Yeşim YAVUZER/EGEDESONSÖZ - Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde süren olağanüstü hal koşulları ile ilgili İzmir Barış Bloku’nun eylemleri devam ediyor. Sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, tarihi, kültürel ve doğal miras yıkımının duruldurulmasını isteyen İzmir Barış Bloku temsilcileri yaptıkları eylemle savaşın bitirilmesini istedi.
Yapılan basın açıklamasında, bölgedeki halkın eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçlarının engellendiği, bölge halkının göçe zorlandığı ve okulların, hastanelerin askeri karargah olarak kullanıldığı ifade edildi.
Sokağa çıkma yasakları uygulanan kentlerde tarihi ve sosyal mekanların da yok edilerek halkın hafızasının silinmek istendiğinin vurgulandığı basın açıklaması, Dört Ayaklı Minare'nin önünde açıklama yaparken katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Tahir Elçi’nin son sözleriyle tamamlandı.
EN AZ 61 ÇOCUK YAŞAMINI KAYBETTİ...
İzmir Barış Bloku adına açıklamayı okuyan Blok Eş Sözcüsü Sevim Korkmaz Dinç, “Savaşın çocuklar, kadınlar ve doğada yaptığı yıkımı görmezden gelemeyiz. 20 Temmuz Suruç katliamından itibaren bugüne kadar yaşanan çatışmalarda ve sokağa çıkma yasaklarında; hastaneye gidemeyen, annesinin karnında henüz doğma fırsatı bulamayan ve kolluk kuvvetlerinin doğrudan hedefi olan en az 61 çocuk yaşamını kaybetti. Binlerce insan evlerini terk etmek zorunda kaldı” dedi.
SAVAŞ TARİHİN YAĞMALANMASIDIR
Sokağa çıkma yasakları uygulanan kentlerde tarihi ve sosyal mekanların da yok edilerek halkın hafızasının silinmek istendiğini vurgulayan Dinç, “Sahip oldukları tarihi ve kültürel miras halkların hafızalarıdır. Bu miras yok edilerek halkların kültürü ve tarihi de yok edilmektedir. UNESCO verilerine göre Suriye’de halen sürmekte olan iç savaşta 300 anıt yapı, 450 sivil mimari örneği yok edilerek binlerce yıl bir arada yaşayan halkların, kültürlerin ortak uygarlık tarihimize bıraktığı izler tümüyle silinmiştir. Sadece Aralık 2015’te Diyarbakır’da onlarca eser tahrip edilmiştir. 1516 – 1520 yıllarında dönemin Diyarbakır Valisi tarafından yaptırılan ve kubbelerinin kurşunla kaplı olması nedeniyle ‘Kurşunlu’ diye de anılan cami yanmıştır. Ermeni Surp Giragos Kilisesi ve Ermeni Katolik Kilisesi çatışmalarda ciddi hasar görmüştür. UNESCO’nun koruma listesinde yer alan Diyarbakır Surları, Dört Ayaklı Minare ve Kervansaray tehdit altındadır. Savaş, binlerce yıllık insanlık tarihinin yok edilmesidir. Savaş, tarihin yağmalanması, yaşanan kültürlerin izlerinin silinmesi, binlerce yıllık tarihi eserlerinin satılmasıdır” ifadelerini kullandı.
TAHİR ELÇİ’NİN SON SÖZLERİYLE SESLENDİLER...
Basın açıklaması şu ifadelerle tamamlandı: “Türkiye halkları, barış ve demokrasi güçleri, AKP ve Sarayın bu çirkin oyunlarının farkındadır. Bizler de İzmir Barış Bloku olarak her koşulda barış isteyen halkların sesi olmaya devam edeceğiz ve tarihi, kültürel ve doğal mirasımızın talan edilmesine izin vermeyeceğiz. Dört Ayaklı Minare’nin önünde basın açıklaması yaparken katledilen Tahir Elçi’nin sözlerini bir kez daha tekrarlıyoruz; İnsanlığın bu ortak mekanında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak dursun...”
VALİLİK İMZA MASASINA İZİN VERMEDİ
Grup, her hafta Cumartesi günü saat 15.00’da aynı yerde savaşın farklı boyutlarına dikkat çekmek üzere toplanacağını bildirerek, eylemi bitirdi. Önümüzdeki hafta yapacak eylemin ‘Savaş ve Kadınlar’ ile ilgili olacağı bildirildi. Ayrıca sokağa çıkma yasaklarının kaldırılması için imza kampanyası başlattıklarını duyuran Barış Bloku, imza masası açmak istediklerini ancak Valilik’ten izin verilmediğini belirtti.