Fatih boşuna dememiş :
'Ya ben İstanbul'u alırım, ya da İstanbul beni…'
Bir büyük şehir…
Sadece yasal olarak değil.
Gerçekten büyük şehir…
Üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış bir şehir.
Ortasından nehirlerin değil, denizin geçtiği bir şehir.
Kültürün, sanatın, edebiyatın, tarihin, mimarinin kaynağı bir şehir.
Ne demiş şair?
'Bu şehr-i Sıtanbûl ki bî-misl ü bahadır,
Bir sengine yek-pare Acem mülkü fedadır…'
Şiirler yazılmış, şarkılar bestelenmiş.
Aşkların en güzeli ve belki de en hüzünlülerinin yaşandığı bir şehir.
Ve hatta yerli filmlerin neredeyse tamamının çevrildiği bir şehir…
Herkesin bir kez bile olsa görmek istediği bir şehir.
Saymakla bitmez, anlatmakla bitmez İstanbul…
Şimdi gelelim konumuza.
31 Mart'ta yapılan seçimler 'hikmeti kendinden menkul' bir kararla iptal edildi.
Seçimler 23 Haziran'da yenilenecek.
Tablo hem ilginç ve hem de muhteşem.
İlginç:
Bu güne dek genel ve yerel pek çok seçim yapıldı, yaşandı. Hiç birinde yurt genelinde şimdi gösterilen ilgi görülmedi. Tatiller iptal ediliyor, biletler iade ediliyor veya erteleniyor.
Ben de dahil, o tarihlerde İstanbul'a gitmek ve seçimde katkıda bulunmak isteyen isteyene.
Anlaşılıyor ki, 23 Haziran'a kadar ne kişisel konular ve ne de ekonomi veya dış siyaset veya siyaset konuşulmayacak, gündemimiz de yer almayacak.
Varsa İstanbul yoksa İstanbul…
Niçin?
17 yıllık yönetimin bilançosudur İstanbul.
Düdüklü tencerenin düğmesinin açılarak soluk alınmasıdır İstanbul.
'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' gibi, ne uygulamada ve ne de doktrinde olmayan bir sistemin işlemediğinin göstergesidir İstanbul.
Devlet gücü, medya gücü, siyasal güç ve hatta parasal güç ama hepsinin üstünde bir de 'millet gücü' olduğunun ortaya konmasıdır İstanbul...
Hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, adalet, hak gibi kutsal kavramların en üst düşünce ve talep olduğunun açığa vurulmasıdır İstanbul.
Ve en önemlisi önceden de yazdığım gibi en geç iki yıl içinde genel seçimlerin yapılmasının önünü açacaktır İstanbul…
Sözün kısası:
Bazı tarihler millet hayatında çok çok önemlidir…
100. yılını kutlayacağımız 19 Mayıs'lar gibi.
İşte 23 Haziran öyle bir gün ve İstanbul öyle bir şehirdir…
Önce 19 Mayısı kutlayacağız…
Ve...
Sonra 23 Haziranı…