İZMİR

Naylon çadırda 'mutluluk' oyunu

İzmir'de dondurucu soğukta naylon çadırlarda yaşam mücadelesi veren Suriyeli çocuklara hayırseverler destek olmaya devam ediyor. Gıda ve giyecek yardımlarının yanı sıra tiyatro sanatçılarının oluşturduğu bir grup, çocuklara pandomim gösterisi yapıyor. (AA)

İzmir'de bir grup tiyatro sanatçısı, savaştan kaçarak sığındıkları naylon çadırlarda yaşam mücadelesi veren Suriyeli çocuklar için pandomim gösterisi sunmaya başladı.

Ülkelerindeki savaştan kaçarak sığındıkları Torbalı ilçesinde dağlık araziye kurdukları naylon çadırlarda kalan Suriyeli ailelerin çocukları dondurucu soğuklarda elektrik, su ve sağlık koşullarından yoksun şekilde yaşamaya çalışıyor.

Ailelerin tarlalarda iş bulma umuduyla geldikleri ilçede çeşitli alanlarda kurulan çadırlardaki beş yüze yakın çocuk, günlerini oyuncak ve eğitimden uzak şekilde geçiriyor.

İzmir'deki sivil toplum örgütleri ve hayırsever vatandaşların yardım eli uzattığı sığınmacılara, battaniye, giysi ve gıda yardımları yapılıyor.

Bölgedeki çocukları biraz olsun güldürmeyi amaçlayan bir grup tiyatrocu ise her hafta gittikleri çadırlarda pandomim gösterileri sunuyor.

İzmir'de bulunan Ada Gösteri Topluluğu'nun eğitmeni ve tiyatro sanatçısı Heval Çamlıbel Ginyol, topluluklarının genelde çocuklara yönelik dramalar sergilediğini, sığınmacıların İzmir'e yoğun olarak gelmesiyle Suriyeli çocukları hedefleyen oyunlar da sunmaya başladıklarını anlattı.

Ginyol, dil sorunu nedeniyle pandomim sanatına ağırlık verdiklerini belirterek tüm amaçlarının bir çok yetişkinin dahi yaşamadığı acıları gören çocukların yüzünü bir an olsun güldürmek olduğunu ifade etti.

Gösterilerini sığınmacıların en çok bulunduğu Basmane'de yoğunlaştırdıklarını, Torbalı'da da çadırlarda yaşayanların olduğunu öğrenince grup olarak bu bölgeye odaklandıklarını aktaran Ginyol, "Pandomim gösterisi sunmak amacıyla gelmeden önce hayırseverlerden giyim ve gıda yardımları topluyoruz. Özellikle çocuklara yönelik ürünler onları mutlu ediyor. Gösterimizi sunduktan sonra bir süre onlarla oyunlar oynuyoruz" dedi.

Yaşadığı duyguları "mutlu olmak, mutsuz olmak hepsi bir arada" sözleriyle aktaran Ginyol, şöyle konuştu:

"Çocuklarla vakit geçirdiğimiz için kendimizi iyi hissediyoruz, çok mutsuz hissettiğimiz zamanlar da oluyor. Çocukların hiçbir suçu yok. Göçle buradalar. Hiçbir günahları yok. Yetişkinlerin dünyasının problemli durumlarının bedelini ödüyorlar. Buradaki çocuklar masal dinleme dönemindeler ve açlıkla boğuşuyorlar."

Ginyol, çadırlarda her yaştan bebek ve çocuğun bulunduğunu, hamile kadınların da hem ayakta kalmanın hem de bebeklerini korumanın derdinde olduğunu belirterek, yardımların yetersiz kaldığını, daha fazla insanın maddi veya manevi anlamda destek sunması gerektiğini dile getirdi.

Sığınmacı çocukların götürdükleri yardım ve sundukları gösterileri şaşkınlıkla karşıladığını aktaran Ginyol, şunları belirtti:

"Şaşkınlar, çünkü daha çok desteğe ihtiyaçları var. Daha çok yardım giderse daha az şaşıracaklar. Ülkemizin insanları çok geniş gönüllüdür. Bu çocukların ayaklarının daha az üşümesini sağlayalım. Komşusu aç yatan bizden değildir. Buradaki insanların battaniye, çorap, bebek bezi, süt ve monta ihtiyaçları var. İstiyoruz ki insanlar evlerinde oturmasın, bu çocukları ölmekten kurtarsın."

Tenekeden yaptığı derme çatma fırında yardımseverlerin getirdiği unla hazırladığı ekmekleri pişiren Suriyeli anne Aliye Mahmud, tiyatro grubunun çocuklarının yüzünü güldürmesinin kendilerini de mutlu ettiğini söyledi.

Yaşam şartları ne kadar zor olsa da çocukların oyun oynamaktan vazgeçmediğini dile getiren Mahmud, en büyük ihtiyaçlarının banyo, tuvalet, elektrik, odun ve kömür olduğunu aktardı.

Mahmud, tarım alanı olmasından dolayı Torbalı'ya geldiklerini, erkeklerin Avrupa’ya gitmek istediğini, kadınların ise tehlikeli olmasından dolayı bunu kabul etmediklerini ifade ederek, "Türkiye bizim için cennet oldu. Suriye ile burayı karşılaştırdığımızda Türkiye’yi çok sevdik" dedi.