Halk isterse beni de kovar!

Bugün Pazar...
Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...
Atatürk'ü bu köşede anma ve hatırlama günü...
Bir kez daha...
Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım...
Bunu yaparken de...

'Atatürk'ün Nükteleri, Fıkraları, Hatıraları' kitabının yazarı Hilmi Yücebaş ile…

Ulu Önder'den anıları bir araya getiren…

Tarihçi, yazar ve öğretmen Ayşe Tulun'u…

Saygıyla analım...

***

Tarih; 1935…

Atatürk, Çanakkale'yi ziyaret etmeye karar veriyor…

O zamanlar dünyanın bazı ülkelerinde olduğu gibi…

Genç Cumhuriyet'in ışığı ile yükselen Türkiye'nin bazı bölgelerinde…

Yahudiler aleyhinde bir hareketlenme baş göstermişti…

Bu nedenle…

Türkiye'deki Museviler'in bir bölümü…

Mallarını, mülklerini satarak yolculuğa hazırlanıyorlardı…

O günlerde yayılan dedikodulara bakılırsa…

Türkiye'deki Museviler, Filistin'e gitmek arzusundaydı…

***

İşte, tam o günlerde…

'Atatürk Çanakkale'ye geliyor' haberi yayılmaya başladı…

Herkes çok sevindi…

Hele Atatürk'ü hiç görmeyenler çok heyecanlanmıştı…

Ulu Önder'in geçeceği Balıkesir Caddesi ise…

İğne atsan yere düşmez haldeydi…

Yörede yaşayan Museviler'in bazıları da…

Gazi'yi karşılamaya gelmişlerdi…

***

Tam o sırada…

Karşıdan birkaç otomobil göründü…

'Atatürk geliyor… Atatürk geliyor' sözleri yankılandı caddede…

Vatandaşın, 'Yaşa, Varol…' nidaları arasında…

Atatürk otomobilinden indi…

Alkışlar devam ediyor, o da halkın arasında ilerliyordu...

Atatürk bir ara hafif duraklama yaptı…

Halka bakıyor ve kalabalığı selamlıyordu…

Tam bu sırada…

Karşılamaya gelen Yahudiler'den biri…

Bir anda kendini Gazi'nin önüne atıldı…

Korumalar mani olmak istedi; Atatürk engelledi…

'Bırakın gelsin…' dedi…

***

O Musevi vatandaş…

Atatürk'ün önünde ellerini açtı…

Omuzlarını yukarıya kaldırarak, şöyle dedi:

'Paşam bizi kovuyorlar… Ne yapacağız?'

Atatürk, böyle deli cesareti ile önüne atlayan adamın…

Ne demek istediğini ve kim olduğunu hemen anladı…

Buna rağmen sormadan edemedi:

'Sen kimsin?'

Gazi'nin önüne atlayan yaşlı adama cesaret gelmişti:

'Paşam, ben Çanakkale Musevileri'nden Avram Palto…'

Atatürk, merak ediyormuş gibi devam etti:

'Sizi kim kovuyor? Hükümet mi? Kanun mu? Polis mi? Jandarma mı? Söyle bana…'

O Musevi vatandaş durakladı, şaşaladı…

Hemen kendini toparlayarak cevap verdi:

'Hayır paşam, halk kovuyor…'

Atatürk, adamın yüzüne dikkatle baktı, gülümsedi ve…

Ayaküstü yakınma dosyasını kapattı:

'Halk isterse beni de kovar…'

Ardından, vatandaşın coşkun tezahüratı arasında yürümeye devam etti…

Nokta…

Sonsöz: 'Ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir; taç ve tahtlar yanar, mahvolur! / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…'