HABERLER>KÜLTÜR - SANAT
30 Eylül 2009 Çarşamba - 00:00

Mevlana 802 yaşında

802 yıl önce bugün dünyaya gelen ve doğumu Allah'ın huzurundan ayrılma, ölümünü ise düğün gecesi olarak gören ünlü düşünür Mevlana, 7 asırdan bu yana insanlığın önünü aydınlatmaya devam ediyor.’

Mevlana 802 yaşında

802 yıl önce bugün dünyaya gelen ve doğumu Allah'ın huzurundan ayrılma, ölümünü ise düğün gecesi olarak gören ünlü düşünür Mevlana, 7 asırdan bu yana insanlığın önünü aydınlatmaya devam ediyor.’
 
KONYA - Mevlana'nın düşünceleri ve eserleri, bugün sadece Türkiye'de değil ABD başta olmak üzere dünyanın her yerinde büyük ilgi görüyor.
 
Bgün Afganistan sınırları içinde yer alan Belh şehrinde 30 Eylül 1207'de dünyaya gelen Mevlana'ya, Muhammed ismi konuldu. Dedesi'nin lakabı da Celaleddin olduğu için Mevlana Celaleddin denilmeye başlandı.
 
Dönemin en büyük alimlerinden olan Bahaeddin (Sultan) Veled'in oğlu olan Mevlana ve ailesi, Belh şehrinde siyasi istikrarın ortadan kalkması ve Moğol istilası tehlikesi üzerine göç ederek, dönemin ilim ve sanat merkezi konumunda olan Bağdat'a geldi.
 
Oradan Kutsal Topraklar'a geçip hac görevini yerine getiren aile, daha sonra Şam, Malatya ve Erzincan üzerinden eski adı Larende olan Karaman'a ulaştı.
 
Baba Bahaeddin Veled, 1225 yılında, 17 yaşında olan oğlu Muhammed Celaleddin'i (Mevlana), kafilenin üyelerinden Semerkantlı Lala Şerafeddin'in kızı Gevher Hatun ile evlendirdi.
 
Bahaeddin Veled, o dönemde Selçuklu devletinin başkenti olan ve ilim irfan sahiplerine kucak açmasıyla bilinen Konya'ya, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından davet edildi. 7 yıl Karaman'da kalan aile, 5 Mayıs 1228'de Konya'ya gelerek ovanın ortasındaki bu başkente kalıcı olarak yerleşti.
 
ÇOCUKLUK...
Çocuk yaşlarındayken babası Bahaeddin Veled'in derslerine devam eden Muhammed Celaleddin, babasının 1231 tarihinde vefatının ardından bir süre onun yerine babasının öğrencilerinin eğitimiyle görevlendirildi.
 
O güne kadar Farsça, Türkçe ve Arapça'yı iyi derecede öğrenmiş olan Muhammed Celaleddin, bir dönem Şam ve Halep'e giderek, Haleviye Medresi'nde dini eğitimini tamamladı. Ardından Konya'ya tekrar dönerek, Sultan Alaaddin Keykubad'ın kurduğu, bugün İplikçi Camii'nin bulduğu yerdeki Ebul'l-Fazl Medresesi'nde müderrislik görevine devam etti.
 
Ancak aldığı dini eğitimlerle kafasında doğan bazı düşünceleri sorgulamaya başlayan Mevlana, kendisini boşlukta hissettiği bir dönemde, Tebriz'den çıkıp Anadolu'ya gelen gezgin bir derviş olan Şems ile 24 Kasım 1244'de Konya sokaklarında karşılaştı.
 
İKİ DENİZİN KAVUŞMASI...
'İki denizin kavuşması' (Marece'l Bahreyn) olarak nitelendirilen bu buluşmanın ardından Mevlana, medresedeki görevini ve camide verdiği ve halktan büyük ilgi gören vaazlarını bırakarak, Şems ile birlikte, inzivaya çekildi, 3 yıla yakın bir süre çok az halk içine çıktı.
 
Dünyada şu an en az Mevlana'nın fikirleri kadar ilgi gören semayı, çokça yapmaya başladı. Bu 3 yıllık manevi etkileşim sonucu Muhammed Celaleddin, Mevlana ismini aldı. Bu dönemde Farsça ve Arapça şiirlerinin sayısı artmaya başladı, bugün kendisiyle özdeşleşen Mesnevi'sini yazdı. Bu arada, sohbetlerinin sevenleri tarafından kaleme alınması ve dikte edilmesinden oluşan Fih-i Mafih (Onda olmayan bundadır), devlet büyüklerine yazdığı 147 adet mektubun toplandığı 'Mektubat' isimli kitap oluştu.
 
Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Nuri Şimşekler, Şems'ten önce zahiri (genel, kitabi) ilimleri tahsil eden Mevlana'nın, Şems'ten sonra batıni (gönüle doğan) ilim aldığını, masa başında öğrendiği ilimleri gönül zenginliğiyle yorumlayarak içselleştirdiğini, bugün dünyanın ilgi gösterdiği evrensel fikirlerinin ortaya çıktığını vurguladı.
 
'ÖLÜM VE DOĞUM'
17 Aralık 1273'te vefat eden Mevlana'nın ölüm gününü, sevgiliye kavuşma anlamına gelen ''düğün gecesi' yani Şeb-i Arus ilan etiğini anlatan Şimşekler, şunları söyledi: ''Bugün Mevlana'nın doğum günü. Ölüm gibi doğum günü de Mevlana için farklı anlamlar taşıyor. Mevlana, doğum gününü 'Allah'ın katından ayrılma' olarak gördüğünden, bir ölüm günü gibi değerlendirmektir. Mevlana'nın eserleri, sadece edebi açıdan değil içerdiği anlam bakımından da önemli ve evrensel olduğu için, tarih boyunca hangi dile çevrilirse çevrilsin, yoğun ilgi görmektedir. Bu onun sadece edebi dilinin değil, düşüncelerinin de çok değerli olduğunun göstergesidir. Belki daha da önemlisi, Mevlana'nın insanın şekline, diline, dinine ve inancına bakmadan, öncelikle onu Allah tarafından yaratılmış ve can olarak da Allah'tan bir parça taşıması düşüncesiyle değerli görmesidir.
 
Bu çerçevede, farklı görünüş ve yaşayıştaki insanların, bir alfabenin harfleri gibi farklı farklı olduğunu ancak bir kelime yazabilmek için tüm harflere ihtiyaç duyulduğunu belirtir. Bütün insanları 'aynı ağacın dalları, aynı geminin yolcuları' olarak niteler.''
 
MEVLANA'YA İLGİ...
Şimşekler, Mevlana'nın düşünceleri ve eserlerinin yanı sıra onun hayatı ile eserlerine dair yazılmış kitapların da, bugün sadece Türkiye'de değil ABD başta olmak üzere dünyanın her yerinde büyük ilgi gördüğünü söyledi.
 
Şimşekler, Konya'dan bütün bir Osmanlı coğrafyasına Mevlevihaneler ve dervişler yoluyla yayılan Mevlevi kültürünün bir parçası olan semanın da UNESCO tarafından ''Somut Olmayan Dünya Kültürel Miraslar Listesi'ne dahil edilmesi ve 2007'nin Mevlana Yılı ilan edilmesinin ardından, Mevlana'nın daha hızlı şekilde tanınmaya ve okunmaya başlandığını sözlerine ekledi.
 
Şimşekler, Mevlana'nın doğum günü nedeniyle bugün Konya'da, devam etmekte olan Uluslararası Mistik Müzik Festivali etkinlikleriyle birlikte, sema töreni başta olmak üzere çeşitli etkinlikler düzenleneceğini sözlerine ekledi.
 
BATI DÜNYASINDAKİ ETKİLERİ
Avrupa'da çok iyi tanınan bir isim olan Mevlana, batı dünyasından pek çok sanat ve edebiyat insanını etkiledi.
 
1818'de Avusturyalı ünlü diplomat Joseph Von Hammer yazdığı kitapta Mevlana'nın Mesnevi ve Divanı'ndan örnekler verdi. Ünlü şair Goethe de ''Poems East and West'' isimli eserinde, Mevlana'dan bir kaç beyiti ile bahsetti.
 
Frederick Hegel, sonradan geliştirdiği Dialectic of History adlı kitabında Mevlana'nın ne kadar çok etkisinde kaldığını yazdı.
 
Mesnevi, 1881 yılında Sir William tarafından Redhouse'da geniş bir şekilde yayınlandı.
 
19. yüzyılın başında Cambridge ve Oxford üniversitesindeki oryantalistler Mevlana ile ilgilenmeye başladı. Bunlardan Edward Granville Brown, R.A. Nicholson ve A.J. Arberry, Mevlana'dan bazı tercümeler yaptılar.
 
1922 yılında ise Mevlana hayranı düşünür Annemarie Schimmel, ünlü düşünür ile ilgili gerçek anlamda İngilizce ve Almanca yayınlar yaptı.

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İzmir’’de Ajdalı bir sonbahar gecesi’…
’“Süperstar’” Fuar Açıkhava Tiyatrosu’’nda verdiği konserle hayranlarına ...
'Shakespeare Para İçin Yazdı'
Yazdıkları tüm dünyada ilgiyle karşılanan Nick Hornby'nin yeni ...
'İngilizlerin gururu' geri dönüyor
İngilizler’’in gururu, indie rock grubu Arctic Monkeys, 'Humbug' ile geri dönüyor.’
 
MJ 29 Ekim'de vizyonda...
Pop müziğin efsane ismi Michael Jackson’’ın 'This is it' isimli ...
Havagazı’’nda flamenko şöleni
Büyükşehir Belediyesi, Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’’nde düzenlediği ...
İzmir’’de Balkan rüzgarı
5. Balkanlılar Halk Dansları Festivali’’nde özel halk dansları gösterilerinin ...
 
Lennon'ın ilham kaynağı Lucy öldü
Beatles'ın klasikleşen şarkılarından 'Lucy in the Sky with ...
Muse suskunluğunu bozuyor
Son albümleri ’“Black Holes and Revelations’” ile kariyerlerinini en ...
Kürtçe film 'Min Dit' Hamburg'da
17. Uluslararası Hamburg Film Festivali kapsamında, Fatih Akın'ın ...
 
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Yaşamak...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bir şarkısın sen!
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
19’undaki genç, dedesi yaşındaki adama nasıl yumruk atar?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (5) Aşılar acıtmaz ki!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Namağlup Göztepe!!!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Asi bir yönetmeni kaybettik
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Daha ne olsun?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İyi oyuncu, kötü politikacı!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Çiğli Güneş Ülkesi
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Eskidendi çok eskiden...'
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva