Türk sinemasının bir dönemine damga vurmuş en sevilen vamp kadınlardan biriydi Sevda Ferdağ.
İlk ilmini 1958 yılında çevirdi. Ama başarısızlığa uğrayınca Almanya'ya yerleşmeye karar verdi.
Onun sinemadan vazgeçmemesini isteyen ablasının ısrarıyla yeniden Tükiye'ye dönüq Azrail'in Habercisi adlı filmde rol aldı. Film kimsenin beklemediği kadar büyük bir başarı kazandı. Daha sonra bir çok filmde "vamp kadın" olarak kamera karşısına geçti.
Bir dönem sahneye de çıkan Ferdağ, kariyeri boyunca 150'yi aşkın filmde rol aldı.
Olgunluk dönemlerinde ise TV dizilerine yöneldi.
Ferdağ yıllar önce bir röportajında "20 kişi ırzlarına geçtiği halde kıllarına halel gelmeyen Türkan, Hülya ve Fatma gibi kadınlar vardı. Bir de onların yerine soyunan bizler. Ben esmer olduğum halde soyunduğum için kaybettim. Çünkü o zaman soyunan ikinci kadınlığa mahkumdu" sözleriyle dönemin filmlerindeki karakter anlayışını gözler önüne sermişti.
Sıcak Saatler, Aşkın Dağlarda Gezer, Hanım Ağa gibi bir çok TV dizisinde kamera karşısına geçti Ferdağ.
Yeşilçam'ın bir dönemine damga vuran yıldızlardan Sevda Ferdağ son olarak Ömre Bedel dizisinde ekrana gelmişti.
Yeşilçam'ın en masum bakışlı yıldızlarından biri Fatma Belgen. Nişantaşı Kız Lisesi'ni bitirdikten sonra 1971 yılında Ses Dergisi'nin yarışmasında birincilik ödülü kazandı.
Aynı yıl Hayat Sevince Güzel ile sinemaya adım attı. Onu; Cilali İbo, Teksas Fatihi, Tarkan: Viking Kanı, Turist Ömer: Boğa Güreşçisi gibi yapımlar izledi.
İlerleyen dönemde ise Türk sinemasını kasıp kavuran erotik filmlerde kamera karşısına geçmeye başladı.
Sonra da 1980'lerin sonuna kadar kameraların önünden elini eteğini çekti.
80'lerin sonlarında TRT'de ekrana gelen 007 Hızır Acil Servis dizisiyle ekrana dönüş yaptı.
Daha sonra da kariyerini TV dizilerinde sürdürdü.
Fatma Belgen, özellikle muhafazakar kanallarda yayınlanan dizilerdeki anne rollerinin vazgeçilmez isimlerinden biri oldu.
Arzu Okay, 1970 yılında Sinema Yüz Güzeli seçilerek kariyerine başladı. Sinemaya başrolünü Ayhan Işık ile paylaştığı Ölünceye Kadar adlı filmle başladı. Okay o sırada henüz 15 yaşında bir genç kızdı.
Ama kameralar karşısına geçmeden 1 yıl önce kariyer konusunda küçük adımlar atmaya başlamıştı Okay. 14 yaşındayken Zeki Müren'in başrolde olduğu bir fotoromanda oynadı.
Bir yıl sonra da kendisine şöhretler dünyasının kapılarını açan yarışmada birinci oldu. Daha sonra İtalya'da da bir güzellik yarışmasına katıldı ve orada da dördüncülüğü elde etti.
Annesi ile babası o çok küçükken ayrılan Okay, şoför olan babasını 27 yaşındayken tanıdı. Okay, 17 yaşındayken evi terk edip yönetmen Bilge Olgaç'ın evine yerleşti. Bir süre orada yaşadıktan sonra kendi ayaklarının üzerinde durmaya başladı.
1970'lerin erotik furyasında çok sayıda yapımda yer alan ve 'vamp kadın' olarak tanınan Okay, bir söyleşide ilk filminde oynamayı nasıl kabul ettiğini şöyle anlatmıştı: "Biraz öpüşecektim, biraz da göğsümün ucu görünecekti. Filmlerin devamı geldi. Oynadığım yere kadar oynadım. Aslında bu filmler beni hiç rahatsız etmiyor. Çünkü o benim işim. Çekim bittikten sonra makyajımı silip jean'imi giyiyorum."
22 yaşındayken bir gün kendi deyimiyle 'sigortaları' attı Okay'ın ve İngiltere'ye dil okuluna gitti. Parası bitince de Türkiye'ye döndü.
Okay'ın efsanesi çok etkileyici olsa da aslında Yeşilçam'daki serüveni o kadar da uzun sürmedi. Evlenip Paris'e yerleşti ve deri ticaretiyle uğraşmaya başladı. Hatta işleri o kadar ileriye götürdü ki dönemin Devlet Bakanı Fikret Ünlü'nün elinden ticaret ödülünü alabilmeyi de başardı.