İZMİR

İzmir'in sonbahar rotası! Nereye gidilir/Nereler gezilir?

Sonbahar aşkın ve romantizmin mevsimi. Bu mevsimin gelişi sevenleri tarafından adeta bir bayram gibi kutlanıyor. Birçok şair şiirlerinde sonbahardan bahsediyor, birçok fotoğrafçı bu güzel mevsimi daha iyi fotoğraflamak için yollara düşüyor. Bize de bu güzel mevsimi bir güzel şehirde nasıl değerlendirebileceğinizi anlatmak kalıyor. Güzel şehir denince hepimizin aklında İzmir beliriyor. Yaz aylarında tam bir turizm cenneti olan İzmir, sonbaharla birlikte durularak dingin bir güzelliğe bürünüyor. Gelin sonbaharda İzmir’de neler yapabilirsiniz birlikte bakalım.

Ödemiş ilçesine bağlı olan Birgi Köyü İzmir’e yaklaşık 110 km uzaklığında bir mesafede yer alıyor. Yaşları onlarca asrı bulan çınar ağaçlarının arasında yükselen taş evleriyle Birgi Köyü masallardan fırlamış gibi adet.

Sonbahar aylarında bu asırlık ağaçların yaprakları sarının bin bir tonuna bürünüyor. Taş sokaklara savrulan sarı yapraklar ortaya kartpostallık bir görüntü çıkarıyor. Bugün nüfusu 3000’i aşan köyün geçmişi de bir hayli eskiye dayanıyor. Milattan Önce 2000’lerden bu yana var olduğu tahmin edilen Birgi Köyü Friglerden Osmanlı’ya kadar birçok uygarlıktan izler taşıyor. Yolunuz düşerse Birgi’de görmeniz gereken yerlerin başında Çakırağa ve Sandıkoğlu konakları geliyor.

Ardından Ulu Cami de Birgi’de gezilecek yerler listenize eklemenizi tavsiye ettiğimiz yerlerden. Son olarak köye adını veren İmam-ı Birgivi Hz.’lerinin türbesini de ziyaret ederek Birgi gezinize güzel bir nokta koyabilirsiniz. Bu güzel köyde konaklamak isterseniz Birgi otelleri sayfasına göz atabilirsiniz.

Kışın karlar altındaki hali, ilkbaharla beraber yeşermesi, yazları sıcaktan bunalanlar için serin bir gölgelik oluşuyla Gölcük yaylası her daim ziyaretçilerini fazlasıyla memnun ediyor. Sonbaharda ise Gölcük yaylası kesinlikle fotoğraf makinesiz gidilmemesi gereken yerlerden. Etrafını çepeçevre saran çam ağaçlarının her mevsim yeşil kaldığı herkesçe biliniyor. Fakat göl çevresindeki ceviz, söğüt kestane vb. gibi ağaçlar sonbaharla birlikte sararıp yaprak döküyor.

Gölün maviliği de eklenince ortaya tam bir renk cümbüşü çıkıyor. Biz ne kadar anlatsak da o atmosferi hissettirebilmemiz mümkün değil. İyisi mi siz gidin kendiniz görün. Bu enfes yerde konaklamak istiyorsanız çadır kiralayabileceğiniz kamp alanları mevcut. Öte yandan Gölcük yaylası otelleri de kapılarını açmış sizleri bekliyor.

Çam ormanlarıyla çevrili bir yayla, ortasında masmavi bir göl, alabildiğince huzur. Bu cümle cennetin tanımlarından biri olabilir. Biz de zaten cennet gibi bir yerden, Gölcük Yaylası’ndan bahsediyor. Bozdağların zirvesinde bulunan bu cennetten kopma yer her mevsim ayrı bir güzelliğe bürünüyor.

İzmir’in Tire ilçesi sınırları içerisinde bulunan Derekahve keşfedilmemiş bir cennet. Yemyeşil ağaçların arasında şırıl şırıl akan bir dere, derenin suyuyla dönen bir değirmen, ördekler, kazlar… Sonbaharda hafta sonu gözlerden uzak, huzurlu bir kaçamak yapmak isterseniz Derekahve’yi listenizin başına eklemenizi tavsiye ederiz. Burası ilkbaharda ne kadar güzelse sonbaharda da en az o kadar güzel. Gelmişken belediye tarafından işletilen Derekahve Restoran’da Tire’nin meşhur koruk şerbetinden içmeden dönmeyin. Derekahve içerisinde bulunan iki katlı, alt katı kilise üst katı cami olan yapıyı da mutlaka görmelisiniz. Kilise ibadet için kullanılmıyor fakat mescit ibadete açık.

Tire’ye geldik akşam yemeğini nerde yiyelim diye soruyorsanız size müthiş bir önerimiz var. Kaplan Dağ Restoranı Türkiye’nin en iyi 10 restoranı yer alıyor. Burada meşhur Tire köfteyi tadabilirsiniz. Bunun yanında Tire’ye has lezzetlerden olan kabak çiçeği dolması, lor tatlısı ve çeşit çeşit ot yemeklerini burada tadabilirsiniz. Tire keşfinizi derinleştirmek isterseniz Tire otelleri arasından seçim yaparak dilediğinizde konaklayabilir, Tire gezinizi biraz uzatabilirsiniz.

Eğer imkânınız varsa Tire’yi özellikle salı günü ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz. Çünkü salı günü ilçede Türkiye’nin en büyük açık hava pazarı kuruluyor. Bu pazarda yok yok. Fakat Tahtakale bölgesinde satılan el emeği göz nuru iğne oyaları insanı hayran bırakacak cinsten.

Karagöl ayaklarınızın altına tüm İzmir’i seren fakat şehirden uzak, sessiz sakin; kendi halinde bir yer. Tertemiz bir havaya, müthiş bir manzaraya sahip olmasına rağmen İzmirlilerin bile pek bilmediği yerlerden biri. Gelin bu saklı cennete bu sonbaharda bir şans verin.

Karagöl, Yamanlar Dağı’nın zirvesindeki düzlükte bulunuyor ve özellikle hafta sonu gezileri için oldukça ideal rotalardan. Her mevsim ayrı bir güzelliğe bürünüyor ancak özellikle sonbahar aylarında bambaşka oluyor. Gölün yüzeyine dökülen sarının bin bir tonundaki yapraklar adeta usta bir ressamın tuvalinden fırlamış gibi.

Yolunuz düşerse yanınıza fotoğraf makinenizi almayı ihmal etmeyin. Burada duvarlarınıza asabileceğiniz, telefonunuzda ya da bilgisayarınızda arka plan olarak kullanabileceğiniz güzellikte resimler çekebilirsiniz. Gölün etrafında piknik masaları mevcut.

Bunları kullanarak yılın son pikniğini Karagöl’de yapabilirsiniz. Ziyaretinizi uzun tutmak isterseniz Karagöl otelleri arasından seçim yaparak güzel bir sonbahar tatili geçirebilirsiniz.

Balçova ilçesi sınırları içerisinde bulunan İnciraltı, İzmir’in en güzel noktalarından. Ağaçlı yolu, sahil şeridi ve daha birçok güzelliği ile İnciraltı mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Burası için herhangi bir mevsim sınırlandırması yok. Yılın her mevsiminde ayrı güzel. Fakat sonbaharın hüzünlü güzelliği İnciraltı’na ayrı bir yakışıyor sanki. Serin bir sonbahar gününde kendinizi sahil kenarındaki banklardan birinin kollarına bırakıp dalga sesinde huzur bulabilirsiniz. Hafif de yağmur çiselerse katmerlenen bir romantizm sizleri bekliyor. İnciraltı denince akla ilk gelen şeylerden biri ise midyeciler.

Bu midyecilerde gece geç vakte kadar sıcak ve taze midye yeme imkanına sahipsiniz. Sonbahar romantizmini doyasıya yaşamak için İnciraltı oldukça ideal bir seçim. Günübirlik bir ziyaret değil de şöyle birkaç gün kafa dinlemek isterseniz İnciraltı otelleri konaklama konusunda oldukça iddialı.

Yazın denize, güneşe doydum sonbaharda daha kültürel geziler yapmak istiyorum diyorsanız size önerimiz Efes Antik Kenti. Ülkemizdeki en ünlü antik kentlerden olan Efes aynı zamanda yabancı turistler tarafından da en çok rağbet gören yerlerden.

Bu yoğun ilgide dünyanın 7 harikası arasında gösterilen Artemis Tapınağı’nın Efes Antik Kenti içerisinde olmasının da payı var. Antik kenti dilerseniz kendi başınıza dilerseniz de bir rehber eşliğinde gezebiliyorsunuz. Kente giriş için bilet aldığınız gişede rehber istediğinizi belirtirseniz size bir rehber yönlendiriyorlar. Antik kentin kuruluş tarihi oldukça eskilere dayanıyor. Öylesine yaşlı ki şehirde Helenistik ve Roma dönemlerinden hatta Osmanlı’dan dahi izler bulunuyor.

Şehir Osmanlı döneminde dahi aktif yerleşim yeri olarak kullanılmaya devam edilmiş. Şehir içerisinde Artemis Tapınağı, Antik Tiyatro ve Celsus Kütüphanesi en meşhur yapılardan. Antik kent çevresinde konaklama tesisi bulunmuyor.

Hem Efes’i doyasıya gezmek hem de çevresindeki güzellikleri keşfetmek isterseniz Selçuk Efes otelleri sayfasından dilediğiniz otelde online rezervasyon yaptırabilirsiniz. Üstelik erken rezervasyonda oldukça cazip fiyatlar sizi bekliyor.

Selçuk ilçe merkezine 9 kilometre uzaklıktaki bir mesafede bulunan Meryem Ana Kilisesi ve Yedi Uyuyanlar hem Hristiyanlık hem de İslamiyet için önemli kutsal merkezler arasında.

Dönüş yolunda ise Yedi Uyuyanlar Mağarası yer alıyor. Bu mağaranın hikayesi İncil’de de Kur’an-ı Kerim’de de aynı şekilde anlatılıyor. Fakat dünya üzerinde 33 ayrı noktada bulunan Yedi Uyuyanlar mağaralarından hangilerinin gerçek olduğu bilinmiyor.

Meryem Ana Kilisesi ve Yedi Uyuyanlar Mağarası etrafında konaklama tesisi bulunmuyor. Bu noktada imdadınıza Selçuk otelleri koşuyor.

Girişte sizleri oldukça etkileyici bir Meryem Ana heykeli karşılıyor. Kiliseye döndüğünüzde yol üzerinde birçok hediyelik eşya sergisiyle karşılaşıyorsunuz. Kiliseyi ziyaret etmek isterseniz sonbaharı seçmenizi öneririz. Çünkü yaz aylarında özellikle de ağustos ayında Meryem Ana Kilisesi’nde iğne atsanız yere düşmüyor. Binlerce Hıristiyan burada hac vazifelerini gerçekleştiriyor.

Şirince Köyü için ülkemizin en meşhur köyü desek yanlış olmaz herhalde. Hatta ünü ülkemiz sınırlarını da çoktan aşmış durumda. Ünü, şöhreti bir kenara koyalım ve biraz Şirince’nin dillere destan güzelliğinden bahsedelim. Burası taş sokakların, beyaz badanalı evlerin olduğu bir Rum köyü.

Mübadeleye kadar Rumlar ve Türkler burada bir arada yaşıyormuş. O günlerden geriye ise Şirince’nin sembolleşmiş cumbalı evleri kalmış. Yaz, kış, sonbahar demeden her mevsimde ziyaret edilen kaprissiz yerlerden. Fakat sonbaharda Şirince’nin meşhur şaraplarını yudumlarken yağan yağmuru izlemek paha biçilemez bir aktivite.

Gitmişken Aziz Nesin’in vasiyeti üzerine inşa edilen Matematik Köyü’nü de mutlaka görmelisiniz. Bir hafta sonunu bu güzel köye ayırıp nefis bir sonbahar tatili ile kendinizi yenileyebilirsiniz. Konaklama için Şirince otelleri arasından size tavsiyemiz ise Sihirbaz’ın Oteli. Burada otelin sahibinden hikayesini dinlerken çok keyifli saatler geçireceksiniz.

İzmir sınırları içerisinde bulunan ama hak ettiği ilgiyi göremeyen bir yer Nebiler Şelalesi. Kış aylarında ulaşımın zorluğundan ötürü tercih edilmezken yaz aylarında Çeşme, Alaçatı gibi ünlü tatil beldelerinin görkeminin gölgesinde kalıyor.

Oysa sonbahar aylarında burada oldukça keyifli vakit geçirebilirsiniz. Nebiler Şelalesi Dikili ilçesine bağlı Nebiler Köyü sınırları içerisinde yer alıyor. Şelale Aşıklar Şelalesi adıyla da tanınıyor. Şelale çevresinde asırlık çınar ağaçları, yürüyüş yolları, irili ufaklı mağaralar bulunuyor. Sonbaharda ise bambaşka bir çehreye bürünen doğa şelalenin güzelliğine güzellik katıyor. Sararan çınar ağaçları şelalenin yüzüne dokunuyor ve ortaya seyrine doyum olmayan bir manzara çıkıyor.

Bu sonbaharda bir hafta sonunuzu Nebiler Şelalesi’ne ayırabilirsiniz. Daha farklı bir gezi deneyimi için ise Dikili otelleri seçeneklerine bir göz atmanızı tavsiye ediyoruz.

İzmir Kuş Cenneti 800 hektar bir alan üzerine kurulu ve bünyesinde 205 farklı kuş türü barındırıyor. Göç yolları üzerinde bulunmasından dolayı her sene bu cenneti 5000’den fazla kuş türü de ziyaret ediyor. Çiğli ilçesi sınırlarında bulunan kuş cenneti içerisinde kuş gözlem kuleleri ve gezi bisikletlerini kullanarak oldukça keyifli vakit geçirmek mümkün.

Size tavsiyemiz İzmir Kuş Cenneti’ni ziyaret edecekseniz yanınızdan fotoğraf makinenizi eksik etmemeniz. Özellikle sonbahar mevsiminde yolunuz buraya düşerse kadrajınıza kartpostallık resimler düşebilir. Çünkü sonbahar mevsimi birçok kuş türü için göç mevsimi demek. Onlarca kuşun göç edişini izlemek ise insanın ömründe pek ender rastlayabileceği olaylardan. Hem İzmir Kuş Cenneti’ni hem de Çiğli’de bulunan farklı güzellikleri keşfetmek için Çiğli otelleri arasından seçim yapıp birkaç gün burada vakit geçirmenizi tavsiye ederiz.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 2008 senesinde inşa edilen Homeros Vadisi 2010’da uğradığı köklü değişim sonrasında bugünkü çehresine kavuşmuş. 7 kilometre uzunluğundaki vadi içerisinde 18 adet yapay göl bulunuyor.

Bu göllerin etrafı da sayısı 75 bini aşan bitkilerle donatılmış. Vadi içerisinde 182 ayrı türde bitki 103 kuş türü yaşadığı tahmin ediliyor. Sonbahar aylarında vadinin büründüğü görünüm de görülmeye değer. Çeşit çeşit bitkiler sararan yapraklarından bir bir kurtulmaya başlıyor.

Göletlere ve vadi içerisine savrulan sarının onlarca tonundaki yapraklar ise insana hüzünle karışık bir huzur veriyor. Hafta sonları İzmirliler tarafından akın edilen Homeros Vadisi Bornova sınırları içerisinde bulunuyor. Vadi etrafında konaklayabileceğiniz bir yer ne yazık ki mevcut değil. Fakat Bornova otelleri konaklama konusunda sizi memnun edebilir.

Tesis içerisinden geçerek patikaları takip edip 2 saat süren bir yolculuk sonrasında tepeye ulaşabiliyorsunuz. Sonunda da tüm İzmir’in ayaklarınızın altında olduğu mükemmel bir manzarayla karşılaşıyorsunuz. Hele bir de sonbahar ise manzaranın tadına doyum olmuyor. İzmir denen güzel kız kahverengi elbisesiyle ve tüm ihtişamıyla karşınızda süzülüyor.

Sonbaharda güzel İzmir’den panoramik bir resim almak isterseniz yönünüzü Balçova Behzat Tepesi’ne çevirin. Tepeye çıkmak ve inmek ortalama 4 saat sürüyor. Evet yolculuğun biraz zorlu olduğunu söyleyebiliriz. Fakat tepeye çıktığınızda karşılaşacağınız manzara size çektiğiniz tüm zorlukları unutturacak cinsten. Tepeye çıkmak için Balçova otelleri arasında önemli bir yere sahip olan Balçova Termal Tesisleri’ne gelmeniz gerekiyor.

Nazar kültürümüzde önemli yer tutan bir inanç. Kötü gözlerin ve kötü düşüncelerin bizi hasta ettiğine inanıyoruz ve bu durumdan korumak için çeşitli yollara başvuruyoruz. Nazardan korunmak için en çok baş vurulan yöntem ise elbette nazar boncuğu. Peki bu nazar boncuklarının nerede, nasıl yapıldığını hiç merak ettiniz mi? Gelin bu sonbaharda bir hafta sonunuzu binlerce çeşit nazar boncuğuyla karşılaşabileceğiniz masalsı bir köye ayırın. Nereden mi bahsediyoruz? Elbette Kemalpaşa ilçesi sınırları içerisinde bulunan Nazarköy’den.

Burada sizi tertemiz bir hava, beyaz badanalı ve mozaiklerle süslenmiş küçük evler, cam ocakları ve binlerce çeşit nazar boncuğu bekliyor. Girişteki tesiste de oldukça lezzetli yemekler var. Nazarköy ve daha birçok güzellik ile daha fazla vakit geçirmek için Kemalpaşa Nazarköy otelleri ekonomik fiyatlarla sizleri bekliyor.

Madem bu sonbaharda İzmir’i keşfediyoruz Key Museum’u es geçmeyelim. Torbalı ilçesi sınırları içerisinde bulunan Key Museum ülkemizdeki en büyük klasik otomobil müzesi. Otomobillere hiç ilginiz olmasa bile Key Museum’daki parçalar sizi kendine hayran bırakacak. Geçmişe doğru küçük bir yolculuk yapacağınız müzede yalnızca otomobiller değil onlarca farklı hayat ve onlarca farklı yaşanmışlık da sergileniyor.

Ülkemizin en büyüğü olması sebebiyle müze ilçeye turizm alanında büyük bir ivme kazandırıyor. Kapalı bir alanda olmasından dolayı sonbaharda gezmek için ideal yerlerden olan müzeye giriş için 20 TL ödemeniz gerekiyor. Gitmişken Torbalı’da birkaç gün kalayım diyorsanız İzmir Torbalı otelleri sayfasından hızlıca rezervasyon yapabilirsiniz.

İzmir’in Bergama ilçesi sınırları içerisinde bulunan antik kent uygarlık tarihinin en eski yerleşim yerleri arasında gösteriliyor. Bergama krallığının başkenti olan antik kent birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış. Batının en doğusu, doğunun da en batısı olarak nitelendirilen antik kent sahip olduğu yeraltı ve yer üstü zenginlikleriyle de dönemin stratejik öneme sahip şehirlerindenmiş. Böylesine bir zenginlik elbette beraberinde bilim ve sanatı da getirmiş.

Örneğin antik kent tıp biliminin doğduğu topraklar olarak kabul ediliyor. İlk tıp aletlerinin Bergama’da bulunmuş olması da bu yargıyı kanıtlar nitelikte. 2014 senesinde UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne kabul edilen antik kent sonbahar gezi rotanıza mutlaka dahil etmeniz gereken yerlerden. Antik kente ulaştığınızda sizi bekleyen kültürel zenginlik karşısında hayan kalacaksınız. Hem Pergamon Antik Kenti’ni görmek hem de Bergama çevresindeki saklı güzellikleri keşfetmek için tatilinizi biraz uzun tutabilirsiniz. Bergama otelleri de bu tatil esnasında konaklama konusunda sizi fazlasıyla memnun edecektir.

Dikili ilçesi sınırları içerisinde bulunan Bademli Köyü İzmir’in el değmemiş en bakir köylerinden. Şehir dışından gelenleri bir kenara koyalım İzmirliler tarafından bile henüz keşfedilmemiş bir köy. Bademli’yi keşfedenler ise bu gizli kalmışlıktan oldukça memnun. Köyün en göz alıcı noktası ise Pissa Koyu. Burada ekim ayına kadar denize girebilmeniz mümkün. Bademli’nin deniz ise oldukça göz alıcı. Masmavi hatta yer yer bembeyaz olan denizin sıcaklığı da tam kıvamında.

Tenha olmasından dolayı hem plaj hem de deniz tertemiz. Pissa Plajı’nın biraz ilerisinde Fame Beach bulunuyor. Fakat Pissa’ya bir kere girenlerin gözü başka plaj görmüyor. Dikili Bademli Köyü otelleri arasından nasıl seçim yapalım diye soruyorsanız bu konuda işiniz oldukça kolay. Çünkü köyde yalnızca bir otel bulunuyor. Badem Otel mütevazı bir konaklama tesisi fakat konuklar buradan oldukça memnun ayrılıyor.

Atatürk Müzesi deyim yerindeyse İzmir’in gözbebeği olan bir noktada bulunuyor. Alsancak sınırları içerisinde1. Kordon denen Atatürk Caddesi üzerinde olan müze İzmir’in atlattığı badireleri yakından görmek için mutlaka uğranılması gereken bir durak. Müze içerisinde Atatürk’ün kullandığı eşyaların yanında İzmir ziyaretlerinden kesitlerle karşılaşıyorsunuz. Müze 2015’te köklü bir restorasyonla baştan aşağı yenilenmiş. Atatürk Müzesi ve daha birçok kültürel zenginlik için İzmir’in gözbebeğinde bir gece geçirebilirsiniz. Bunun için Alsancak otelleri iyi bir tercih olabilir.

Sonbaharda gelen kış için alışveriş yapmak mantıklı bir fikir olabilir. İşte tam burada size İzmir’de alışverişin kalbinin attığı bir noktaya, Kemeraltı’na götürüyoruz. Kemeraltı adı verilen bölge Konak ile Agora arasında uzanan geniş bir bölgeyi kapsıyor. Ülkemizdeki AVM öncesi döneme keyifli bir yolculuk yapmak isterseniz sizi Kemeraltı sokaklarında kaybolmaya davet ediyoruz. Baştan uyaralım, biraz kalabalık. Bu yüzden Kemeraltı gezisini yaz sıcağı yerine sonbahar serinliğinde gerçekleştirmenizi tavsiye ediyoruz. Gezinize Havra Sokağı’ndan başlayıp Kızlarağası Hanı’nda son verebilirsiniz. Böylelikle İzmir’in tarihi dokusuna daha yakından şahit olabilirsiniz. Kızlarağası Hanı’nda içeceğiniz bir fincan kahve size tüm yorgunluğunuzu unutturacak. Kemeraltı’na yakın bir nokta olmasından dolayı seçiminizi İzmir merkez otelleri ya da Kemeraltı otelleri arasından yapabilirsiniz.

Karataş semti sınırları içerisinde bulunan Tarihi Asansör İzmir’in sembol noktalarından. Bu yüzden yılın hangi mevsiminde giderseniz gidin mutlaka görmeniz gereken bir nokta. Günümüzde binalar içerisinde merdiven çıkma derdinden kurtulmak için kullanılan asansör bir dönem iki semt arasındaki mesafeyi daha aza indirgemek için kullanılmış. İzmir’de günbatımının en güzel izlenebildiği noktalardan olan Tarihi Asansör nefis balkonunda her gün yüzlerce konuğunu en güzel şekilde ağırlıyor. Asansörün en üst katı restoran olarak kullanılıyor. Burada dilerseniz yemek yiyebilir dilerseniz bir fincan kahve eşliğinde sonbaharın bir başka yakıştığı İzmir’i seyredebilirsiniz. Asansör çevresinde konaklamak isterseniz de İzmir şehir otelleri veya Konak otelleri arasından hızlıca seçim yapabilirsiniz.

İzmir’de gezilecek yerler listesi yapıyorsak Kadifekale’yi mutlaka eklememiz gerekiyor. Bu hem tarihi hem doğal güzelliklere sahip mekan ziyaretçiler tarafından İzmir’in en beğenilen yerlerinden. İzmir Körfezi’nin enfes güzelliğinin en iyi seyredilebildiği noktalardan olan Kadifekale tarihin birçok dönemine tanık etmiş olmasından ötürü ziyaretçilerini kültürel bağlamda da doyuruyor. Kale üzerinde Helenistik dönemden Osmanlı’ya kadar onlarca farklı uygarlığın izlerine rastlamak mümkün. Kale Büyük İskender’in emriyle komutanı tarafından 4. yüzyılda inşa ettirilmiş. Buca sınırları içerisinde bulunan kale çevresinde de Pagos Antik Tiyatro gibi keşfedilmesi gereken birçok güzellik bulunuyor. Hem Kadifekale’yi hem de çevresini derinlemesine keşfetmek için Buca otelleri arasından istediğiniz birini seçip konaklayabilir, böylece daha rahat bir gezi deneyimi yaşayabilirsiniz. (Blog-otelz)