Görevi kötüye kullanmak

*'Cumhuriyet Bayramınızı kutlar, tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anarım.'
Deprem Vergileri, haklı olarak kamuoyunun gündemini meşgul ediyor. Bu konuda doğruları anlatıp, kafa karışıklığına engel olmak gerektiğini düşünüyorum. Bu vergiler, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi sonrası yasayla konulmuş ve halkımız büyük bir özveriyle bu geçici vergileri kabullenmiştir. Geçici olarak konan bu vergilerin kaldırılacağı tarih 31 Aralık 2002 idi.
2002 Kasım'da iktidara gelen AKP bu geçici vergileri, kalıcı olarak toplamaya devam etti.
AKP bu vergilerden toplanan paraların nereye harcandığı ile ilgili sorulara bu güne kadar cevap vermedi. Türkiye'nin Maliye Bakanı (İngiliz) Mehmet Şimşek, bu toplanan vergiler ile, duble yol-Sağlık harcamaları-Havayolları-Demiryolları yapıldığını söyledi.
Hükümetler, her yıl bütçelerini TBMM'de kabul ettirirken, Bakanlar Kuruluna ve Maliye Bakanına, 'Fasıllar Arası Aktarma' yetkisi alırlar. Bu yetki ile Bakanlar Kurulu deprem için toplanan bu paraları başka işlerde kullanmaktadır. Yani ilk bakışta Hükümetin bu faaliyeti yasalara uygundur…
Yasalara uygundur ama ahlaki değildir. Deprem için toplanan paraların harcama yeri, kaçak binaların yıkımı, yeni binaların yapımı, binaların sağlamlaştırılması için olmalıydı. Fakat AKP, bunu yapmayıp seçim kazanmak uğruna, dolaylı olarak insanların ölümüne sebep olmuş ve deprem için toplanan paraları seçim kazanmak için kullanmıştır. İşte yanlış olan budur ve Türk Ceza Kanununda bunun adı 'Görevi Kötüye Kullanmaktır'.
Tek başına iktidara geldikten tam 9 yıl sonra Başbakan Erdoğan; 'Kaçak, ruhsatsız ve depreme dayanıklı olmayan binaları yıkacağız' diye konuşuyor !...
İyi de neyle yapacaksınız bu işleri? Milletin bu iş için verdiği 48 Milyar Lirayı, har vurup, harman savurmadınız mı? Oy toplama uğruna yanlış Finans politikalarıyla, sağlık harcamalarını yıllık 40 Milyar Liraya çıkarmadınız mı? Yoksa vatandaşın sırtına yeni vergiler mi geliyor?...

VER ELİNDEKİNİ ELLERE
Başbakan Erdoğan, Somali'ye Kızılay'ın 5 bin çadırını ve Türkiye'nin 100 Milyon Dolara yaklaşan parasını gönderdi.
Başbakan Erdoğan, Suriyeli direnişçilere dört-dörtlük çadırkent kurdu. Yaklaşık 8 bin kişiye üç öğün yemek veriliyor. Her türlü ihtiyaçları hükümet tarafından gideriliyor. Psikologları bile var.
Başbakan Erdoğan Libya'daki Şeriat düzenine ilk etapta 300 Milyon Dolar, sonrada 80 Milyon Dolar daha gönderdi. Hatta 10 Milyon Doları bavul ile Dışişleri Bakanı elden verdi…
Van'da kendi insanımız karda- kışta bir çadır için birbirini yiyor. Depremin üzerinden 5 gün geçmesine rağmen, bir tas sıcak çorbanın girmediği köylerimiz var.
Başbakan Erdoğan ilk etapta, acil ihtiyaç için Valilik emrine 3 Milyon Lira gönderdiğini, sonradan bu paranın 10 Milyon Liraya tamamlanacağını gururla söyledi !...
Cemaatin televizyonu bir gecede 65 Milyon Lira, 12 televizyon kanalı ise bir gecede 67 Milyon Lira yardım topladıklarını söylediler. Bunların ne kadarının gerçekleşeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Tüm bu yardımları toplayın, Başbakan Erdoğan'ın Arap kardeşlerine gönderdiği paranın dörtte biri bile etmez.
Başbakan Erdoğan'ın Araplara olan bu aşkı insanın gözlerini yaşartıyor…
Bu tür davranışlar için çok güzel iki halk deyişi vardır;
*Kendi muhtaç himmete, kaldı ki başkasına yardım ede…
*Ver elindekini ellere, vur k...ını yerlere…