Girişimci ve öncü kadınlarımız

Şu tatil gününde size lezzetli öyküler anlatalım… Bir süredir 'Peynir Aşkına' bir şeyler yapılacak ise akla gelen ilk iki isim Berrin Bal Onur ve Neşe Aksoy Biber oluyor ülkemizde… Kendilerinin arkadaşım olmasından gerçekten gurur duyduğum kadınlar var. Berrin ve Neşe onların ön sıralarında geliyor. Ve ne güzeldir ki ülkemizde -her şeye rağmen- gurur duyduğumuz kadınların sayısı artıyor.

'Peynir Aşkına' ve '50 Peynirli Balıkesir' kitapları gibi çok değerli yayınlara imza atan Neşe ile Berrin'in 'pek yakında' yeni kitaplarını kucaklayacağımızı biliyor ve heyecanla bekliyorum. İki genç ve güzel kadının sadece kendi işletmelerinde ya da kitaplarında kalmıyor yaptıkları hizmetler. Coğrafi işaretin giderek daha da palavra bir şey olmaya başladığı bu memlekette gerçek bir dünya gıda mirası listesi Slow Food Ark of Taste listesine ülkemizden çok sayıda peynirin girmesini sağladılar sağ-olsunlar…

Şimdi de sevinerek öğrendim ve lezzetlerine baktım ki Çanakkale'nin Biga ilçesinde girişimci kadınların nefis peynirler üretmeleri için destek oluyorlar, bilgilerini paylaşıyorlar.

Evet doğru okudunuz; Biga'nın köylerinde yaşayan kadınlar, ürettikleri sütleri peynire dönüştürerek Eceköy isimli bir marka yarattılar… TANAP tarafından finanse edilen ve Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı tarafından yürütülen 'Biga'da Agro -Turizm Alanında Ortak Bir Kadın Girişimi Yaratılması Projesi' kapsamında yaratılan Eceköy, Türkiye'ye örnek.. . TANAP, Doğalgaz Hattı güzergahı üzerinde yer alan yerleşimlerin sosyo-ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmak amacıyla yürüttüğü hibe programı kapsamında, KEDV tarafından hazırlanan ve yürütülen projeyi 2018 yılından beri destekliyormuş. Kadınların yerel kırsal kalkınmada liderliklerini güçlendirmek ve kolektif bir kadın girişimi yaratmak amacı ile hayata geçirilen proje ile Biga Kadın Kooperatifi çatısı altında bir markası olarak geliştirilen Eceköy, sürdürülebilir ve yaygınlaştırılabilir bir işletme modeli ortaya koyuyor. İşte Gerçek Gıda'ya ulaşmanın bir yolu daha… Neden Gerçek Gıda? Çünkü yerel ve yerinde temasıyla geliştirilen katkısız peynirlerin tüketicilerle buluşması çok önemli…

Berrin ve Neşe'den öğreniyoruz ki; Proje süresince yapılan bilgilendirme toplantıları, güçlendirme eğitimleri, saha gezileri, Biga Meslek Yüksekokulu atölyeleri, araştırma geliştirme çalışmaları, uzman eğitimleri, tadımlar ve pandemi sürecinde devam eden on-line eğitimler aracılığıyla 550'den fazla kadına ulaşılmış ve başlangıçta en az 20 kadının gelir sağlayacağı bir sistem oluşturulmuş.

Biga Kadın Kooperatifi çatısı altında kırsaldaki kadınları buluşturan bu marka yerel peynircilikte yeni bir üretim modeli olarak pek çok özel çalışmaya ve ilke imza atıyor… Geleneksel yöntemleri koruyarak pastörize üretime uygun peynir üretimi yapıyorlar. İşte bütün mesele burada… Geleneği korumak! Yerel ve yerinde temasıyla köylerde mikro mandıralar ve Gümüşçay'da ortak bir üretim/tadım/satış atölyesi kurulmuş. Doğal ve geleneksel üretim yöntemleri korunurken halk ve çevre sağlığı dikkate alınarak sağımdan satışa izlenebilir ve sürdürülebilir bir yapı oluşturuldu. Daha fazla kadının bu üretim modeline katılması ve bilgi ve deneyimleri daha geniş ölçekte paylaşmak için Mobil Mandıra geliştirildi. Yerel değerler ön planda tutularak uzmanlarla geleneksel reçeteler geliştirildi. Reçeteler yörenin şifalı otları ile çeşitlendirildi. Peynirleri tattım, kefilim. www.bigaecekoy.com.tr

SEFERİHİSAR'IN MANDALİNACILARI

'Biz Seferihisar Mandalinacısı olarak 1965 yılında dedemizin ilk mandalina fidanını dikmesiyle başlayıp, bugüne kadar emek emek büyütülmüş, bir çocuk gibi ilgilenilmiş mandalina ağaçlarının üçüncü kuşak sahipleriyiz. Dededen toruna bu geleneği sürdürmekten gurur duyuyoruz. Üç kardeş bu işe başladığımızda herkesin katkısız doğal gıdaya ulaşmaya hakkı var dedik ve yola koyulduk. Mandalinalarımız da kesinlikle herhangi bir kimyasal ilaç ve pestisit bulunmamaktadır. Mandalina ağaçlarımıza sadece doğal hayvan gübresi veriyoruz. Bilinçli üreticiler olarak ürünlerimizi sizinle buluşturup sağlıklı ve sürdürülebilir bir gelecek yaratmayı hedefliyoruz.'

Kim bu kardeşler?

Bu işin arkasında Sayarer kardeşlerin kadın girişimcilere örnek olacak hikayesi var…

Ben Meral Sayarer ile Milano'da 'Bisikletli İzmirli Süslü Kızlar' ile birlikte tanıştım. O zaman bu zaman iletişimimiz sürüyor. Meral o sırada İtalya'da Pazarlama ve İletişim Alanında master yapıyordu. Kardeşi Fethiye Sayarer de yine İtalya'da Tedarik Zinciri ve Pazarlama alanında yüksek lisans yapmış. Lütfü Sayarer ise yurtdışında mühendislik eğitimine devam ediyor.

Kızlar eğitimlerini tamamlandıktan sonra Seferihisar'a dönerek, üç kuşak boyunca ailelerinin çiftçilik yaptıkları mandalina bahçelerini devraldılar. İlaçsız tarım yaptıkları bahçelerinde ürettikleri mandalinaları aracısız olarak tüketiciye ulaştırmaya başladılar. Genç girişimci Sayarer Kardeşler, nesilden nesile aktardıkları bu işe, günümüz aracısız pazarlama yöntemlerini ve üretimde kullanılan ve sağlığa zararlı tarımsal ilaçlar yerine doğal ve insan sağlığına tamamen zararsız yöntemlerle üretime başlayarak yeni bir atılım yaptılar. Bir yandan kendilerine gelir sağlarken diğer yandan Seferihisar'ın mandalinasının markalaşmasına katkıda bulunuyorlar.