İstanbul’da çılgın bir parti…

İSTANBUL - Geçtiğimiz ekim ayında yapılan Avrasya Maratonu’ndan önceki gün bir şovda sahneye çıkmak için İstanbul’a gelen Millicent Binks, baştan çıkardığı Türk bodyguard’ı ve bir çatı katında katıldığı gizli partiyi bulvar gazetesi Evening Standard’a yazdı.

 

İşte ünlü dansçının İstanbul izlenimleri:

 

"Havalimanında bir Türk neden İstanbul’a geldiğimi sordu. Ona gizemli bir şekilde, ‘Bir parti için’ dedim. Valizimin büyüklüğünü görüp, “Çılgın bir parti olmalı” diye cevap verdi. Valizimde 3 burlesk dansı kostümü, 1.5 metre uzunluğunda kuştüyünden pelüş atkılar, Swarovski taşlı topuklu ayakkabılar ve postişler vardı. Bu harika metropole ayda bir gerçekleştirdiğim burlesk şovum için gelmiştim. Yanımda bana şovda eşlik eden iki güzel Alman ‘showgirl’ vardı. Birinin sahne adı Miss Octavia diğeri ise Beau Daggers.

 

Otel odamı Octavia ile paylaştım. Odaya gözleme söyledik. O sırada kız arkadaşıyla Skype üzerinden görüşeceğini söyledi. ‘İstersen odadan çıkabilirim’ diyerek güldüm. Japon kız arkadaşı Saki Octavia’dan kameranın önünde onu eğlendirmesini istedi. Octavia bana, “Saki kameranın önünde seninle bir şeyler yapmamı istiyor” dedi. Daha önce sarışın bir tanrıça olan Octavia ile ilgili fanteziler kurmuştum, bu yüzden Saki’yi eğlendirmek için elimden geleni yaptım. Oyun göğsümdeki büyük bir ısırık iziyle bitti.

 

Oda servisi geldiğinde Saki kameradan garsonu gördü ve yatağa 3 kişilik bir servis istedi. Bu oyundan kaçıp duş almaya gittim.

 

Şov zamanından önce vücut makyajıyla göğsümdeki ısırık izini kapatmayı başardım.

 

Sahnedeki ışıklandırma cildimin rengiyle uyumlu bir şekilde pembe ve lila tonlarındaydı. Müzik başlayınca kalçamın ve bileğimin her hareketiyle ritme uydum. Sahnenin önündeki bir bodyguard hariç tüm seyirciler heyecanlanmıştı. Eldivenlerimden birini başımın üzerinde yavaşça çıkardım ve bodyguard’ın boynuna sararak ileri geri sürtmeye başladım. Anlamsızca bakıyordu. Daha sonra sutyenimi çıkarıp ceketinin içine soktum. Sonunda bana gülümsedi. Zafer kazanmış bir şekilde gösteriyi bitirdim. Zorlu seyirciler karşısında kazanmayı seviyorum.

 

Şovdan sonra parti başladı. Yüksek tavanlı bir çatı katındaydık. İsmi Erran’dı. Çatıda hava serindi ancak rakı ısıtıyordu ve manzara da harikaydı. Altı tane cami görüyordum ve kent maraton için bayraklarla sarılmıştı. Parti sanatçılar, travestiler ve birçok ilginç insanla doluydu. Bodyguard’ın da orada olduğunu gördüm. Bana sokularak, ‘Daha önce hiç burlesk dans görmemiştim ama çok eğlendim’ dedi. Burlesk’in İstanbul’da egzotik bir dans olarak algılandığını anladım ancak bu kadar farklılığı içinde barındıran bir şehir bu sahnenin büyümesi için harika bir yer olabilir. İstanbul’u seviyorum.

 

23 yaşındaki ünlü dansçı, Londra’nın en ünlü kulüplerinde şov yapıyor. Vogue ve Verve gibi dergilere poz veren Millicent, 1860 yıllarında ABD’de ortaya çıkan ve Dita Von Teese’in yeniden alevlendirdiği Burlesk modasının en iyi temsilcilerinden olarak biliniyor. Striptiz şovuna benzeyen bu erotik dansta 1940’lı ve 1950’li yılların kostümlerinin benzerleri giyiliyor.