Tabip Odası Başkanı Çamlı'dan tam kapanma yorumu: Bu nasıl bir kapanma!

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı tam kapanma kararı, hem vatandaşlar hem de sivil toplum kuruluşları tarafından tartışılıyor. İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, "Bu nasıl bir kapanma!" diyerek tepki verdiği kararla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Başkan Çamlı, "Hayati önemde olmayan sektörlerin faaliyetlerine izin veren karar, esnafa, işsize, yoksula, engelliye çok büyük zararlar verecektir" dedi.

İKİ AYDA 10 BİN İNSANIMIZ BOŞU BOŞUNA HAYATINI KAYBETTİ

Tam kapanmayı her fırsatta dile getirdiklerini hatırlatan Başkan Dr. Çamlı, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Aylardır, Tabipler Birliği ve bilim insanları tam kapanmayı gerekli gördüğü bildirdi, kontrollü bir şekilde toplumsal hareketliliğin azaltılması gerektiğine vurgu yaptı.  Ne yazık ki bilim insanlarının görüşlerine değer verilmedi. Geldiğimiz noktada bir tam kapanma açıklandı ama bu tam kapanma beklentilerimizi ne kadar karşılıyor, tartışılır. Birincisi, tam kapanmada bizler, hayati zorunluluk taşıyan iş alanları dışındaki iş alanlarında iş hayatında durmasını istemiştik. Oysa baktığımız zaman imalat sektörünün devam edeceğini, inşaatların durmayacağını görüyoruz. Bu iş sektörleri, hayatımız ne kadar gerekli, ne kadar zorunlu? Ona bakmak gerekirdi. Faaliyetine son verilen işyerlerinde ne gibi mağduriyetler ortaya çıkacak? Hem toplum açısından, hem de çalışan açısından, bunları tartmak gerekirdi."

TAM KAPANMA DEĞİL, SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI!

Pek de hayati açıdan gerekli olmayan pek çok işyerinde faaliyetlerin süreceğini hatırlatan Dr. Çamlı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tabloya baktığımızda, pek de gerekli olmayan işyerlerinde faaliyetlerin devam ettiğini görüyoruz. Ama burada tam kapanma, sokağa çıkma yasağına dönüştürülmüş durumda. Yevmiyeyle çalışanlar açlığa mahkum edilirken, esnaflar dükkan kapatacak ama büyük şirketler, büyük fabrikalar çalışmaya devam edecek.  Dolayısıyla bu noktada işsizler, yoksullar, engelliler, yaşlılar ciddi mağduriyetler yaşayacak. Böyle bir kapanmanın, sosyal  ve ekonomik yönden desteklenmesi gerekirdi. Kira desteği, asgari geçim katkısı gibi yardımlar olmalıydı. Sosyal ve ekonomik destek paketi olmadan hayata geçirilecek böyle bir kapanma, insanları haksızlıktan öte açlığa mahkum edecektir. Türkiye, pandemi sürecinde sosyal ve ekonomik destek paketini en az veren ülkelerden biri. Bunlar olmadan kapanma, doğru değildir. Orada üretim devam edecekse, işçiler kapalı ortamda çalışmaya devam edecekse, bu kapanmadan çok iyi sonuçlar alınamaz. Her ne kadar bizim taleplerimiz karşılanmasa bile, bu kararda önemli bir gecikme var. İki ay önce, böyle bir karar alınsaydı, çok daha doğru olurdu. İki ayda 10 bin insanımız boşu boşuna hayatını yitirdi."

TOPLUM SAĞLIĞI DEĞİL, EKONOMİK KAYGILAR ÖN PLANDA

Tam kapanma kararında toplum sağlığından öte, ekonomik kaygıların ön plana çıktığını öne süren İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Toplum sağlığından öte ekonomik kaygıların ön plana çıktığını görüyoruz. Turizm sezonunu yakalamak, turizm sezonuna düşük bir vaka oranıyla girmek hedefleniyor. 15 Mayıs'tan itibaren düşük bir oran yakalanırsa, turistin gelmesi, gelir elde edilmesi hedefleniyor. Turizm sezonunun en iyi şekilde değerlendirilmesi amaçlanıyor. Burada tabii ki kesinlikle ve sosyal ekonomik paketi olmadan, hayati önemde olan sektörlerin dışındaki sektörlerde faaliyet durdurulmadan bu iş olmaz. Örneğin işçiler, memurlar, gündelik çalışanlar, esnaf, işini kontrollü yapacak. Ama fabrikalarda çarklar dönecek, inşaatlar yükselecek.  Olmaz böyle şey. Bu nasıl bir tam kapanma! Dış ortamlarda bulaş çok daha düşük. Kapalı ortamlarda büyük bir tehlike söz konusu. Sokağa çıkma yasağından öte, fabrikalardaki çarkların durdurulması, daha önemliydi."

BAŞLADIĞIMIZ YERE DÖNERİZ, KAYGISINDAYIZ

Tam kapanma bittikten sonra vaka sayılarında önemli düşme olacağını da öngördüklerini belirten Başkan Dr. Lütfi Çamlı, "Vaka sayılarını azaltarak, toplumsal bağışıklığı sağlamak adına, aşılama için zaman kazanmak amaçlanmış durumda. Hızlı bir aşılama yapılmalı bu süreçte. Oysa aşımız yok. Yok 50 milyon doz aşı gelecekti, yok 100 milyon doz gelecekti. Elimizde sadece 8 milyon doz aşı var. Bu aşı da ilk  aşısı yapılmış, ikinci aşısını olacak insanlarımıza ait. Yani yeni bir aşılama için aşımız yok. 17 Mayıs'ta vaka sayısında düşme görülecektir. Fakat vaka sayıları düştü diye bir açılım olursa, hiç şüphemiz yok ki, başladığımız noktaya geliriz."