Her ‘şehir’ hak ettiği gibi yaşar!

Her şehrin illaki bir hikayesi vardır…

8 bin 500 yıllık İzmir'in de var…

En sevdiğimiz özelliğimiz 'dik başlı' olmak gibi, mesela…

Onur verici bi'özelliktir, dik başlı durabilmek…

Müdanasız…

Kimseye eyvallahı olmayan…

'Kendi işimi kendim görürüm…' misali…

Severiz, şarkılardaki gibi yaşamayı:

'Başın öne eğilmesin… / Aldırma gönül aldırma…' dizeleri…

Bize hem Sabahattin Ali'yi hatırlatır…

Hem de olmazsa olmaz 'İzmirlilik' özelliğimizi…

Tabii…

İfrata kaçmamak koşuluyla…

Kimseleri rahatsız etmeden…

Tanrı vergisi 'efeliğimizi'

Hemşehrilerimizin mutluluğu için sergilemek koşuluyla…

***

Dört aydır Korona belası ile uğraşıyoruz…

İkinci dalgayla filan çarpışmamak için…

Dikkatli oluyoruz…

Yakınlarımızın başına bi'şi gelmesin diye üstlerine titriyoruz…

65 yaş üstü üç ay ev hapsi yaşadı…

Gıkları çıkmadı…

Ancaaak…

Ne zamanki 1 Haziran'da 'normalleşme' başladı…

İzmir, ne yazık ki tadını kaçırdı…

***

Normalleşme süreci…

Memleketin her köşesinde hayata geçerken…

Devlet Baba, bizden ne istedi?

Topu topu 'üç şey' istedi:

Maske… Mesafe… Hijyen…

***

Peki; aynı Devlet Baba…

Bu üç 'hayati rica'ya karşın bize neler verdi?

Aylardır kapalı duran…

Restoranları, kafeteryaları, pastaneleri açtı…

Dernek lokallerine…

Kaplıcalara…

Yüzme havuzu işletenlere…

Bilumum çay bahçelerine…

Hepsinden önemlisi AVM'lere…

'Ha'di buyurun işyerinizin kapısındaki kilidi kaldırın!' dedi…

***

Biz, İzmirliler ne yaptık?

Kendimizi anında Birinci Kordon'a attık…

'İçinden çıkmayın, burada oturun!' diye…

Çim alanlara çember çizilmişti…

İnadına çember dışında diz dize Kordon sefası yaptık…

Maskemizi…

Fantastik bir aksesuvar gibi elimizde, kolumuzda…

Hatta…

Başımızda 'şapka gibi' taşımaya başladık…

Sanki…

Bir kısım İzmirliler…

Koronavirüs ile adeta şakalaşıyordu!

Tarih vereyim, isterseniz:

6 Haziran 2020 Cumartesi…

İzmir'in meşhur Birinci Kordonu'nda…

Adeta 'Korona Partisi' düzenlenmişti…

Normalleşme kutlanıyordu…

Sosyal mesafeyi takan yoktu…

Gençler kalabalık grup halinde dans ederek eğlendi…

İşin dehşet verici yanı neydi, biliyor musunuz?

Vakit, gece yarısını geçtiğinde bile…

Allah için bir yetkili çıkıp da…

'Arkadaşlar, yaptığınız büyük hatadır!' demedi…

Bunca polis, bunca bekçi varken…

***

Ha'di, yaşanmış bi'örnek daha verelim…

Tarih: 23 Haziran 2020 Salı…

Yine, İzmir'in Birinci Kordon'u…

Yine gençler sere serpe…

Maske takanı bulursan, gel dişimi kır…

***

Buna rağmen…

İki gün öncesine kadar…

Türkiye'de…

Maske takmanın zorunlu olduğu 50 kentin arasında…

İzmir yoktu…

'Ne güzel bir gelişmeydi bu…' filan, derken…

Bi'de baktık ki…

İzmir'de son bir haftada günlük ortalama vaka sayısı 38 oluvermiş?

Nasıl olur, diyemedik bu kez…

Kendimiz etmiş, kendimiz bulmuştuk…

Nitekim…

İzmir'in yeni Valisi Yavuz Selim Köşger

İzmir Pandemi Kurulu ile yaptığı toplantı sonrası…

İzmir genelinde maske takmanın…

Zorunlu hale getirildiğini açıkladı…

Şimdi maskesiz sokağa çıkan her İzmirli…

Yakalanırsa eğer…

900 lira ceza ödeyecek…

Yazık, çok yazık…

Demek ki…

'Her şehir hak ettiği gibi yaşar!' diyenler çok haklıymış!

Nokta…

Sonsöz: 'İnsan her şeyi göremez; sevdiğin şeyler, seni kör ve sağır eder… / Hz. Mevlana…'