Giderek cahilleşmek ya da Türkiye gerçeklerinden uzaklaşmak

Geçenlerde bir toplantıda üniversitede iletişim dersi veren bir akademisyen, öğrencilerinden söz ederek şunları söylüyordu:
Okumuyorlar’…Bırakınız roman ya da öyküyü, gazete bile okumuyorlar. Ülkemizin yarını için çok önemli olan güncel sorunlara karşı ilgisiz ve duyarsızlar.
Bu öğretim görevlisi arkadaşımız öğrencilerine, ’“Arkadaşlar, lütfen gazete okuyun ve Türkiye’’nin durumu hakkında bilginiz olsun!’” dediğinde aldığı olumsuz tepki nedeniyle moralinin bozulduğunu söylüyor’…
Öğrencileri, ’“Hocam boş ver’” diyormuş. ’“Gazete okuyacağız da ne olacak!’”
Düşünebiliyor musunuz?İletişim fakültesindeki bir öğrenci, ülkesinin sorunlarını öğrenebileceği gazeteler için, ’“Boş ver. Neden okuyayım ki!’” diyebiliyor’…
Başka ülkeler, daha ileri ve daha çağdaş olmaya giden yolun okumaktan geçtiğini çoktan keşfetmişken, biz en büyük başarıyı ’‘gençliğin kitapsızlaştırmasında’’ göstermişiz’…
Aman okumasınlar. Okuyup da anarşist mi olsunlar!
****
Çağdaş eğitimin uygulandığı gelişmiş batı ülkelerinde insan ve kitap ilişkisine bir göz atarsanız çarpıcı bir tablo ile karşılaşırsınız’…
Kentlerin en değerli köşelerinde kitapçılar vardır’…İçeri girdiğinizde yürümekte zorluk çekersiniz, çünkü ağzına kadar insanla doludur’…
Otobüs duraklarında, metrolarda, otobüslerde, herkesin elinde kitap vardır. Bir eliyle otobüsün tavan demirini tutar diğer eli ile de sayfası açık bir kitabı’…
Özel günlerde en çok armağan edilen şey kitaptır’…
Bizde ne yazık ki, ne kitap okunur ve ne de kitaba karşı saygı vardır’…
****
Ne zaman doğum yerim Trabzon’’a gitsem, gözüm bir zamanların 24 Şubat Kitabevi’’ni arar. Elbette çoktan kapandı. Oysa Trabzon gençliğinin en çok sevdiği yer orasıydı. Türkiye’’nin birçok yerinde olduğu gibi, o da dayanamadı 1980 sonrasının cahilleştirme sürecine’…
Trabzon’’da bir de Akademi Kitabevi açılmıştı. Kırtasiye yanı sıra kitap da satılırdı. Sanırım sadece okul araç gereçlerinden başka bir şey satılmaz olmuş artık’…
Trabzon’’u, Türkiye’’den bir örnek olarak verdim. Ne yazık ki başka yerler oradan daha iyi durumda değil.
****
Bir de kitap okuyan cahil takımı var ki, bunların yaptıkları yenir yutulur türden değil.
Geçenlerde İzmir, Kent Arşivi Müzesi Müdürü, Doç. Dr. Oktay Gökdemir’’i ziyarete gitmiştim. Nereden söz açıldı bilmiyorum, ’“Ah sormayın, yüreğim yanıyor!’” dedi Oktay Hoca. ’“Herkese arşivleri açarak çalışma yapılmasını sağlıyoruz. Ama bazıları sayfaları kesip götürüyor’…’”
Okumuş cahilin yaptığını kimse yapamazmış’…
****
Kapanan kitapçılar, gazete okumayı zül sayan iletişim fakültesi öğrencileri, arşivlerden sayfa kesen okur yazar takımı’…
1980 sonrasında kitabın öcü olarak gösterilmesi ve gençliğin ’‘depolitize’’ edilerek ’‘amorf’’ bir kitle haline getirilmesiyle bugünlere geldi Türkiye’…
****
Gerçeklerden habersiz bir gençlik yaratırsanız ve bu gençliği- ne yaptığını çok iyi bilen- Cumhuriyet karşıtlarına teslim ederseniz ne olacağı budur’…