1995 yılında, prematüre bir bebek olarak 1200 gram ağırlığında dünyaya gelen Ezgi Sahillioğlu’na, doğum esnasında beyninde hasar meydana geldiği anlaşılarak 2 yaşında serebral palsi (SP) teşhisi konuldu. Vücudun hareket ve duruşunda kalıcı bir bozukluğa yol açan hastalık nedeniyle 3 büyük ameliyat ve yıllar süren bir fizik tedavi gören Sahillioğlu, ailesinin büyük desteği sayesinde zorlukları birer birer aştığını anlattı.
“İlk operasyonumu 5 yaşında ikinci operasyonumu ise 7 yaşında geçirdim. İkinci operasyonumda sağ bacağıma platin takıldı ve tam anlamıyla tekrar yürüyebilmek tam 1 yılımı aldı. İlkokulda çok anlayışlı arkadaşlarım oldu, hatta sırt çantamı yıllarca taşıyan bir arkadaşım bile vardı. Ancak ortaokula başladığımda tam bir hüsran yaşadım. Yürüyüşümden ötürü pek çok kişi tarafından dışlandım. Ancak bu zorlu dönemde kendime büyük bir söz verdim. Asla pes etmeyecektim ve okulda bulduğum tüm etkinliklere katılacaktım. Nitekim kendimi resim, satranç, şiir hatta tiyatro alanlarında denedim. Tüm alanlarda da kendimi göstermeyi başardım. 13 yaşında ilk kez katıldığım uluslararası bir çevre projesinden ekip olarak 1’incilik ödülü ile döndük. 14 yaşında bir şiir yarışmasında yine 1’incilik sevincini yaşadım. Lise dönemimde ise okulun müzik grubunda yer aldım."
Lise son sınıf öğrencisiyken spor salonuna yazılan ve Latin dansları ile birleştirilen bir fitness programı olan zumba dersine ilk kez girdiğinde dersten ağlayarak çıktığını belirten Ezgi Sahillioğlu, şimdi haftanın 3 günü en az 2 saatini zumba antrenmanına ayırdığını söyledi. İzmir’in yanı sıra Türkiye genelinde düzenlenen pek çok zumba faaliyetlerinde aktif olarak yer alan ve engelliler için düzenlenen organizasyonlara katılarak dans eden SP’li Sahillioğlu, zumba ile tanışma hikayesini şöyle anlattı:
“5 yıl önce fizik tedavi sürecim tamamlandığı için ağrılarım tekrar nüksetmesin diye annemin ısrarları üzerine bir spor salonuna kayıt oldum. Bana verilen fitness programını düzenli yaparken gözüm sürekli olarak zumba derslerine takılıyordu. Bir gün denemek için derse katıldım ancak hareketler çok zor geldiği için hiçbir şekilde uyum sağlayamadım. Hatta dersten ağlayarak çıktım. Tam 3 sene boyunca da zumba derslerine uzaktan bile bakmayarak sürekli kaçtım. Ancak 2 yıl önce eğitmen Seda Yücel, zumbayı yapabileceğime beni ikna ederek derse girmemi istedi. Onun büyük çabasıyla zumbayla bütünleşmeyi başardım. İlk başlarda elbette çok zordu ancak saatlerimi çalışmak için harcayınca sonunda iyi bir seviyeye gelebildim. Zumba sayesinde artık vücudum çok daha aktif, belim esnek, duruşum dik ve çok daha hızlı hareket edebiliyorum. Eskisi gibi fiziksel aktivitelerde yorulmuyorum. Daha da önemlisi 2 yıl öncesine göre çok daha özgüvenli oldum, insanlarla iç içe olmaya başladım. Kendimi çok daha özgür ve cesur hissediyorum. Hayallerim için daha rahat adımlar atabiliyorum."
'HAYALLERİNİZİ GERÇEKLEŞTİRMEKTEN KORKMAYIN'
Azim dolu hikayesini paylaşmak üzere PERYÖN (Türkiye İnsan Yönetimi Derneği) Ege tarafından konuşmacı olarak davet de alan Yaşar Üniversitesi öğrencisi, çeşitli etkinliklerde kendisini gören pek çok serebral palsi hastasının dans eğitimi almak istediğini söyledi. 2 yılda 20’den fazla organizasyona katılarak down sendromlu çocuklar, ALS hastaları ve zihinsel engelli çocuklar için zumba yaptığını belirten Sahillioğlu, “Özellikle engelli bireyler yapmak istedikleri her ne varsa hiçbir zaman çekinmesinler. Tek bir hayatımız var ve içimizden ne geliyorsa bunu özgürce yapmalıyız. Ben, ‘insanlar hakkımda ne düşünür’ mantığından sıyrıldığımda her şeyi tek tek başardım. En büyük hedefim ise benim gibi özel çocukların ve ailelerin mentoru olabilmek ve onlara yol gösterebilmek. Ayrıca dans terapisi üzerine eğitim alıp kendi sınıfımı da açmak istiyorum" diye konuştu.