EGEDESONSÖZ - İzmir Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin Sonsöz TV'nin konuğu oldu. Gündeme dair açıklamalarda bulunan Girgin, dikkat çekici mesajlar verdi
ZAMAN BİZE GÖSTERECEK
Kemeraltı'nda işlerin nasıl gittiğinin sorulmasına yanıt veren Girgin, 'Ülke ekonomisi nasılsa bizim de aynı. Ekonominin daralması, alım gücünün düşmesi bizim de çarşımızı inanılmaz derecede vurdu. Yazın bir sirkülasyon vardı. Dışarıdan gelen turist, okulların kapalı olması, hayat şartlarının biraz daha uygun olması bizi biraz besliyordu. Şimdi ise gerçeklerle baş başa kaldığımız bir döneme giriyoruz ve kış başlıyor. Sıkıntılı bir dönem olacak. Ülke ekonomisinin getirdiği şartlardan kaçış mümkün değil. Hem komşulardan kaynaklanan savaş ekonomisi gibi bir durum var hem de içeride ciddi bir daralma yaşıyoruz. Zaman bize gösterecek, ancak hükümetin alacağı kararlar bizim için artık daha önemli hale geldi' dedi.
MUTLU BİR DÖNEM OLMADI
Okulların açılış sürecinde beklene yoğunluğun yakalanıp yakalanamadığının sorulmasına yanıt veren Girgin, 'Yakalayamadık. Çok uzun zamandan beri Kemeraltı, okul öncesi dönemlerden inanılmaz derecede beslenirdi. Yoğun bir talep yok. Yaz döneminde beklediğimiz gibi gitmedi işler. Bu daralma, hayat pahalılığı ve her şeyin fiyatının artması bizi de etkiledi. Okullar açıldığında da esnafımız için çok mutlu bir dönem olmadı' diye konuştu.
CİDDİ BİR YÜK OLUŞTURDU
Geçmişe oranla Kemerlatı'nın 'uygun' olduğu imajını kaybetmesini değerlendiren Girgin, 'Kaybolmadık, her türlü müşterinin talebini karşılayacak esnafımız var. Uygun fiyatla alabilen, pazarlığını iyi yapabilen esnaf var. Pandemi bizi çok yordu; pandemi sonrası krizler, deprem ve olumsuz koşullar üst üste ciddi bir yük oluşturdu. Artan giderlerimiz var ve insanlar, aldıkları malı katma değer olarak bunların üzerine koyuyor. Ancak aldığımız malın adedi ile kurumsalların aldığı adet aynı değil. Onlar 100 bin alıyorsa biz 100 tane alıyoruz. Ancak bunu pazarlıkla çözebiliyoruz. Biz hiçbir zaman kaybolmayacak bir yerdeyiz. Dönemsel olarak bizim de hatalarımız oldu, insanların eksiklerini avantaja çevirme çabaları ise serbest piyasa ekonomisinde denetleyemediğimiz durumlar yarattı. Müşteri de bunları değerlendiriyor' diye konuştu.
3 BİN KİŞİ ÇALIŞIRSA ESNAF MUTLU OLUR
İzmir Büyükşehir Belediye binasının yeniden daha büyük bir şekilde yapılmasının önemine dikkat çeken Girgin, 'Depremin bize yansıması inanılmaz derecede büyük oldu. Valilik, arkasındaki emniyet, kaymakamlık, defterdarlık ve Büyükşehir'in oradan gitmesi inanılmaz derecede potansiyelimizi düşürdü. Yakın zamanda Büyükşehir'in aynı yerde bina yapıyor olması bizim açımızdan çok önemli. Çünkü hem potansiyel müşterinin orada olması, hem de işleri gereği oraya gelen kentlinin alışveriş yapması, orada yaşayanların da çocukları ve ailesiyle gelip Kemeraltı'na uğraması bizim için önemliydi. Bunun düşünülmesi bizi mutlu etti. Eski yapının korunması bizim için daha rantabl olur. Beğenilen, kabul görmüş bir simge olarak akıllarda kalan bir binaydı. Aynısı da yapılabilir, daha kullanışlı hale de getirilebilir. Burada esnaf açısından baktığımızda ne kadar çalışan kesim sayısı fazlaysa o kadar memnun oluruz. 3 bin kişi çalışırsa esnafımız mutlu olur' dedi.
Çarşı için hayat öpücüğü olacağını belirten Girgin, 'Bu adımlar, esnafa bir 'hayat öpücüğü' olur. Gıda işletmelerimiz inanılmaz bir daralma yaşadı. Paket servisinden tutun, ayağına gelen müşterisini kaybetti. Belediye bir yana, kaymakamlık ve emniyet gibi kurumları kaybetmemiz büyük bir etki yarattı. Bunları telafi edemiyoruz, ancak belediyenin oraya dönmesi en az 2-3 yıl alır. Bizim ekonomik olarak günle yarıştığımız, ayakta kalmak için savaştığımız bir dönemde bu uzun bir süre. En kısa sürede gündeme getirilip başlanması gerektiğini düşünüyoruz' diye konuştu.
KURUMLAR İLE ÇÖZÜLEBİLİR
Bölgenin en önemli sorunları olan 'çöp' , 'çığırtkanlar' ve 'otopark' konularını değerlendiren Girgin, 'Kemeraltı'nda esnafsınız, dükkanınız var ve kapı önüne çöp tenekesi koydurmuyorsunuz. Boşluk olmayan yerde kimse çöp taşımak istemiyor, çöp oraya konmasın isteniyor. Direklere koyuyorduk, onlar inanılmaz derecede hızlı doluyor. Konak Belediyesi ve Büyükşehir çok hızlı takip ediyor, onlara bu konuda teşekkür ediyoruz. Ancak genel çöplerin bir yerden toplanması için bir yer belirlemeniz ve ona göre ayarlama yapmanız lazım. Bununla ilgili bir takip sistemi kurmamız gerekiyor. Temizlik işleri bu konuda esnafı yeterince bilgilendiriyor ama esnafın içinden gelmesi lazım. Bu konuda bizim de ayıplarımız var. Biz babalarımız zamanında yerdeki çöpleri toplar, dükkan içindeki çöplere koyardık. Hiçbir zaman yoldaki mazgallara, belediyeye ait olan yerlere dökmezdik. Şimdi böyle bir şey yok. Ticaretin getirdiği koşullarda insanların değişimi ve güncel yaşamın getirdiği sahiplenme eksikliği çok fazla. Çöp sorunu önümüzdeki en büyük sorunlardan biri. Otopark, olmazsa olmazımız. Var olan yasal ve yasal olmayan her otoparkın denetlenmesi ve fiyatlarının aynı seviyede olması müşteri açısından önemli. Bir yerde 100 TL, başka bir yerde 300 TL olması bizi çok zorluyor. Konak Meydanı'ndaki otopark bizim için önemli, Çankaya otoparkı sürecinde de güçlendirme yapılacak, bu da bizim için önemli. Kemeraltı esnafı, şehrin merkezinde yaşadığı ve buranın bir çekim merkezi olduğu için, kendi arabasını yakında bir yere park etmemeyi öğrenmeli. Bu ayrı bir sorumluluk. Merkeze aracını getirmeden, otoparkın müşteri otoparkı olduğunu kabul etmesi lazım. Bizim müşteriye ihtiyacımız var. Bizim düz ayak müşterimiz yok. Müşterimiz araçlarıyla veya toplu taşıma ile geliyor. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok, her şey belli. Bu konuda esnafımın özveri göstermesi ve müşterinin rahat olduğu otoparkı doldurmaması lazım. Sabah 8'de aracını koyan, akşam 8'de alan kişi zaten otoparkı dolduruyor. Müşteri nereye park edecek? Yetkililerle birlikte oturup bu sorunu çözmemiz lazım. Bir diğer konu da çığırtkanlık. Bu da bizim ayıplarımızdan biri. Bunu yapan esnafımız var. Dükkanına müşteri çekmek için yaptığı bu davranış dezavantaj yaratıyor. Turizm sezonunda çok sık yaşadığımız bir sorun. Devlet bunu çözmeye çalışıyor. Buradaki müşteriye 'buyurun' demenin birçok yolu var. Esnafımızın burada bu sorunu çözmek için bir çözüm geliştirmesi lazım. Yasak mı? Evet yasak. Burada esnaf derneği olarak sorunun çözümü için bir şeyler yapmamız lazım. Bu da kurumlarla birlikte yapabileceğimiz bir şey. Çözülmesi gereken bir başka sorun bu' dedi.
ESNAFIN YÜKÜ ÇOK AĞIR
Kayıt dışı kazançların kayıt altına alınması amacıyla gerçekleştirilecek denetimleri değerlendiren Girgin, 'Devlet her zaman haklıdır. Esnaf da her zaman devletçiliğini korur. Devletin yaşaması için vergisini alması lazım. Esnaf açısından düşündüğünüzde 'her şey mükemmel de ben mi her şeyi mükemmel yapayım' dediği zaman, esnaf da haklı. Devletin yaptığı bir yanlış varsa 'ben de yanlış yaparım' diyen bir görüş ortaya çıkıyor. IBAN, şartlardan ötürü insanların üzerindeki yükü azaltmak ve nefes aldırmak adına yapılmış hamlelerden biri. Tabii ki kanun ve vergi gereği devlet bunu takip eder. Ancak esnafın yükü ağır. Yükünüz ağırsa alternatif yollar aramaya çalışıyorsunuz. Bunun kayıt dışı görülmemesi lazım. Devlet birçok şeyden inanılmaz derecede vergi alıyor zaten' diye konuştu.
DEVLET AÇIĞI GÖRÜNCE GEREĞİNİ YAPIYOR
Denetimlerin fiyatları etkileyip etkilemeyeceğinin sorulmasına yanıt veren Girgin, 'Fiyatları tabii ki etkiler. Dünyaya bakın, ticaret ahlakı bu durumda. Avrupa'da 'fiş alayım da KDV keseyim' diye bir şey yok. Peki bunu nasıl yapmışlar? İlk mamulden başlamışlar. Eğer giren her şeyin çıkması gerektiğini düşünüyorsanız altyapısını da buna göre hazırlamanız lazım. İndirim yapıyorsa, kendi karından yapacak, fişini kesecek. Devlet açığını görünce gereğini yapıyor ve esnaf da burada sesini çıkaramıyor' ifadelerini kullandı.
VERGİ ORANLARI DÜŞÜRÜLMELİ
Küçük esnaf için vergi oranlarında düşüşün önemli olacağını belirten Girgin, 'İleride vergi diliminin ağır olduğunun farkındalar. Bunun tabana yayılması ve artık 'bir şey gerek yok, sen gereğini yap' denmesi lazım. Bu 60-70 yıllık bir sorun. Dolaylı vergi alıp tabana yaymak artık bizi taşımıyor. Elektriği, doğalgazı, benzini pahalıya alıyoruz. Esnaftaki açığı herkesin takip etmesi gerekiyor. Esnafın belli aşamalarda vergi durumu, örneğin %20 olsa, tabii ki hayatta kalacak, ona göre yatırım yapıp daha fazla insan çalıştıracak. Hepsi birbirine bağlı. Bu yüzden ilerleyen süreçte bunlar düşürülmeli. Her ay yeni bir şey çıkıyor ve nefes alacak durumda kalamıyorsunuz. Ödemediğiniz zaman evinize, dükkanınıza haciz geliyor' dedi.
AVM'LERE VERİLEN DESTEĞİN YÜZDE 50'Sİ BİZE VERİLSİN
AVM'ler ile Kemeraltı arasında yaşanan yarışın hangi durumda olduğunun sorulmasına yanıt veren Girgin, 'Kemeraltı'nın ruhu var, bizim pazarlığımız var, biz açık hava çarşısıyız… O kadar çok artımız var ki AVM'lere göre. AVM, güncel yaşamın ve ekonominin getirdiği, hükümetlerin işine geldiği bir yapı. İzmir'in çevresi yasak olmasına rağmen, etrafımızı saran bir bina stoğunun içinde kalmış durumdayız. 20 yıl önce derneği kurarken AVM'lere karşıydık, eylem yapardık. Bugün geldiğimiz noktada, tüm gençler, çocuklarımız bir şekilde oraya gidiyor. Dünya yaşamı içinde gerçeklerle karşı karşıya kaldık. İzmir'in bileşenlerine diyorum ki, AVM'lere verdiğiniz desteğin %50'sini bize verin, böyle bir sıkıntımız kalmaz. Otopark sorununu çözün, altyapımızı çözün… Kemeraltı'nın göbeğine neden zamanında metro çıkarmadık da Konak'ın uç noktasına koyduk? AVM'lerin kapısına kadar toplu taşıma gidiyor, altına otopark yaptırıyorsunuz, kendi içlerinde ödenek havuzları var. Ben de bunları istiyorum. Tarihi çarşıların alan yönetimiyle yönetilmesi, her esnafın diyet ödemesini ve bu havuzun denetlenebilir olup, kendi paramla sorunlarımı çözebilmemiz sağlanmalı. AVM kimseye gebe değil. Ben onlardan emlak değeri, vergi potansiyeli olarak geri kalmıyorum, hatta daha büyüğüm. AVM'ye karşı değiliz ama onlara verdiğiniz hakkı bize de verin. Biz de bu savaşın içinde çok daha fazla galip gelecek şekilde var olabiliriz' diye konuştu.
ZANAATKARIN YAŞAMASI BİZİM YAŞAMAMIZ
Mücadelede eşit olmadıklarını belirten Girgin, 'Eşit değiliz. Eşit olsak, çok rahat fark atarız. Onlar eleman alırken eğitimden geçiriyorlar. Benim yetkim olmayan dernek olarak bazı sorumluluklar bize düşüyor. AVM'de para iadesi var, mal iadesi var; Kemeraltı'nda da bunlar olmalı. Esnaf personel alıyorsa, Kemeraltı'nda eğitimden geçmeli. Kemeraltı'nın sahibi yok. Kurumsal olarak bir yetki, mevzuatımız yok ki. Biz esnafın sorumluluğunu basınla ve birebirde sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Bugün, bu yüzyılda hala 'para iadesi yapmıyorum' diyemezsiniz. Artık kurtlar sofrasındayız. Müşteri ayağınıza geliyorsa, o velinimettir. Benim ayağıma gelen müşteriyi pamuklarla karşılamam lazım. Buranın ruhu, enerjisi var; birebir ilişki, sohbeti var. Esnafın yükü ağır. Bunu hafifletmek için esnafın eğitilmesi ve yükünün hafifletilmesi lazım. Benim esnafımın çocukları babasının işini yapmıyor. Kemeraltı'nın bir ucunda başka bir zanaatkar, diğer ucunda başka bir zanaatkar var. Bunları bir araya toplayalım. Zanaatkarın yaşaması bizim yaşamamız. Bunların üzerinde öyle bir yük var ki. Keçeci, keçecilik mi yapacak yoksa vergi vereceğim diye mi yırtınacak? Sakıp abi tenekeci… Bir kişi kaldı, 80 yaşına geldi ve yeni çıraklar yetiştiremiyor. Devlet onun yanına koyacağı bir çocuğun sigortasını ödeyemeyecek mi? '5 yıl vergi almıyorum' diyemeyecek mi?' dedi.
NEDİR BU İZMİR'İN ÜZERİNDEKİ KENDİNİ KAPATMIŞLIK?
Kemeraltı'nın yeteri kadar tanıtılmadığını belirten Girgin, 'Bizim camilerimiz, sinagoglarımız var, bir sürü değerimiz var. Ancak bunları pazarlayamamışız. İzmir neden pazarlamakta imtina ediyor? Prag'da 2 tane dini yer, 1 milyon turist topluyor. Bizde 9 tane var. Türkiye'de sadece 2 tane olan barok camiden biri Salepçioğlu Camii Kemeraltı'nda. Ben bunu tanıtamıyorum. Nedir bu İzmir'in üzerindeki kendini kapatmışlık, herkese farklı bakma durumu? İzmir'in Ankara ile barışması lazım. Kim bu sorunları çıkarmışsa… Siyasi olarak görmüyoruz. Dernek olarak herkese eşitiz' diye konuştu.
YENİ BİR ENERJİ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu ile ilişkisinin nasıl olduğunun sorulmasına yanıt veren Girgin, 'Biz 20 yıl önce kurulmuş bir derneğiz. Birçok belediye başkanı ile çalıştık. Bugün seçilmiş Cemil Başkan, atanmış Valimiz… Biz herkesle çalışmak zorunda olan, herkese kapısı açık olan, siyasi parti gözetmeksizin herkese eşit davranan bir derneğiz. Cemil Bey ile birebir konuşmalarımızda, Kemeraltı ve İzmir ile ilgili düşüncelerini biliyoruz. Yeni bir ekip kurmaya çalışıyorlar, yeni bir vizyon ortaya koymaya çalışıyorlar. Kendilerince haklı oldukları bir yol ve rota var. Biz bu rotanın oturmasını bekliyoruz. Bu olduğunda İzmir ve Kemeraltı bundan olumlu şekilde nasibini alacak. Benim partnerlerim Büyükşehir, Konak Belediyesi, Valilik… Tüm kurumlarla eşit derecede çalışıyoruz. Bunun için ilişki düzeyimizde farklılık olmaz. Önemsiyoruz bu nedenle. Yeni bir enerji, yeni bir çalışma ekibi... Onlarla bir sıkıntımız yok' ifadelerini kullandı.
BÜYÜK BİR ŞANS OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
Kemeraltı'nın UNESCO süreci hakkında da bilgi veren Girgin, 'Kemeraltı'na UNESCO çok yakışır. Dünyada bu kadar tarihi barındırmış, liman kenti olarak büyük bir şansa sahip, doğunun batısı, batının doğusu, İpek Yolu geçmişi ve dinsel çeşitlilikle dolu bir şehir daha yok. İzmir, güzel bir şehir. Güzel bir şehrin merkezinin Kemeraltı odaklı olarak daha da tanınması ve sorunların çözümü açısından da UNESCO'yu önemsiyoruz. Oraya verdiğimiz 400 küsur sayfalık raporda yapacaklarımızla ilgili birçok şeyi kurtarmak ve değiştirmek gibi bir sorumluluğumuz var. Bu da hem katma değer sağlamak hem de kentin değişimi açısından önemli. UNESCO'ya verdiğiniz sözlerin yerine getirilmesi önemli. Bu sene iki kez başvuru yapıldı. Çok iyi bir ekip çalıştı. Ancak her iki başvuru da başka şehirlerimiz için uygun görüldü. Bu sene bir kez daha değerlendirilecek. Kemeraltı'nın şansı olduğunu düşünüyoruz. Hükümetin Kemeraltı'na sahiplenici bir bakış açısıyla yaklaşması halinde bu dönemde bu işin tamamlanacağını düşünenlerden biriyim. Umarım kentimizin büyükleri bu konuda hükümete veya Kültür ve Turizm Bakanlığı'na baskı yaparlar ve süreç başlar. Bize bir kıvılcım lazım. Bu kıvılcımın da kentin kendini yenilemesi için büyük bir şans olduğunu düşünüyorum' dedi.