Bu gece galası yapılacak şovuna donla çıkıp, deli gömleği giyip finalde de kadın kılığında sahneye çıkacak olan Çelik, bunu neden yaptığını Barbaros Şansal'a anlattı...
O gün telefondaki ses, "Abi, ben kadın olacağım, yardımcı olur musun?" dediğinde şoka girmiştim! Kadınına 'asıldı' diye, şimdilerin afili bir jönüne kafa tutmuş biri.
Ama çocukken yaramazlık yaptığında annesi tarafından 'papatya toplamakla' cezalandırıldığı için, çiçeği bile sendroma dönüştürmüş bıçkın bir kimlik. Kim mi? Çelik Erişçi!
Oya Tolga'yı makyaj için aradığımda "Hadi canım! Adamın her yerinden hormon fışkırıyor.
Ondan kadın olmaz" nidaları eşliğinde şaşırtan; fotoğraflar için Tolga Karel'e gittiğimizde, "Ben evliyim, kusura bakmayın" cümlesiyle karşılaşan; Yıldırım Mayruk'a "Ona ben bir elbise yapayım da tüm kadınlar giymek istesin" dedirten yakışıklı Çelik Erişçi
1850'lerde ninesinin at üstünde, omuzda silah, ağızda tütün, köyden köye gittiğini öğrendiğinde, annesine: "Yahu o devirde olur muydu böyle şey? Kamyon şoförlerine denk gelmiş Müjde Ar'a benzemez miydi durum?" diye sormuş Çelik Erişçi...
İnancına ve de Ata'sına duyduğu hisler hakkında lfını esirgemediği için hep yaftalanmış...
Bu kez işin hikyesi başka. Bu akşam sınırlı sayıda özel davetli için Göztepe Halit Kurtca Kültür Merkezi'nde galası yapılacak, belli ki yeni sezonda başladığında da yeri yerinden oynatacak şovun hikyesi bu...
Sahnenin smokin ve uzun donla açıldığı, deli gömleğiyle devam edildiği ama sonunda sınıf atlayan kadınların hem lirik, hem müzikal olarak anlatıldığı bir projenin tam içindeyiz. Kafadan bu sendromdan kurtulmak istiyorum. Popçu sendromu bir tür delilik oldu. Müzikal anlamda tam olarak kendimizi ifade edemiyoruz artık. Hem akademisyen, hem profesyonel bir müzisyen olarak farkına vardım ki kendi içimizde çeşitli baskılardan dolayı çok kapanmışız
Bu da diğerlerinin ötekileşmesine yol açıyor. Tüm bunların sonunda da siyasi, cinsel ve dinsel olarak ötekileştirmekle kalmıyor, öteki dediklerimiz üzerinde bir de baskı kurmaya çalışıyoruz. Bu yükü taşımaktan sıkıldım, yorulduğumu fark ettim. Hem kendime eleştirel bir bakış, hem müzikal anlamda yenilenme, hem de cevap hak kımı kullanma...Eğer bir şeyi seyrediyorsam zaplamam ben. Suriye'de ölenleri ekranda gördüğümde, "Bana ne, kardeşim?" diyerek eğlence programına geçemiyorum. Duyarsız kalamıyorum. 90lı yılların en popüler gruplarından birinde, ardından solo albümleriyle bestelerini seslendiren, sonra evliliği, Atatürk sevgisi, hatta tarikat iddialarıyla gündeme gelen Çelik Erişçi, yine kendinden çok konuşturacak.