HABERLER>GÜNCEL
5 Ocak 2016 Salı - 12:48

'İzmir'in son temsilcisi yazdı: Cumhuriyet neden?

Cumhuriyet yönetiminin yılbaşı öncesi İzmir Bürosu hakkında aldığı kapatma kararı sonrası, gazetenin İzmir temsilciliğiyle birlikte yazarı da olan Serdar Kızık, gazetedeki yazılarına devam etmeyecek...

 İzmir in son temsilcisi yazdı: Cumhuriyet neden?

Cumhuriyet yönetiminin yeni yıl arifesinde şok bir kararla 49 yıllık İzmir Bürosu'nu kapatmasının yankıları sürüyor.

10 personeli işsiz bırakan karar sonrası Gazetenin künyesinde hala statüsü sabit duran son İzmir Temsilcisi ve yazar Serdar Kızık sosyal medya hesabından çarpıcı bir yazı yayınladı.

Kızık, ‘Cumhuriyet Neden?’ başlıklı bir yazıda kurumda geçen yıllarını ve yaşadıklarını anlatarak görevinden ayrıldığını duyurdu.

İŞTE O VEDA YAZISI

CUMHURİYET NEDEN ?

Gazetemizin İzmir Bürosu’nun kapatılması, çalışanların işsiz kalmasıyla ilgili geçmiş olsun dileklerine, dayanışmaya teşekkür ediyorum.
Herkes soruyor "ne oldu, niçin" diye.
Cumhuriyetin bayrak olduğu bir kentte büronun neden kapatıldığını,
karar verenlerin açıklaması yerinde olurdu.
Karar vericilerin bana söylediği, ekonomik gerekçeler !
İş bana kaldı; bildiğim kadarıyla, açıklamaya çalışayım.
Kuşkusuz kararın boyutu, bir yanıyla benimle ilgili olsa da ülkeyle ilgili yanı, toplumsal anlamı, çalışanların durumu daha önemlidir.
Duygusal bir değerlendirme yapmak istemiyorum ama konunun kişisel yanından başlayayım, sonuçta toplumsal bir sonuca ulaşırım sanırım...

***
12 Eylül faşizmiyle 1402'lik damgası; çok sevdiğim öğretmenliğim elimden alınması...
Sonra hapislik, işsizlik...
Bir çok devrimcinin yaşadığı süreç.
Olsun, zor zamanlardı, deneyimdi, öğreticiydi...
Kaldı ki bu uğurda gencecik yaşta yaşamlarını yitirenlerin, idam sehpasında sandalyesini kendi tekmeleyenlerin yanında çektiğimin esamesi okunmaz...
Ardından sokaklar... İnşaat işçiliğinden, "gırgır sayılabilir" ama, Karşıyaka pazarında limon satmaya, maydonozdan ekmek çıkarmaya, turizm sektöründe geçici işlere kadar uzanan yolculuklar...
***
Domates kasalarını indirip, kaldırırken 3. günde "sakıncalı" damgasından ötürü işten çıkarıldığım Muradiye'deki salça fabrikasından sonra, Konak'ta İleri Kitapevi'nde Erol Ağabey'le dertleşirken Cumhuriyet Ege Temsilcisi Hikmet Çetinkaya'ya telefon etti, benim için.
Ertesi gün gittim, 1985 Eylül’ün ortaları bir gündü.
Eve Cumhuriyet Gazetesi alınırdı, onunla büyüdüm; daha sonra Politika Gazetesi okumaya başlamıştım 12 Eylül öncesi...
***
Ayaklarım titriyordu, kalbim sanki bir başka çarpıyordu Cumhuriyet Gazetesi EGE bürosunun kapısından girerken.
İki saate yakın, dünya ve Türkiye siyasetinden, kitap, edebiyat, şiirden ve ailemden konuştuk.
Bir çeşit sınavdı...
Sonunda "geç içeriye, bir masaya otur" dedi Hikmet Ağabey.
Dünyalar benim oldu.
Doğrusu 12 Eylül karanlığının, korkunun, baskının, ihbarcı düzenin girdabında verdiği karar, beni işe alması, kolay değildi; riskler taşıyordu.
O süreçte kaç kişi bunu göze alabilirdi ki ?
***
Vefa duygusu yaşamımda çok önemli, temel bir değerdir; borçlu olmakla ilgili değil.
Hikmet Ağabey’den, özellikle mesleki anlamda çok şey öğrendim, çok destek oldu, burada kendisine çok teşekkür ederim.
O gün eve döndüğümde , babam çağırdı.
Yaşamı aydınlanma mücadelesiyle, sürgünlerle bedel ödeyerek geçen, devrimci ve cumhuriyetçi, Kızılçullu Köy Enstitüsü, ardından Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü mezunu Hicri Bey'in karşısındaydım.
O zamana değin, üç ya da dördüncü uzun konuşmamızdı.
Cumhuriyet’in bir gazeteden öte, ülke için anlamını anlattı. Çok önemli bir kuruma girdiğimi, sorumluluğunun çok ağır olduğunu, orada ailemi de temsil ettiğimi asla unutmamı söyledi.
11 yaşımda evden ayrılıp, Tokat'ta devlet parasız yatılı ortaokuluna bıraktığı güne benzer bir konuşmaydı.
Hiç unutmadım...

***
1992 ayrışmasında İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Ali Sirmen, Mustafa Balbay, Mustafa Ekmekçi, Oktay Akbal ve bir çok yazar , 80'e yakın cumhuriyet çalışanıyla birlikte, gazetenin çizgisine yönelik müdahaleden ötürü istifa ederken, beni odasına çağırmıştı Hikmet Çetinkaya.
İzmir büronun haber müdürüydüm o zaman.
"Ayrılıyorum, emekli olacağım...Arkadaşlarınla konuş, sizler kalın, mücadele edin" demişti.
Yan odaya geçtim, yazı işlerine.
Durumu anlattım; söylediklerini ilettim ve " Arkadaşlar gazetedeki bu operasyona karşı ben de istifa ediyorum" dedim, sadece.
Yazı işlerinde bir, idarede üç kişi hariç, arkadaşlarımın tümü o anda istifalarını yazdı.
Gençtik, geçim zorluğunda, kira, çoluk çocuk okutma derdinde olan çalışanlar, bir anda, cumhuriyet için, belirli bir ilke ve duyarlılık için, işsiz kaldılar ve tazminatlarını yaktılar...
Altı ay sonra okurların tepkisiyle, gazetenin traji dibe vurdu, çağırdılar, geri döndük.
İzmir büroya temsilci olarak atandım...
Gazete ekonomik anlamda zordaydı. Bir yılı aşkın cep harçlığı sayılacak ücretlerle çalışıp, direndik arkadaşlarımla...
Sonraki süreçte de ekonomik zorluklar hiç bırakmadı Cumhuriyet’in yakasını...
***

Sonuçta geçen pazartesi, İstanbul'a çağrıldım.
Ayrıntıları bende kalsın; "ekonomik gerekçelerden" ötürü radikal bir karar alma zorunda kalındığı, 49 yıllık büronun kapatıldığı söylendi.
İçinde adımım da yer aldığı işten çıkış dosyası, iletildi.
Bu arada icra kurulu başkanı, haftada bir gün köşe yazılarımı sürdürebileğimi de söyledi.
23 yıllık temsilci olarak ne fikrim, ne görüşüm, ne de önerilerim sorulmuştu.
Tebliğ edilen karar, radikaldi .
Evet, mali zorlukları hissediyordum ama en azından bir muhabir arkadaş bırakılarak, büronun kapısına kilit vurulmayabilirdi...
Elimde işten çıkış dosyalarıyla birlikte İzmir’e döndüm.
Kısa sürede büronun kapatıldığı ve herkesin işsiz kaldığı bilgisi, çığ gibi yayıldı.
Değer verdiğim bazı yazarlar “ayrılamamamı” ve yazılarımı sürdürmemi istedi...
Arkadaşlarımla birlikte eşyalarımızı toplamaya başladık.
31 Aralık son gündü, o anda son yazımı düşündüm...
***
Süreç buraya nasıl geldi?
Bir yıl önce büromuzda küçültmeye gidilmişti, beş arkadaşım işten çıkarılmıştı.
Ardından zarar etmeyen Ege eki, yine ekonomik nedenlerle kapatıldı.
Geçen ay haftalık yazılarım, yine "ekonomik" gerekçelerden ötürü, ikiden bire düşürüldü. (Bazı yazarların yazı sayısı, ekonomik sorunlardan etkilenmedi nedense)
***
Evden ayrıldığım, yalnızlığı ve direnmeyi öğrenmeye başladığım 11 yaşından buyana yaşam mücadelesinin , gençlik yıllarımdan bugüne de politik mücadelenin içindeyim.
İnsanı omurgası, onuru ve ilkeleri taşır.
Bu yüzden dirençliyim, vazgeçmem, yılmam.
İzmir gibi aydınlığın ve cumhuriyet kimliğinin öne çıktığı bir kentte, gazetenin kapısına ekonomik gerekçelerden ötürü kilit vurulduğuna gerçekten inansam, yazmayı sürdürürdüm.
Bununla da kalmaz, sorunun aşılması için çabalardım.
Cumhuriyette 23 yılını temsilci olarak görev aldığım 31 yıllık meslek yaşamımda , gazetenin kimliğine uygun, ilkeli ve dürüst bir süreç geçirdiğime inanıyorum
Mustafa Kemal'i, Cumhuriyet devrimini özümseyerek, anti faşist, anti emperyalist, anti-kapitalist çizgide, savaşsız sömürüsüz bir düzen ve daha güzel dünya özlemiyle yazdım...
Kaldı ki böyle bitmesini istemesem de kişisel meselem değildir, nihayetinde bütün görevlerin bir sonu var, biliyorum.
Ama görüşüm dahi alınmadan, karışıklı konuşmadan, tartışmadan 3 kişilik icra kurulunun iki imzasıyla verilen kararı haklı ve yerinde bulmadım, sindiremedim...
Asıl önemlisi , Cumhuriyet Gazetesi Ege Bürosu’nda yıllardır devrimci bir çizgide, cumhuriyetçi bir kimlikle sürdürdüğümüz üretimdir, haberlerdir.
Kapatma kararı, emek, demokrasi , özgürlük ve insan hakları yolunda onca engellere karşın çabalayanları...
Gericiliğe ve siyasal islamcı, mezhepçi baskılara direnenleri...
Türkiye'de çevre ve doğa mücadelesinin öncü savunucusu bir büronunun varlığını umut olarak görenleri...
Dünyada eşi benzeri olmayan, dara düştüğünde, 12 Martlarda, 1992 ayrışmasında sapmalara uğradığında müdahale eden, gazetenin gerçek sahipleri cumhuriyet okurlarını...
Sesleri, nefesleri olduğumuz, ülkenin karanlığına direnen muhalif siyasal kitleleri, emek ve demokrasi güçlerini, meslek odalarını ve yerel yönetimleri...
Gezi eylemlerinde direnenleri...
Ve işsiz kalan çalışma arkadaşlarımı ilgilendirir...
***
Babam, ameliyathaneden bir daha dönemediği yatağına gitmeden önce, bizim sonradan gördüğümüz Cumhuriyet Gazetesi’nin ajandasına, tam metni şu anda yanımda yok, yaklaşık olarak şunları yazmıştı:
" Sevgili eşim ve çocuklarım... Sizlere miras olarak herhangi bir menkül ve gayri menkül bırakamadım. Ancak çoçuklarım için geride bıraktığım en önemli miras, Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyetin ilkeleri ve fikirleridir. Buna sahip çıkacağınınızdan eminim. Oğlum Serdar, Annene sahip çıkacağından, kardeşlerine bir yanıyla babalık yapacağından kuşkum yoktur..."
Benim de oğluma bırakacağım en büyük miras, babamın bu mektubudur...
***
Cumhuriyet, kuruluşundan buyana ülke tarihinde büyük önem taşır. Sevdiğim ve önemsediğim bir kaç yazarıyla, başkalarının cesaret edemediği haberleriyle, logosu bile her zaman umut verir...
Her yolun bir sonu vardır ama yaşam yolculuğu, son nefese değin sürer.
Benim için 31 yıl önce Cumhuriyet Gazetesi’nde başlayan yolculuk burada sona erdi.
Şimdi yeni bir yolculuk başlıyor.
Yazmak bir eylemdir...
Umutsuz kalmak, yılmak yok, mücadeleye devam.
Yaşasın Cumhuriyet.
Hoşçakalın...
.....
NOT : Duyarlı arkadaşlara, dostlara ve okurlara da bir önerim var bu arada.
Facebook'ta kurduğumda beklemediğim sayıya, bir yıl dolmadan, yaklaşık 5 bin üyeye ulaşan politik mücadelenin önemli bir alanı, çevre hareketinin sesi Mavi Yeşil Direniş sayfasına katılmaya, yazmaya, paylaşmaya, çoğalmaya çağırıyorum sizleri...
 

 
Çelik kasa hırsızlığına 3 tutuklama
 
İzmir’den AB Adalet Divanı’na ‘mülteci’ başvurusu
YORUMLAR
Toplam 6 yorum var, 6 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen 1 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
özlem 5 Ocak 2016 Salı 23:07

üzücü, görüş alınmadan, 3 kişilik bir imza kararıyla işten çıkarılmak çok üzücü.. biz de tek kişilik imza kararıyla işten çıkarıldık... üstelik biz de aynı görüşte insanlardık. korkunç birşey insanın ekmeğiyle oynanması. bizi de devrimci, demokrat bir belediye başkanı tek imzayla işten attı

Yorumu oyla      12      6  
Sinan ÖZTAN 5 Ocak 2016 Salı 22:45

Serdar bey çok duygusal bir yazı kaleme almış.Cumhuriyet Gazetesi Ege bürosunun kapatılması gerçekten üzüntü verici.Yazıda da belirtildiği gibi büro kapanmaz en azından bir muhabir görevini sürdürürdü.Gazetenin icra kurulu üyeleri ekonomik gerekçeleri bir tarafa bırakarak büronun yeniden açılması için çaba harcamalıdır.Son bir not: İktidar yandaş ve yalaka gazeteleri reklam ve diğer desteklerle yaşatmaya çalışırken Cumhuriyet gibi Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı cumhuriyetin erdemlerini savunan gerçek habercilik yapan gazetelere her türlü baskıyı uygulamaktadır.

Yorumu oyla      15      6  
Tarık Konal 5 Ocak 2016 Salı 17:15

Saygın Düşündeşim Serdar Beyefendi. Ülkemiz hızla bir büyük çıkmaza sürüklenirken, yurtseverlerin çatısı altında buluşabileceği bir yuvaydı Cumhuriyet Gazetesi. Onu da aldılar bizden... Bir başka yuvada buluşacağız. Sizi kucaklıyorum... Tarık Konal.

Yorumu oyla      16      6  
aziz polat 5 Ocak 2016 Salı 17:08

Arkadasim omurgali durusun o.urgasizlari rahatsiz ediyor.uc kurus para icin omurgasizligi tercih etmen fasizme karsi silahli mucadelede dahil verdigimiz mucadeleyi yaralardi.sana yakisan durusu sergilediginden oturu seninle gurur duyuyorum.

Yorumu oyla      15      7  
Lombak 5 Ocak 2016 Salı 16:26

Y-Cumhuriyet'in İzmir bürosu önündeki "Y" düştüğünde, yani FETÖ kuşatmasından kurtulduğunda, yeniden açılır belki. Ancak şu anda olup olmaması bir şey ifade etmiyor.

Yorumu oyla      14      7  
SERDAR DEĞİRMENCİ 5 Ocak 2016 Salı 14:42

Cumhuriyete en çok sahip çıkan kentte,Cumhuriyet Ege Bürosunun kapatılması çok yanlış bir karar.Tasarrufu başka yerlerde yapabilirlerdi.Sevgili Kızık; Pablo Neruda'nın dediği gibi. "Yeniden doğarız biz ölümlerde"Yeniden yazılarını okumak dileğiyle, bu da geçer.....

Yorumu oyla      18      10  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Umut tacirleri uluslararası finans sistemi kurmuş!
Ege Denizi'nde her yıl yüzlerce insanın ölümüyle sonuçlanan yasa dışı ...
Şehidin evi: Naylon yalıtım, sıvasız duvar!
Diyarbakır'da şehit olan Uzman Çavuş Nuh Özdemir'in ailesine acı haberi ...
Akit'ten Genelkurmay taziyesi açıklaması: Sehven!
Yeni Akit gazetesi Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı ...
 
Meclis’te itibar ayarı: Fiyatlar menüden gitti!
Meclis yönetimi, yeni dönemde lokantaların mönüsünde ‘itibar’ operasyonu yaparak fiyatları sildirdi.
Özkök yazdı: Cem Küçük uçaktan neden indirildi?
Cem Küçük'ün Cumhurbaşkanlığı uçağından indirilmesi nedeniyle tartışma ...
İzmir’den 2 kare: İnsanlık nedir, ne değildir?
Alsancak’ta bir parfümeri mağazasının ‘can dostlar’a açtığı kapı yürekleri ...
 
AK Partili Başkan Vali'ye sert çıktı: Beceremiyorsa...
Rize'nin İyidere İlçesi'nin AK Partili Belediye Başkanı Ahmet Mete, kardan ...
Ege’de bir günde 3 facia: Hayatlar kıyıya vurdu!
Ege Denizi'nde bir günde 3 facia yaşandı. Ayvalık ve Dikili'de mülteci ...
Ankara'da yakalan canlı bombaların hedefi belli oldu!
Başkent Ankara'da eylem hazırlığındayken yakalanan IŞİD üyesi iki canlı ...
 
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Namağlup Göztepe!!!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Asi bir yönetmeni kaybettik
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Daha ne olsun?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (4) Önce bakkallar azaldı!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İyi oyuncu, kötü politikacı!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Siyasi yasak gelirse ne olacak?
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Çiğli Güneş Ülkesi
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Eskidendi çok eskiden...'
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Metanoya!
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
12 Eylül ve yeni Anayasa
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva