MAGAZİN

'Yılmaz Güney’in hikayesi Müslüm’ü geçer'

Yılmaz Güney'in eşi Fatoş Güney, Sabah'tan Tuba Kalçık’a konuştu. Fatoş Güney, eşinin zorluklarla dolu hayatından aşklarına, 'Çirkin Kral Efsanesi' belgeseli hakkındaki düşüncelerinden hayaline kadar pek çok konuda açıklamalar yaptı. İşte öne çıkanlar...

"Çirkin Kral Efsanesi isimli belgeseli görünce 'Yazık oldu' dedim. Ortaya konulan profillerden hangisi Yılmaz Güney'di? Kopuk, konuşmalar gereksiz, kurgusu karmaşık ve reyting kaygısı yüklü. Ülkemiz tarihinin, birçok filmiyle iç içe geçen yansımaları da yoktu."

"Yılmaz, bana evlenme teklif ettiğinde 'Ama ben sizi hiç tanımıyorum ki' demiştim. O da bana, 'Sakın beni kimselere sorma, kimse beni gerçek anlamda tanımaz. Kendimi sana ben anlatacağım' demişti."

"Hapishanede başlayan hastalığı midesini yiyip bitirmişken, sinirleri harapken, asistanına kızıp vurması nasıl şiddet gösterisi olarak kabul edilebilirdi? Filmlerinde kadınların törelerce nasıl kurban edildiklerinin mesajını verirken, bir belgeselde nasıl kadına şiddet uygulayan biri olarak anılabilirdi? 'Bir işçi kadın bile onun karşısında kendini kraliçe gibi hissedebilirdi' tespitine rağmen, yapıştırılan 'eşine şiddet' yaftasına gelince..."

"Bir Yılmaz Güney filmi, 'Müslüm'ü öyle bir geçer ki; onlarca misli hem de. Bizim projemize niyetlenen çok yapımcı oldu. En sonuncusu 'Müslüm' filminin yapımcısı Mustafa Uslu'ydu ama son anda vazgeçti."

"Karşı tarafın geçmişinin gölgelediği, onun değerlerine ters düşen bir birlikteliğin verdiği zarardan başka ne olabilirdi? Ama şiddet, üzerine pis bir leke gibi yapışıp kalacaktı işte."

"Filmimizi kendim yapacağım, olmazsa da imece usulüyle. Yılmaz'ı gönüllerinde taşıyanlardan destek isteyeceğim. Onu yeni kuşaklara aktarmanın bir yolunu bulacağım."

"Yılmaz'la birlikteliğimiz 16 yıl sürdü. Bunun 10 yılı boyunca demir parmaklıkların arkasındaydı. Hangi hapishaneye gittiyse, ben o şehirde ev tuttum. Ona fiziken ve ruhen yakın olmaya çalıştım."