İzmir'de bir tarih öğretmeni ile arkadaşlarının 2013 yılında saçlarını ve bisikletlerini çiçeklerle donatarak başlattığı Süslü Kadınlar Bisiklet Turu, farklı ülkelerden gelen teklifler üzerine yurt dışına açılmaya hazırlanıyor.
Sema Gür, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 38 yaşına kadar bisiklet sahibi olmadığını ama bisikletli dostlara sahip olduğunu, kadınların özellikle bisiklet kullanmaktan çekindiğini gördüğünü söyledi.
İzmir'in sokaklarını renklendiren ve diğer kadınlara da ilham veren "Süslü Kadınlar Bisiklet Turu", artık eş zamanlı olarak Türkiye'nin 50 ilinde düzenleniyor.
Bisiklet kullanmayı öğrendikten sonra bisikletin sadece "spor kıyafetlerle kullanılması gereken bir araç" olmadığını anladığını ifade eden Gür, şunları belirtti:
Sosyal medya üzerinden bir araya gelmeye karar veren kadınlar, farkındalık yaratmak amacıyla her yıl eylül ayında güzel elbiselerini ve topuklu ayakkabılarını giyiyor, saçlarına ve bisikletlerine çiçekler takıp, kurdeleler bağlayıp bisikletiyle yola çıkıyor.
"Arkadaşlarımla bir fikir geliştirdik. 2013 yılından bu yana her yıl eylül ayında Dünya Otomobilsiz Kentler Günü'nde ya da o hafta içinde bir farkındalık etkinliği düzenliyoruz. Süsleniyoruz, çünkü kendimizi fark ettirmeye çalışıyoruz. Farkındalık yaratmaya çalıştığımız için süslüyüz. Hepimizin işi gücü var, günlük hayatımızda sade giyiniyoruz. Aslında bir grup değiliz, gönüllü ve tesadüfen bir araya gelmiş kadınlarız. İnsanlar sporcu bisikletli gördüğünde heveslenmiyor ama süslü kıyafetlerle dahi kullanıldığını gören 'Ben de sürerim' diyor."
Özel bir okulda tarih öğretmeni olarak çalışan Sema Gür'ün 38 yaşında tanıştığı bisikletiyle çıktığı tur, son 5 yıldır yüzlerce "süslü kadın"ın Dünya Otomobilsiz Kentler Günü'nde düzenlediği bir etkinliğe dönüştü.
Sosyal medya üzerinden bir araya gelen "Süslü Kadınlar"a ilginin büyük olduğunu vurgulayan Gür, turu ilk düzenledikleri 2013 yılında 5 kişi beklerken 200, son organizasyona da 3 bine yakın kadının katıldığını anlattı.
"Uçuşan Tekerler"e katılmak isteyen ABD'den, Avrupa'dan, Afrika ve Asya'dan kadınlar, sosyal medya üzerinden "Süslü Kadınlar"a ulaşıyor ve bu hareketi kendi ülkelerinde de başlatmak için izin istiyor, öneri alıyor.
Gür, şöyle dedi:
"İzmir'deki organizasyonu duyanlar beni arayarak, 'Biz de yapmak istiyoruz' diyorlar. Yabancı basın ilgi gösterince ilk olarak Almanya'dan bize ulaşıp aynı turu düzenlemek istediklerini söylediler, Tunus'tan, Azerbaycan'dan teklifler gelmeye başladı. Geçen yıl Atina'da bir arkadaşımız 'süslü kadın' olarak bir tura katıldı. Avrupa'dan, ABD'den bu harekete katılmak isteyenler, bu organizasyonu düzenlemek isteyenler var. Seve seve kabul ediyoruz, herkes bisiklete binsin."
Organizasyonu düzenlemek için farklı şehirlerden erkeklerin, dernek temsilcilerinin ya da şirketlerin aramasına şaşırdığını anlatan Gür, onlara şu çağrıda bulundu:
"Erkeklerin ısrarla Süslü Kadınlar Bisiklet Turu düzenlemek istemesini anlayamıyorum. 'Biz yapabiliriz.' diyorlar. Eğer ayrımcılık diyorsanız, erkekler zaten o güçlü kaslarıyla şehirlerde, dağlarda geziyorlar. Dernekler, kuruluşlar ve şirketler de bu turu yapmamalı. Bu turun ruhunda öyle bir şey yok. Gönüllü kadınlar yapmalı. Tek bir kadın bile olsa kendine güvenen kadınların yapması gereken bir tur. Kadınlara diyoruz ki 'Elinizi taşın altına koyun, kendinizi süsleyin, bisikletinizi süsleyin ve bize katılın.' Erkeklere de rica ediyoruz, biraz kenarda durun ve bize izin verin."
Süslü Kadınlar Bisiklet Turu'nun isim haklarını aldığını, çünkü organizasyonun siyasileşebileceği ya da ticarileşebileceği yönünde duyumlar aldığını dile getiren Gür, hareketi korumak ama yine de serbest bırakmak ve iyi niyetle herkesin katılmasını sağlamak istediğini aktardı.
- "Biz hep beraberiz"
Siyah dantelli bir şapka takıp, "Kadın sokağa çıkarsa dünya değişir" pankartı asılı bisikletine binen grafik tasarımcısı Tuğba Laçiner de "Süslü Kadınlar" arasında yer almaktan gurur duyduğunu ifade ederek, "Aramıza herkes gelebilir, erkekler de gelebilir tabii ama biraz grubun dışından destek verebilir çünkü onlar yoksa biz de yokuz, biz hep beraberiz." dedi.
Mimar Pınar Hacıömeroğlu da Kadının daha görünür hale gelmesini istediklerini dile getirerek, "Bu kadın dayanışma hareketinin içinde olmaktan mutluyum. İnsanlara da bir çağrıda bulunmak istiyorum, bisikletliyi görünce kornaya değil frene bassınlar." sözlerine yer verdi.