Bir gün, bir adam ormanda gezerken bir kelebeğin kozasından çıkmaya çabaladığını görmüş. Kozasındaki küçük delikten çıkmaya çabalayan kelebeği uzun bir süre seyretmiş. Kelebeğin kozadan çıkmak için çabalamaktan vazgeçtiğini, gücünün kalmadığını düşünmüş ve üzülmüş. Kelebeğe yardım edeyim de kolayca çıksın diyerek kozadaki deliği daha rahat çıkması için büyütmüş.
Bu sayede kelebek kozasından kolayca çıkabilmiş. Fakat aslında çıkmaya henüz hazır değilmiş.
Adam, kelebeğin gücünü toplayıp, kanatlarını açıp, uçacağını düşünüyormuş. Ama kelebek kozasından zamanından önce çıkmıştı. Ne kadar çabalasa da uçamamış ve vücudundan zehri atamamış ve kasları gelişmemişti, yerde sürünmeye devam etmiş ve bir süre sonra ölmüş.
Hayatta karşımıza çıkan engeller ve zorluklar daha güçlü olabilmemiz için birer fırsattan başka bir şey değildir. karşılaştığımız her zorluk ve aştığımız her engel sayesinde yaşam boyu ihtiyaç duyacağımız gücü elde etmiş oluruz.
Adam iyi niyetli bir şekilde kelebeğe yardım etmeyi istemişti ama bilmediği nokta; kelebeğin kozadan çıkmak için çabalaması, çıkmaya çalışırken vücudundaki zehri atması ve hayatı boyunca ihtiyaç duyacağı kasları geliştirmesiydi.
Bu sayede doğru zamanda kozasından çıktığı için uçabilecekti.
Özetle kelebeğe acıdı ve işini kolaylaştırmasının sonucunda kelebek gelişimini tamamlayamadığı için öldü.
Hayatta karşımıza çıkan engeller ve zorluklar daha güçlü olabilmemiz için birer fırsattan başka bir şey değildir. Karşılaştığımız her zorluk ve aştığımız her engel sayesinde yaşam boyu ihtiyaç duyacağımız gücü elde etmiş oluruz. Özgüveni yüksek olan insanların ortak noktası birçok zorlukla mücadele etmiş, kendi çabaları ile başarmış olmalarıdır. Sevdiklerimizin hiçbir zorlukla karşılaşmasına ve bu zorlukları kendi çabaları ile başarmalarına müsaade etmezsek sürekli diğer insanlara muhtaç birer birey olarak kalmalarını sağlamış oluruz. (Cengiz Dikmen)