İnat tarlasında, ayrık otu biter

Ülkede, siyaset yoluyla yönetim sorumluluğunu alan kişilerin ’“BİRLEŞTİRİCİ- SAKİNLEŞTİRİCİ-UZLAŞTIRICI’” olmaları şarttır.’¶ Gerek davranışlarına, gerek sözlerine, gerekse uygulamalarına bu tutumlarını yansıtırlarsa toplumda gerginlik olmaz, aksine huzur olur. Akıllı insanların yapacağı iş budur. Akıllı iktidarların da yapması gereken budur.
Bizdeki uygulama nasıl?
Başbakan kimseyi dinlemiyor. Ne muhalefet partilerini, ne sivil toplum örgütlerini, ne yargı mensuplarını hiçbirini dinlemiyor. Dediğim dedik, çaldığım düdük havalarında. Başbakan böyle sert ve uzlaşmaz davranırsa onun altındakiler daha da sertleşiyorlar.
Örneğin Cemil Çiçek, dün, TBMM görüşmelerinde aynen şöyle diyordu; ’“Bizim her şeyimizi tenkit edebilirsiniz ama cesaretimiz sakın test etmeyin, bizim cesaretimizin zekatı, sizinkini katlar.’” Adalet Bakanlığı da yapmış Cemil Çiçek şunu çok iyi öğrenmeli. ’“Adaletin olduğu yerde, cesarete ihtiyaç yoktur.’” Eğer Cemil Çiçek cesareti ile övüyorsa, hem kendi yönetiminde adalet yoktur, hem de kendisinin son zamanlardaki ’“Yumrukçulardan’” hiç farkı yoktur.
Ya, memleketi Kayseri’’de kırılan burnunu tamir ettirip, Ankara’’ya dönen Enerji Bakanı’’nın sözlerine ne demeli; ’“Her yerimiz kırılsa da, parçalansa da, Başbakanımızın talimatları doğrultusunda mücadele edeceğiz!’” Sanki Cumhuriyet Hükümetinin Enerji Bakanı değil, Hasan Sabbah’’ın beyni uyuşturulmuş fedaisi!
Çağdaş, demokratik ve insan haklarına saygılı bir hükümet, siyasi ve insani ilişkilerinde vatandaşlarına ne kadar uzlaşmacı olarak yaklaşmak zorundaysa, eline silah alıp insanlarımızı öldüren bölücü terör örgütlerine de bir o kadar acımasız ve yasaları uygulamakta kararlı olmalıdır. Bunun tersini yapan hiçbir devlet yaşayamamıştır, tarihin derinliklerine gömülüp gitmiştir. Şimdi bizde, AKP Hükümetinin yaptığı da bu ters tutumdur. Terör örgütüne, teröriste, onların siyasi temsilcilerine olabildiğince nazik ve yol gösterici, kendi insanına ve kendi güvenlik mensuplarına bir o kadar acımasız. Bunu gören terör örgütü gittikçe şımarır, her gün daha fazla azgınlaşır.
Bir kendini bilmezin SAMSUN’’da Ahmet Türk’’ün burnunu kırması karşılığında, bu olayla hiç ilgisi olmayan, devriye gezmekte olan İKİ POLİSİNİZİ uzun namlulu silahlarla şehit edip önünüze koyar, bununla da yetinmez, toplu taşım araçlarını içinde insanlarla birlikte yakar. Samsun’’da iki polisimizin şehit edilmesi hakkında İçişleri Bakanından, Emniyet Genel Müdüründen toplumun yüreğini soğutacak bir açıklama duydunuz mu?Şehit Polislerin cenazesine Bakan gitti mi?Gitmedi. Aynı Bakan, Ahmet Türk’’ün ayağına iki defa gitti, her gün de telefon etti!
Böyle davranan iktidarların sonu gelmiştir. Türk Milleti her şeyi affedebilecek kadar engin gönüllüdür. Fakat, Vatan’’a ihanetin kokusunu aldığı anda o partiyi asla affetmez, aklından da, gönlünden de siler atar.
Sizden ricam bundan sonra çevrenize daha dikkatle bakmanızdır. Olacaklar, milletin güvenini kaybeden her iktidarın yaptığı uygulamalar gibi olacaktır. Bakın neler olacak;
-Öncelikle, daha evvel güvenle taşınan ’“AMPUL ROZETLERİ YAKALARDAN ÇIKARILIR.’”
-Sakallar kesilir, ufak ufak cemaat merkezlerinden uzaklaşmalar başlar.
-Kravata dönüş tekrar başlar.
-Eski arkadaşlarla gidilen meyhanelere tekrar gidilmeye başlanır.
-AKP’’de kimlerin, ne tür ’“YOL BULDUKLARI’” konusunda ihbarlar başlar.
-Türkiye’’de en iyi koku alan BÜROKRASİ çoktan dönüş yapmıştır bile, bundan böyle hiç risk almazlar.
-Geleceği parlak görünen Siyasi Parti’’ye yanaşma hareketleri usulca başlar.
Hükümet ise;
-Çeşitli ve şatafatlı isimlerle PAKETLER açmaya başlar. Bunlar tamamen göz boyamak için yapılır ve hiçbir yaraya mehlem olmaz. Örnek; Esnaf Değişim, Dönüşüm, Gelişim Paketi!(İsmin cazibesine bakın)
-Kamuya çok sayıda personel alınacağı söylenir. Hep gündemde tutulur fakat gerçekleşmez. Buna Siyasi havuç denir.
-Çiftçi ve Köylünün borçlarının erteleneceği veya taksitlendirileceği gösterişli törenlerle ilan edilir.
-Emekli maaşlarının arttırılacağı söylenir.
-SSK Prim borçları-Vergi borçlarının taksitlendirileceği söylenir.
-Günah keçisi olarak, TOBB- TÜSİAD seçilir ve devamlı bunlara yüklenilir. Bu arada DENİZ FENERİ ve akraba zenginleşmeleri unutturulmaya çalışılır.
-Bütün bunlar yetmezse, BEDELLİ ASKERLİK yine ısıtılır, insanların umutlarıyla bir kez daha oynanır.
Başbakan’’ın diline doladığı ’“ŞARK KURNAZLIĞI’” var ya, bu yapılanlar tam tamına şark kurnazlığıdır. Fakat iktidara hiç faydası olmaz.
İki kardeşin 50 dekar tarlası varmış. Her sene ekip, biçip geçimlerini sağlarlarmış. Bir yıl inatlaşmışlar, biri arpa ekelim demiş, diğeri buğday. İnatlaşırken ekim zamanını kaçırmışlar, tarlanın her tarafını ayrık otu sarmış.
Yaşanmış bu olaydan ders çıkarması gereken kişi Tayyip Bey’’dir; ’“Tayyip Bey, İnadı bırak, nereden bakarsan bak yolun sonu görünüyor. Artık sizde devrinizi tamamladınız. Bak Kıbrıs’’ta EROĞLU Cumhurbaşkanı oldu. Seçimle geldiniz, seçimle gideceksiniz. Şimdi hesap verme zamanı. Sakın, biz bu dünya’’da hesap vermeyiz, biz ancak Allaha hesap veririz demeyin. Allah Baba, artık sistemi değiştirdi, bu dünya işini bu dünyada görüyor. İyi yaptıysanız hem takdir, hem dua alırsınız, yanlış ve kötü yaptıklarınız için ise bağımsız yargıya hesap verirsiniz.
Ülkemiz dünyada örneği olmayan doğa nimetlerine sahiptir. Bir küçük örnek vermek gerekirse,bu cennet vatanda 3 bin 500 çiçek çeşidimiz var. Dünyada eşi benzeri yok. Peşimizden ikinci olarak gelen Yunanistan’’da 800 çeşit var. Bu cennet vatanı, AYRIK OTLARINA mahkûm edeni, TÜRK MİLLETİ hiçbir zaman affetmeyecektir.