Yıllar önce..
Üniversite yıllarım.
Kürsüye çıkan başlıyordu 'gençler' diye söze.
Gelecekten, geleceği bizim şekillendireceğimizden, ülkenin teminatı olduğumuzdan…
Biz nerdeyse 'maçın normal dakikalarını' tamamlıyoruz..
Ama..
Yukarda bahsettiğim sözler bitmedi, devam edip gidiyor.
Devam etmesine devam ediyor..
Ancak..
Sorunlar da devasa boyutlara ulaşarak devam ediyor..
Buna son zamanlarda bir yenisi daha eklendi..
'Ecdada layık gençlik'…
Nasıl olacaksa..
Bir de yeni bir deyim daha eklendi..
'Z takımı'…
Şimdi..
Konu bir 'gelecek nesil' olarak mı düşünülüyor, yoksa, 'gelecek seçim' olarak mı?
Anketler düzenleniyor..
Soru şu:
'Hangi partiye oy vereceksiniz?'
Sorunun muhatabının sorunları…
Mesela niçin tamamına yakını yurt dışına gitmek istiyor?
Yıllar önceydi. Bir öğretim üyesi arkadaşım anlatmıştı.
İdeolojik kamplaşmanın yoğun olduğu günlerde, derste çocuklara sormuş:
'Çok zorda kalsanız, hangi ülkeye gitmek isterdiniz?'..
Mesela..
Sovyetlere..
El kaldıran yok..
Orta Doğuya..
El kaldıran yok.
Batıya..
Nerdeyse sınıfın tamamı..
Demek ki mesele sadece 'İş bulma' meselesi değil.
Aynı zaman da 'özgürlük' meselesi..
Gençler duygu ve düşüncelerine özgürce açıklama imkanı bulmak istiyor.
Devletinin bir 'Hukuk Devleti' olduğuna inanmak istiyor.
Yurt dışına gitme arzusunun altında yatan sebeplerden bazıları bunlar..
'Gençler' diye söze başlayanlara şu soruları sormak gerekir.
Üniversiteye gitmek isteyenler, diledikleri bölüme kayıtlarını yaptırabilecekler mi?
Belirttiğim gibi, yazılı ve sözlü ortamlarda tüm duygu ve düşüncelerini dile getirebilecekler mi?
Hayata atıldıklarında mesleklerini yapabilecekleri bir iş bulabilecekler mi?
Kendilerinin dahil, çocuklarının bile gelecekleri teminat altında olacak mı?
Ve daha yüzlerce soru..
Cevaplar buna göre olmalı…Söylemler de şüphesiz..
Ve en önemlisi ülke, tüm kurum ve kuruluşları ile Anayasa'da ifadesini bulan 'Cumhuriyet, Laik, Özgür, Sosyal Hukuk Devleti' vasfını tam olarak taşıyacak ve sürdürecek mi?
İşte o zaman söze 'gençler' diye başlanabilir.
Yoksa..
Dam üstünde saksağan…