ben ilk önce kavrayamamıştım ancak sonra haklı olduğunuzu gördük. Çok fazla siyasetçi ile görüştük ama kazanımlarımız az oldu. Deprem siyaset üstü denildi ama siyasetçinin altında ezildi. Her gittiğimizde siyasiler bize ‘deprem  siyaset üstü biz burada siyaset yapmıyoruz’ dedi, ama maalesef siyasetin içinde ezildik. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumda bizi çok kötü etkiledi. AK Parti kanadına söylediğimiz zaman ‘biz 5 bin konut yaptık belediye ne yaptı?’ diyor, belediyeye bir şey söylediğimizde ‘emsal verdik daha ne yapalım?’ diyor. İkisi de kağıt üzerinde haklı. Ama diğer tarafından yaşanılmış olarak devletimizin yaptığı eksiklikler vardı.  1999 yılından bu yana alınan bir vergi var. Deprem vergisi. 2020 yılında İzmir’e deprem uğruyor ve depremzede  ‘benim deprem vergim vardı ne oldu?’ diyince bize küstüler. Ben siyasiler ile konuştuğumda ‘deprem vergisini gündeme getirme’ diyorlardı. Bakanımız da ‘yol yapmış olabiliriz’ dedi. Ekonomik duruma göre oradan oraya para aktarılmış olabilir ancak şu an bir deprem var. Zaten yolu başkalarına yaptırmadık mı? O yüzden geçişlerde dünya kadar para ödemiyor muyuz? O para nerde? Para neden depremzedeye verilmedi? Deprem vergisi verilmediği gibi 6 Şubat depreminden sonra devletimiz MTV vergilerini 2’ye katladı. Bu vergileri İzmir depremzedeleri de ödedi. Vermeyelim diye değil ama ironiyi de belirtmemiz lazım. 10 ilde deprem oldu, çok büyük kayıplarımız var, 11’inci il afet bölgesi olarak ilan edildi. Siyasi olarak o da işin içine girdi ve ekonomik olarak onlarda yararlandı imkanlardan. Biz niye ilan edilmedik? İzmir değil de Konya olsaydık kesin afet bölgesi ilan edilmiştik” dedi.

KİMSEYLE GÖRÜŞEMİYORUZ 
Geçmişte siyasilerle ve yerel yönetimlerle bir araya gelen bir dernek olunmasına rağmen bu kimlikten uzaklaşılmasının nedeninin sorulmasına yanıt veren Özkan, “2 sebebi var. Birincisi ilgi azlığı. Diğeri benim siyasete girmiş olmam. Ben CHP’den siyasete girdiğim için AK Partililer ‘o partiden’ dediler ve bizi kabul etmediler. CHP’de ‘o bizden zaten’ diye bizi kabul etmedi. Merkezi seçimden beri kimseyle görüşemiyoruz” diye konuştu.

EKONOMİK DURUM KÖTÜLEŞTİKÇE… 
Merkezi hükümetin ‘5 bin konut yaptık’ sözleri ve yerel yönetimin ‘emsal verdik’ sözlerinin yeterli olup olmadığının sorulmasına yanıt veren Özkan, “Bence yeterli değil. Devletimizin yaptığı 5 bin konut yeterli değil ancak devletimiz ağır hasarlılara yaptı için kendini yeterli görüyor. Ancak orta hasarlılarında özellikle Bayraklı bölgesinde güçlendirme yapılamayacağına belediye yetkililerimiz karar verdi. Bu esnada devletimiz de diyecekti ki ‘bu insanları da ağır hasarlı statüsüne sokmamız lazım’ denilmeliydi. Ancak bu siyasi ayrılıktan dolayı denilmedi. 4 seneden beri orta ve ağır hasarlılarımız kirada ve evlerini yaptıramıyor. Diğer yandan da emsal verdik olay bitti… Emsal verildi evet. Bizim planlamamıza göre 300 bin TL maliyet vardı. Bunun 200 bin TL’si kentsel dönüşüm kredisiydi, 100 bin TL’yi de emsalle  yaparız diye düşündük. Bunun için emsal istedik biz. Emsal alındıktan sonra ekonomik durumdaki bozulma emsali de hiç etti, devletin bize vereceği 0,79 oranındaki kredi de hiç oldu. Bizim 1 apartmanımız sadece depremzede olarak krediden yararlanabildi, sonra banka krediyi kapattı. Maliyetler iyice arttı, 3/1 oranında emsal insanları rahatlatabilecekken, 5/1 oranında rahatlatabilecek seviyeye düştü. Emsali vermenin rahatlığı ile belediyelerimiz konutlara çok dahil olmak istemediler. Büyükşehir Belediyemizi zorlamamızla beraber Tunç Soyer’in önderliğinde İZBETON ve Ege Şehir şirketleri ile Bayraklı Belediyesi’nin BAYBEL A.Ş şirketi ile birlikte  bir Halk Konut projesi gerçekleştirildi. Bu da oldukça parlak ve akıllıca projeydi. Biz o dönem kredi imkanını bulabilseydik ve evlerimize başlayabilseydik eğer biz herhangi bir değer ödemeden evlerimiz yaptırabilecek durumdaydık. Belki emsali satarak vatandaşın cebinden para çıkmaması durumu vardı. Ekonomik durum kötüleştikçe, kredi olayı geri bırakıldıkça ödemeler yüzde 50 yüzde 50’ye döndü. Bazı vatandaşlarımız  arsa paylarını satıp memleketlerine gitmek zorunda kaldılar, memleketine deprem zamanında gidenler de dönemez durumda kaldılar. Bayraklı Bölgesinde yaşayan vatandaşlarımız bölgeyi terk ettiler. Bayraklı bölgesinde 20 binin üzerinde depremzede bölgeyi terk etmiş durumda. Emlak Konut vasıtası ile yapılacak konutlar vardı. Çok güzel gidiyordu 11 proje sözleşmesi imzalandı ancak 11 proje ile kaldı” ifadelerini kullandı. 

ALDIĞIM EVİ BİR KEZ DAHA ALMAYA ÇALIŞIYORUM
TMMOB ile İZDEDA’nın neden sık sık karşı karşıya geldiğinin sorulmasına yanıt veren Özkan “Bunu TMMOB'a sormak lazım. Biz kimseye saygısızlık yapmadık, kimse hakkında kötü beyanda bulunmadık. Bizim derdimiz kaybedilen evlerimizi geri yapmaktı. Binalarımız yıkıldıktan sonra Bayraklı Belediyesi'nin yaptığı K planı uygulaması vardı. Arkasından emsal isteğimiz ile emsalle yüzde 20'lik kazancımız vardı. TMMOB bunu şuraya çekti; Devlet yaptın, istediğimiz emsal şehircilik ilkelerine ters. Ben bunu kabul ediyorum. Benim evim yıkıldı bunu yaptırmak istiyorum benim bildiğim bu. Bunu için emsal bir kazanım. Onlar da dedi ki devlet yapsın, Osmangazi Köprüsü'nü satarsa yaptırabilir. Dedik ki 'tamam o zaman buyurun sattırın' diye. Devlet benim param yok diyor vatandaşa benim param yok diyor. TMMOB'da şehircilik ilkelerine aykırı diyor. TV yayından sonra  etrafı videoya çekeyim. Yapılmış olan yüksek katlı binalar şehircilik ilkelerine ters değil mi? Manhattan oluyordu Bayraklı. Bu ters değil mi? 'Onları da mahkemeye verdik' diyorlar. Ama tutturamadınız, hiçbir şey yapmıyorsunuz. Bize niye yapıyorsunuz? Bizle derdiniz ne? Bayraklı bölgesindeki emsalle ilgili sıkıntı mahkemede devam ediyor, diğer ilçelerle ilgili süreç tıkandı. Oradaki insanların inşaatları durdu. Bunun günahını kim çekecek. Emsal 5 yıllık verildi ve  şu an 4 yıl oldu. Ben 4 yıldır depremzede olarak evsizim ama şehircilik ilkeleri ekonomik durumda derken günah benim mi? Bina yapılırken izni veren Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Çevre Şehircilik Bakanlığı, Belediye, inşaatı yapan müteahhit. Parayı veren ben ama ortada kalan yine ben. Bunların hiçbir yok ortada. TMMOB ile uğraşacak olan onlarken ben tek başıma kalıyorum, verdiğim parayla evimi bir kez daha almaya çalışıyorum. Bu nasıl olacak şimdi?” dedi.

MURAT KURUM’UN DEDİĞİ YERE GELDİK
“Biz bir olayı yaşandıktan kısa bir süre sonra çok iyi yaşayan bir milletiz. Uzaklaştıkça merhameti de vicdanı da yok olan bir milletiz. Yaşadıklarımızdan gördüklerimiz bu. Ne kimse kimsenin depremzede olduğu görüyor ne de ona muhtaç olduğunu görüyor. Müteahhit sözleşmesi ile , inşaat metrekareleri için söyleyebilirim... Müteahhit  sözleşme imzalayacak yöneticilere 'benim Dünya Bankası ehliyetim yeterli' diyor. Yöneticiler de tamam diyor kontrol etmeden. Buradan Bayraklı ve Bornova'da noter yokmuş gibi Aliağa'ya notere gidiyorlar. Aliağa'da müteahhitin belgesinin yetersiz olduğu ortaya çıkıyor. Pardon deyip geri dönüyor. Sonra başka bir yere gidip teklif veriyor.  1 milyona yapılması gereken işi müteahhit biri gelip 500 bine yaparım diyor. Üzerinden 6a y 1 sene geçtikten sonra 'tekrar para istiyorlar' diyip bize geliyorlar. Sözleşmeyi 2s ene önce imzalamış sonra gelip 'ruhsatta sıkıntı var' diyorlar.  Müteahhitler müracaat ettim diyor bir daha uğramıyor, Biraz daha zaman geçirmek istiyor. Enteresan kurnazca durumlar oluyor. Sayın Murat Kurum bir toplantıda 'dikkat et müteahhitzede derneği kurabilirsin' demişti.   Şimdi kendisini dediğine geldik” ifadelerini kullandı.

 VATANDAŞ KENDİ KENDİNE YÖNETİYOR
Sık sık eleştirilerin odağına gelen Halk Konut Projesi hakkında konuşan Özkan, “Halk Konut Projesi bana göre çok iyi bir proje. Burada vatandaş kendi kendine yönetiyor. kendi evini kendi yaptırıyor. Burada eksik olan kredi. Devletimiz eğer kentsel dönüşüm kredisini vermiş olsaydı halk konut şahlanmış gidiyordu. 13 halk konutumuzun inşaatı devam ediyor. Dünya Bankası kredisi gelip yetişince onunla devam ediyoruz. Eğer devletimiz bizim istediğimizi doğrultuda kredi oluştursaydı evlerimizi yapmıştık. Halk Konut kredisi CHP tarafından geliştirildi bunu batırılması lazım, Emlak Konut tarafından yapılan konutlar devlet tarafından yapılıyor bunların kötülenmesi lazım... Ben bu mantığı anlamıyorum. Ortada bir vatandaş var. Böyle enteresan bir yapı var.  Bunları söyledikten sonra hem AK Parti hem CHP'den linç yiyeceğim” ifadelerini kullandı.

BEL ALTIDIR
Halk Konut’un geçmişte aldığı desteği almadığını belirten Özkan, “Şu an aynı desteği alamıyoruz. Geçişte 2 şirket vardı. İzBB'den İZBETON ve  Ege Şehir vardı. Halk Konut'u daha çok bayraklı belediyesine devredilmiş durumda. BAYBEL aracılığı ile işi yürüyor. Buradaki sıkıntı kredilerden kaynaklı yavaşlaması ve bundan kaynaklı insanların umutlarını kaybetmesi.  Halk Konut'u diğer kooperatiflerle karıştırdılar. Bunu içinde Bayraklı meclisinde bile halk konutla ilgili enteresan olumsuz şeyler söyleniyor. Bu olumsuzlukların içinde eğer benim bilmediğim bir şey varsa... Yok ‘burada para yeniliyor’ gibi bir şey varsa bunların açığa çıkması, bunu yapan kimler varsa onların ortaya çıkarılması için elimden geleni yaparım. Ben  derneği kurduğumda mal beyanında bulunmuştum. Şu anda da gelsinler hesaplarım kitaplarım açıktır.  Bunun dışında bir şey olursa kimsenin gözünün yaşına bakmam mahkemeye ilk verecek benim. Ancak olmayan bir şey ile ilgili konuşmakta bel altıdır ve bu da ahlaksızlığa girer” diye konuştu.

OLDUKÇA FAYDALI
Cumhuriyet Halk Partisi tarafından İzmir’de gerçekleştirilen ve İzmir, Manisa, Muğla, Denizli ve Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlarının katıldığı ‘deprem’ zirvesi hakkında konuşan Özkan, “Zirve çok olumlu. Çünkü herkes bu konunun peşinde. Aynı zamanda Büyükşehir belediye başkanları toplanması ve vatandaşların hayrına olacak şeylerin konuşulması oldukça olumlu. Görevlerin pay edilmesi bundan sonraki süreçler içinde ne yapılabileceği konusunda oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum” dedi.

DEVRİM NİTELİĞİNDE OLUR
Belediye başkanlarına çağrıda bulunan Özkan, “Deprem kardeş kent yürürlüğe girmeli. Fay hatları kontrole dilip fay hattı dışında olan illerde partiler isterse kendi partili belediyeleri ile afet esnasında neler gerekiyorsa orada stoklanıp, oradan hangi durumlarda hangi yollar kullanılacağı çalışılarak, planlama yapılarak böyle bir projenin yürürlüğe girmesi devrim niteliğinde olur” ifadelerini kullandı.

KARAYOLU TIKANIYORSA HAVAYOLU İLE ULAŞIM SAĞLANABİLİR
5 büyük şehrin birleşerek hava taşıtı alması önerisini sunan Özkan, “Ulaşımla ilgili 5 il toplanıp bir hava taşıtı alabilir. Depreme en dayanıklı il hangisi ise orada bulundurabilir, TSK ile protokol yapılabilir. En mantıklısı bu. Geçmişte 6 Şubat depreminde gördük ki bir yol tıkanınca orada kaldı herkes. Karayolu tıkanıyorsa havayolu ile ulaşım sağlanabilir” diye konuştu

Kentteki deprem toplanma alanlarının yeterli olup olmadığının sorulmasına yanıt veren Özkan, “Deprem alanları bize göre yeterli değil. Acil durum konteynırları da yeterli değil. Bunlar daha da artırılmalı. AFAD'ın da bu konuda işlemlerde bulunmalı. Vatandaşın da ulaşabileceği alanlarda olmalı bunlar. Sayı olarak bence bunlar yetersiz” ifadelerini kullandı.

GÖRDÜKÇE İNSANLAR YILIYOR
İnsanların yaşadığı binalara güvenmediğini belirten Özkan, “İzmir'deki vatandaşlar binalarına güvenmiyor. Binalarını yeni yaptırmış vatandaşlarımız da güvenmiyor. Ancak güvenmediği halde oturanlar var. Apartmanda 28 kişi tutuyor. 10 kişi diyor ki 'ben apartmana güvenmiyorum yeniden yaptıralım', ama kalanlar diyor ki 'bırakın burada ölelim' diyor. Evi elinden gidenler, birbirine kumpas kurarak arsa payını sattırmaya çalışanlar... Bunları gördükçe insanlar yılıyor” dedi.

Yeni yapılan depremzede konutlarında yangın merdiveni olup olmadığının sorulmasına yanıt veren Özkan, “Müteahhitlerin yaptığı binalarda çift merdiven var. Biri yangın merdiveni olarak geçiyor ancak içerde. Devletin yaptığı TOKİ konutlarında zemin + 4 kat olduğu için tek merdiven, tek asansör var. Proje alanlardaki konutların bazılarında içerde olmak kaydı ile çift merdiven çift asansör, bazılarında tek asansör tek merdiven var. Bunlar zemin +5 kat” diye konuştu.