Her şey "pahalı" her şey "ucuz"... Bu nasıl ülke?

Huyum değil ama aile efradının, 'Nasılsa tatildesin...' baskısıyla giriverdim o meşhur AVM'lerden birine...

İlk teşhisim, içerdeki inanılmaz kalabalık... Oysa mağazalar adeta sinek avlıyor!

O zaman anladım ki, İzmir'in kavurucu sıcağından kaçan, soluğu 'buz gibi' serinletilmiş bu gibi alışveriş merkezlerinde alıyor... Üstüne parası varsa az-buçuk alışveriş yapıyor...

Manzara böyle olunca vatandaş ister mi AVM'lerin şehir dışına çıkmasını?

Neyse, konumuz bu değil... Konumuz, 'çıldırtan' fiyatların tamamının aynı çatı altında buluşması...

Gözüm bi'etikete ilişti... Geçtim, 'Acaba yanlış mı gördüm?' diye geri döndüm...

Hayır, yanlış görmemiştim... Cicili-bicili bikininin üstünde 17 lira yazıyordu... Kadın mayosu ise 34 liraydı... Plajda giyeceğiniz terlikler 5 liradan kapış kapış adeta... Eşime sordum, yerli iyi marka mayo ne kadar diye... Cevap, '250 liradan başlıyor; ucuzlukta 150'ye düşüyor...'

Bu ne biçim piyasa?

Önemli bir erkek giyim markasında yazlık şapkanın, hani şu beyzbolcuların taktıklarından, 79 liralık etiketiyle bana sırıtıyor... Yanımdakiler, 'Aynısı semt pazarlarında beş lira...' demez mi?

'Marka Çılgınlığına hoş geldiniz...

Yiyecek, içecek faslına geçmeden 'çıldırtan' iki rakam daha...

8 liraya da erkek şortu var 120 liraya da var!

Marka Hastalığına bi'örnek daha...

Esnafın öcü gözüyle baktığı AVM'de çikolatanın hası 35 lira etiket taşıyor... Tamam, o AVM o çikolatadan 20 ton alıp fiyatı aşağıya çekebiliyor ama aynı kalitedeki çikolatanın Alsancak'ta 120 liradan kilosunun satılması, piyasada 'ayar'ın kaçtığının resmidir; böyle biline...

Şu piyasanın haline bakın...

Yoksul mutfağının kralı kuru fasulye 10 liraya da var, 20 liraya da...

Su var ya, su... Geçen yaz 18 litresi 6,5 liraydı; bugünlerde 11 lira...

Geçen yıl ıspanağın en babası 5 liraydı, şimdi 9 lira...

Burası Ege... Tenis topunun irisi bir karnı bahar 5 lira olur mu? Taş mı yesin bu millet?

Şaşırtan karşılaştırma yine bir AVM'den...

Dana etinin kilosu 45 liraya düşmüş(!) Yanı başındaki bilmem ne marka sucuk 55 lira... Böyle giderse vatandaş sucuğun tadını unutacak...

Kavurmayı hatırlamak istemezdim ama etiketi 85 lira... İndirime girmiş, 77 lira olmuş... Yeme de yanında yat!

Piyasadan habersiz olanlara bilgi notumdur... 15 liraya da zeytin var, 30 liraya da... Peynirin en ucuzu 15 lira, bi'de O'na 'Köy Peyniri' diyorlar... Ama 40 liraya da peynir var...

Piyasa ekonomisine saygımız sonsuz...

Eh, 'çeşitlilik' de güzel bi'şi...

Ancak...

Bırakın geçen Yaz'ın fiyatları ile bu Yaz'ın etiketleri arasındaki uçurumu...

Ki, bu enflasyonun Allah'ını yaşıyoruz demektir...

Bizim ülkemizde piyasanın 'insafı' kalmamış...

Bu ürkütücü bir gelişmedir...

Hele hele, gelecek nesiller için daha da ürkütücüdür...

Çünkü...

Bir ürünün ya da sebze-meyvanın bugünkü fiyatına değildir isyanımız...

Dün ile bugün arasındaki derin uçurumdur bizi karamsarlığa iten...

Bir de 'denetimsizlik'tir, ortadirek adına kaygımız...

O kadar Tarım Bakanı geldi, gidiyor; Allah için bi'tanesi 'Aracı Terörü'nü yok edemedi!

Niye?

'Tısss...' yok...

Tarlada 40 kuruş, markette 2,5 lira domates piyasanın en yüz kızartıcı tablosudur! Bırakın insafsızlığı, adaletsizliktir... Hava karardıktan sonra semt pazarlarındaki tezgahların altından ezilmiş, çürük domates toplayanları görmemezlikten gelmeye devam edersek eyvah, eyvah...

Sonsöz: 'Biz eskiden böyle değildik; n'oldu bize?'