İZMİR

Sabah fırıncı, akşam boksör

Diyarbakır'da doğan Talip Akıncı, 32 yıl önce ailesiyle İzmir'e yerleşti ve 12 yaşında çırak olarak fırında işe başladı. O günden bu yana fırıncılıktan vazgeçmeyen Akıncı, ustalık belgesini alarak Karabağlar'da kendi iş yerini açtı.

İzmir'de fırıncılık yapan 46 yaşındaki Talip Akıncı, her fırıncı gibi gün doğarken başladığı mesaisini öğleden sonra boks antrenörü olarak spor salonunda devam ettiriyor.

Gençlik döneminin kahramanı olarak nitelediği Muhammed Ali'ye hayranlığı dolayısıyla boksa ilgi duyan Akıncı, çıraklık çağında kendi imkanlarıyla un çuvallarına saman doldurup, yumruklayarak boks yapmaya başladı.

Boks lisansını 16 yaşında alan ve karşılaşmalara çıkmaya başlayan Akıncı, İzmir'deki yerel turnuvalarda çeşitli dereceler elde etti. Yaşı ilerleyince bokstan kopamayan Akıncı, 2005 yılında İstanbul'da düzenlenen kursa katılarak antrenörlük belgesini aldı.

Boksa olan ilgisini antrenörlük yaparak sürdüren Talip Akıncı, yaklaşık 13 yıldır İzmir Atatürk Stadyumu Boks Salonu'nda boks öğrenmek isteyenlere gönüllü eğitim veriyor.

Akıncı, 13 yıllık antrenörlük hayatında başta oğulları Türkiye şampiyonluğu bulunan Hüseyin Akıncı ile Türkiye ikinciliği bulunan olan Cihan Akıncı'nın yanı sıra kadınlarda dünya üçüncülüğüne ulaşan Büşra Çakar ve Avrupa 3'üncülüğü elde eden Elif Nur Coşkun gibi pek çok boksörü yetiştirdi.

Talip Akıncı, AA muhabirine yaptığı açıklamada 37 senelik fırıncılığın yanı sıra 13 senelik boks antrenörlüğü kariyerinde de önemli başarılar elde ettiğine inandığını belirterek, "Fırıncılık ekonomik olarak geçimimi sağladığım meslek ancak boks benim için vazgeçilmez." dedi.

Herhangi bir maddi kazancı olmadan, tamamen gönüllü olarak antrenörlük yaptığını vurgulayan Akıncı, şöyle konuştu: "En çok dezavantajlı mahallelerde yaşayan çocukların boksla kazanılması adına önemli işler yapıyoruz. Bu şekilde kurtardığımız ve önemli başarılar kazanan çok öğrencimiz oldu. Kendi sıkletinde Türkiye şampiyonları yetiştirdim. En önemli kazanımı bu oldu bana. Buradan maddi bir kazancımız yok, gönüllülük esasıyla buradayız. Hatta bazen turnuvalara giderken çocukların masraflarını kendi cebimizden karşılıyoruz. Bu severek olur, sevmeden olmaz."

Sabah gün doğarken fırınına gittiğini anlatan Akıncı, öğleden sonra ise iş yerinden çıkarak spor salonunun yolunu tuttuğunu kaydetti.

Akıncı, çocuklar için güzel işler yapmanın mutluluğunu yaşadığını aktararak, "Burada çocuklarımıza hayırlı işler yapmaya çalışıyorum. Sporun, ahlakını ve disiplinini onlara aşılamaya çalışıyorum. 13 yılda bin 500'e yakın öğrencim oldu, bunların arasında Türkiye, Avrupa ve dünya dereceleri alan öğrencilerim var. Başarılı işler yaptığıma inanıyorum." ifadelerini kullandı.