Hiç unutmuyorum…
2021 yılının Ağustos’uydu…
MHP lideri Devlet Bahçeli…
10 yıldır ekmeğimizi bölüştüğümüz Suriyeli göçmenler için…
Sanki…
Bugünleri hissetmiş gibi…
Şöyle demişti:
“Suriyeliler bize emanettir… Buna diyeceğim bir şey yoktur… Ama ilanihaye (sonsuza kadar) burada kalmaları mümkün değildir…”
Yılların tecrübesi Bahçeli’nin vurgusu doğruydu…
Ne var ki…
Üstünde durulmadı…
***
Şimdi bizden kendi arzu ve istekleriyle ayrılıyorlar…
Vatanlarına dönüyorlar…
Teşekkür beklemiyoruz…
Ama…
Şimdi daha iyi anlıyoruz ki…
Dünyada…
“İnsan Mezbahası”…
Olarak anılan…
Bir girenin bi’daha güneşi göremediği…
Şam’daki “Seydnaya Hapishanesi”nin görüntüleri yayınlanınca…
Sadece bizim değil…
Dünya’nın nutku tutuldu…
Amerika…
Başşar Esad rejiminin Suriye’de…
O “dünyaca meşhur” hapishanede (!) binlerce insanı…
Fırınlarda yaktığını açıkladı…
O görüntüler…
Dünyaya yayılınca…
Özellikle…
Türkiye’ye sığınan…
Ekmeğimizi paylaştığımız…
Vatandaş yaptığımız…
Sığınmacı Suriyelilere…
Bi’ölçüde de olsa…
Hak vermemek elde değil…
***
Acıklı hikayeyi geriye saralım…
Azrail’den…
(Pardon) Esad’dan kaçtılar…
Bize sığındılar…
Aslında Avrupa’da yaşamak istiyorlardı…
Bazıları bizi “yol geçen hanı” gibi değerlendirdiler…
Bütün paralarını lastik botlara döktüler…
Bizim sahillerden…
Ege Denizi’nin serin sularına, çılgın dalgalarına…
“Bana mısın?” demeden…
Ver elini; önce Yunanistan’a…
Oradan da Avrupa topraklarına…
Demeye kalmadı…
“Çağın en büyük göçü”nü engellemek için…
Avrupa ise bizi “bekçi” yaptı…
Üstelik bedava da değildi…
Ballı bir ödeme için de söz verdiler:
“Biz sana para veririz; sakın Suriyelileri bize yollamayın!”
Elimizden geleni yaptık…
Kaçak mültecileri toplamak uğruna…
13 yıl gece - gündüz…
Ege Denizi’nde botları batan Suriyelileri…
Azrail’in kucağından çekip aldık…
Bunun karşılığında…
Avrupa Birliği Türkiye’ye “6 milyar Euro” toka etti!
Biz de…
Bu parayla yol, köprü, havalimanı filan yapmadık!
Yüz binlerce garip-guraba Suriyeli’ye harcadık…
Helal-i hoş olsun…
***
Şimdi o Suriye “yeni bir Suriye” olmaya hazırlanıyor…
Esad ve ailesi ise…
Vatan’a veda ettiler…
Belli ki, ömür boyu Rusya’nın “misafiri” olarak kalacaklar…
***
Geçici Koruma kapsamında bulunup…
Türk vatandaşlığını kazanan Suriye uyruklularının sayısı…
“240 bin”…
Bunların 105 bine yakını çocuk…
Onlar artık bizden biri…
Eğitim görecekler…
Meslek sahibi olacaklar…
Eğer…
Yaşadıklarını unutmazlarsa (!)…
Bu güzel vatanın…
Birer parçası olacaklar…
***
Bitiriyoruz…
Bi’kez daha geçmişi hatırlatarak…
Takvimler 2011 yılının 29 Nisan’ını gösteriyordu…
Kanlı Suriye İç Savaşı çoktan başlamıştı…
Tablo son derece acıklıydı…
Savaştan kaçan ilk mülteciler…
Türkiye'ye giriş yapmaya başladı…
252 kişilik ilk mülteci kafilesi işte o gün (29 Nisan 2011)…
Hatay, Reyhanlı’daki “Cilvegözü” sınır kapısından giriş yaptı...
Demek ki…
13 yıldan fazla olmuş...
Taaa o günlerde...
Ölümden kaçan çiftlerin kucağındaki Suriyeli bebekler...
Bugün rahat 15 veya 16 yaşında...
Aslında o gelişler...
Sadece Esad’dan kaçış değildi...
Bir nevi…
Ölümün soğuk nefesinden kurtuluştu...
Onlara gözümüz gibi baktık...
Lokmamızı paylaştık...
Kız verdik, damat aldık...
Ve…
Hala onlarla iç içe yaşıyoruz…
Yakında…
İyice “onlarsız” kalacağız…
Ne var ki…
Türkiye’yi bizim gibi “vatan” olarak kabul eden Suriyeliler…
Belli ki…
85 milyonluk Türkiye’nin nüfusunu…
Çoğaltmaya (!) devam edecek…
Bu kesin…
Hayırlısı…
Nokta…
Hamiş 1: Türkiye’de kayıt altına alınmış geçici koruma statüsündeki Suriyeli sayısı an itibarıyla 3 milyon 115 bin… Kadın ve çocukların sayısı: 2 milyon 285 bin… En çok Suriyeli 531 bin ile İstanbul'da, en az Suriyeli 10 kişi ile Hakkari'de… Suriyelilerin Türk nüfusuna oranı ülke genelinde %3,5…
Sonsöz: “Suriyeliler’e vatandaşlık verilmesin” demek, nefret söylemi falan değildir… Suriyeliler’e kucak açmak ayrı şeydir, vatandaşlık vermek ayrı şeydir… / Ahmet Hakan – Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni… - 14 Temmuz 2016…”