İYİ Parti’nin İzmir’de başkan adayları bile belli

Türkiye'nin en taze siyasi partisi…

'İyi Parti'

İzmir'deki teşkilatlanmasını tamamladı…

Siyasi çalışmaları hızlandırdı…

Slogan müthiş iddialı:

'İktidara oynuyoruz…'

***

'İyi Parti'nin İzmir Kaptanı…

Yılların siyasetçisi Yıldırım Ulupınar ise…

İddiasını…

'Türkiye'nin geleceğine damga vuracağız…' sözleriyle özetliyor…

O Yıldırım Ulupınar ki…

Rahmetli Demirel döneminde belediye başkanlığı…

Çiller döneminde milletvekilliği ve il başkanlığı…

Mehmet Ağar döneminde ise, Genel Başkan Yardımcılığı…

Yapmış bir politikacı…

Sözünü dudaktan, gözünü budaktan esirgemeden konuşuyor…

Çünkü, çok tecrübeli…

Sözün nereye gideceğini iyi biliyor…

Bunu yaparken de…

Önce bugünkü Türkiye'nin fotoğrafını çekiyor:

***

'Bizi seçim barajı filan etkilemez… Şu anda İyi Parti'ye, Ak Parti'nin iki tık üstünde bir teveccüh var… İl binasında tadilat var; ona rağmen mübalağasız hergün 500-600 adet çay ısmarlıyorum… Bu rakam bile bizi ziyarete gelenlerin, içini dökenlerin sayısını ortaya koyuyor…'

Şimdi sormanın tam zamanı… 'İyi Parti'nin İzmir İl Başkanlığı'na gelenler en çok neden şikayetçi?' Ulupınar'ın cevabı şöyle:

'Pahalılıktan, terörden, işsizlikten yakındıklarını sanıyorsanız, aldanırsınız… Tabii ki, o şikayetler de var… Ama, en çok Türkiye'nin gidişatından üzülenler bize gelenler… Bölünmeden şikayet ediyorlar… Diyorlar ki, (Yüzde 50, diğer yüzde 50'ye küfrediyor…) Haklılar… Bunun adı, bölünmedir… Birbirimize (Günaydın…) demeyi bile unuttuk… İyi Parti olarak biz, daha fazla kutuplaşmadan toplumsal barışı yeniden tesis etmek zorundayız… Yeni bir dille, yeni söylemleri masaya koymalıyız… İzmirli analiz yapmayı iyi biliyor… Bildiği için de (Cumhuriyet'ten uzaklaşıyoruz…) korkusu yaşıyor…'

***

'Türkiye'yi kutuplaşmadan kurtaracağız…' diyen Yıldırım Ulupınar'a, eğer takvimde bir değişiklik olmazsa, 2019 Mart'ındaki 'yerel seçim'e nasıl hazırlandığını soruyorum… Acaba, bazı isimleri şimdiden o minik kara kaplı defterine yazdı mı acaba? 'İyi Parti'nin İzmir atakları açısından Ulupınar'ın bu soruya verdiği cevap dikkat çekici…

'Biz genel seçime endeksli bir siyasi parti değiliz… Hükümet'in ilerdeki hamlelerini düşünerek yürüyoruz… Şu anda İyi Parti'yi konuşturan Meral Hanım'dır… Samimi duygularımla söylüyorum… İzmir'in 30 ilçesi için de iddialıyız… Tabii ki, kara kaplı defterimizde belediye başkan adaylığı konusunda şimdiden en az beş isim var… İl Yönetim Kurulum çok deneyimli bir kadro… Giderek defterimdeki isimlerin sayısı artacak…'

***

'O beş ismi söylemeyeceksiniz herhalde…' diyecek oldum; susturdu beni… Sadece, 'Belediye başkan adaylarımız ortaya çıktığında İzmirliler'in gözleri parlayacak; göreceksiniz' dedi…

'Bari, aday profilini söyleseydiniz…' diye bastırıyorum…

'İzmirli olacak… Kenti bilecek… Çok sevilen bir isim olacak… Ve tabii ki, Atatürkçü kimliği ile Cumhuriyet'ten taviz vermeyen arkadaşlarla yola çıkacağız…'

…Ve; Ulupınar son noktayı yine genel siyasetten koydu:

'Ben bu kavgayı torunlarıma bırakmam…'

Sonsöz'ümüz Mevlana'dan: 'İki parmağının ucunu gözüne koy... Bir şey görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun diye bu alem yok değildir…'