İZMİR

İşte Gediz'in kaynağı... Soyer 'büyülendim' dedi, kana kana su içti

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve Ege Belediyeler Birliği Başkanı Tunç Soyer, İzmir Körfezi'ne akan Gediz Nehri’ndeki kirlilik kaynaklarını tespit etmek için “Temiz Gediz Temiz Körfez” sloganıyla başlattığı havza turu kapsamında ilk olarak Kütahya'nın Çukurören köyüne gitti. Başkan Tunç Soyer'i köyde CHP Kütahya İl Başkanı Zeliha Aksaz Şahbaz, CHP Gediz İlçe Başkanı Süleyman Mutlu ile partililer, muhtarlar ve köylüler karşıladı.

Doğanın önemine değinen Soyer, “Milliyetçilik, yurtseverlik, yaşadığın toprağa, ağaçlara, suya ne kadar sahip çıktığınla ölçülür. Benim için milliyetçiliğin en temel ölçüsü budur. Dereler toprağa can veriyor. Ama biz yıllardır buralara o kadar hoyrat davrandık ki kendi damarına nasıl zehir zerk etmek cehaletse, biz de kendi derelerimize aynı cehaletle zehir enjekte ettik ve kirlettik. Daha çok geç kalmadan onu korumak, temizlemek, kirlenmesini engellemek zorundayız” diye konuştu.

Başkan Soyer, turun ilk durağında Çukurören Havzası’ndaki Kesiksöğüt çeşmesini inceledi ve ardından Gediz Nehri’nin doğduğu Murat Dağı'ndaki Karapınar Şelasi'ni ziyaret etti.

Kaynağa kadar giderek buradan su içen Soyer, gördüğü manzara karşısında adeta büyülendiğini ifade ederek “Burada mucizeye tanıklık ediyorum. Dünyanın belki de en güzel noktalarından birindeyiz. Olağanüstü güzellikte. Bütün görkemiyle ortaya çıkmış ve bunu görmek bizde olağanüstü duygular uyandırıyor. Muazzam bir güzellik” dedi.

Kaynağından pırıl pırıl akan suyun geçtiği güzergahlarda insan eliyle kirlendiğini, eşsiz güzelliğin tüketildiğini ifade eden Soyer, şunları söyledi: “Bu eşsiz güzelliğin nasıl mahvedildiğini düşünüyorum. Cam gibi, berrak, lezzetli su aktıkça zehre dönüşüyor. Buna izin vermeyeceğiz. Bugüne kadar yapılan tahribatları gidermek mümkün. Çünkü kaynağında doğmaya devam ediyor. Doğa çok güçlü. Varlık savaşı veriyor adeta. Gediz Nehri hayat vermeyi sürdürüyor. O hayat verdikçe biz onu yok etmeye çalışan ne kadar güç varsa onunla mücadele edeceğiz.”

Başkan Soyer, insan elinin değmediği, sanayi atıklarıyla kirlenmemiş bir cennette olduklarını belirterek, “Bu güzelliği, hayat kaynağını tahrip etmeye kimsenin hakkı yok. Bizler doğayı, suyu ve toprağı koruyup gelecek kuşaklara miras bırakacağız” diye konuştu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Uşak'ın Gediz Belediyesi'ne ait atık su arıtma tesisinde de incelemelerde bulunarak, yetkililerden bilgi aldı.

Ardından Gediz esnafını ziyaret eden Soyer, Gediz Nehri’ne atıkların karıştığı ilk nokta olarak bilinen Fırdan köyünde de incelemelerde bulundu.

İlk günün sonunda Uşak’a geçen Başkan Soyer ve beraberindeki heyeti CHP il ve ilçe teşkilatlarının üyeleri karşıladı. Soyer, izlenimlerini aktarırken, “Çok içler acısı bir tablo ile karşı karşıyayız. İşin daha vahimi de bunun farkında olan insan çok az” dedi.

Uşak'taki toplantıda konuşan Başkan Soyer, Gediz Nehri’ndeki kirliliği önlemek için başlattıkları çalışmayı iki yıldır planladıklarını söyledi. Soyer, “Türkiye çok ciddi kuraklık tehdidi ile karşı karşıya. Üretici arkadaşlarımız çok iyi biliyorlar ki yer altı su kaynakları tükeniyor. Bu yıl yağmur yağdı, kuraklık tehdidi ortadan kalktı, diye bir şey yok. Çünkü kaybettiğimiz kaynaklar bir yılın yağmuru ile geri gelecek gibi değil. Kuraklık tehdidi aynı zamanda kirlilik tehdidi demek” diye konuştu. İklim krizinin kendini ani sel baskınları, değişiklik gösteren hava olayları ile iyice gösterdiğini dile getiren Başkan Soyer, “İklim değişikliği, küresel ısınma nedeniyle etkisini artırarak devam ediyor. Ayrıca yanlış tarım politikalarıyla da zaten azalan su kaynaklarını har vurup harman savurmaya devam ediyoruz. Bir yandan da kirletmeye devam ediyoruz. Çok içler acısı bir tablo ile karşı karşıyayız. İşin daha vahimi de bunun farkında olan insan pek az” dedi.

Başkan Tunç Soyer, “Siyaset eğer hayatı değiştirme sanatıysa şimdi siyaset yapmamız lazım. Tam da burada siyaset yapmamız lazım. O siyaset toprağımıza, suyumuza, ağacımıza sahip çıkmaktan geçiyor. Milliyetçilik dediğiniz şey bu toprağın damarları olan nehirlerini, hayat kaynağı olan göllerini, dağlarını, ağaçlarını, çiçeklerini korumaktan geçer. Kimse bana bunun dışında milliyetçilik hamaseti yapmasın. Milliyetçilik bu toprağın bereketine ve bolluğuna sahip çıkmak demektir. Yurtseverlik bu memleketin can damarları olan nehirlerinin temiz akması için mücadele etmek demektir. Milliyetçilik budur ve bize de milliyetçilik, yurtseverlik yakışır. Onun için Gediz’e sahip çıkacağız” dedi.

Bütün ülkenin müsilajı konuştuğunu belirten Başkan Soyer, “Müsilajı yaratan kirlilik kaynakları ortadan kalkmadığı sürece, siz istediğiniz kadar denizin üzerinde temizlik yapın. Onu kirleten kaynaklar devam ediyor. Ergene Nehri zehir akıyor. Gediz’in zehir akmasına izin vermeyeceğiz. Burada Türkiye tarımsal üretiminin yüzde 10'u gerçekleşiyor. O nedenle bu sorun sadece İzmir'in değil, İstanbul ve Ankara'nın da sorunu. Zehirli gıda tüketiliyor. Biz toprağımıza sahip çıkacağız” diye konuştu.

CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e yaptığı bu çalışmadan dolayı teşekkür ederek, şunları söyledi: “Yaptığınız önemli ve duyarlı görevden dolayı teşekkür ediyorum. Menderes Havzası'nda yaklaşık 6 milyon insan yaşıyor. Gediz Nehri Murat Dağı'ndan çıkarak 8 kenti, yaklaşık 6 milyonu etkiliyor. İnsanların yedikleri domatesten, bibere kadar her türlü sebze ve meyveyi etkileyen suyun kirliliğinin takibini yaptığınız için tekrar teşekkür ediyorum.”

Toplantıya CHP PM Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım, CHP Uşak İl Başkanı Ali Karaoba, CHP Afyonkarahisar İl Başkanı Yalçın Görgöz, CHP Kütahya İl Başkanı Zeliha Aksaz Şahbaz, CHP Manisa İl Başkanı Semih Balaban, Uşak Sivaslı Belediye Başkanı Hürriyet Şafak, partililer ve sivil toplum örgütlerinden temsilciler katıldı.

Daha sonra Başkan Tunç Soyer, organize sanayi bölgelerinin kirlettiği dereleri inceledi.

Gördüğü o muhteşem güzelliğin hafızasında hala çok taze olduğunu dile getiren Başkan Soyer “O görüntüden bir kaç saat sonra yatağında akan bu zehri görüyoruz. Hakikaten insanın içi parçalanıyor. Çok üzücü. Bir tek şeye inanıyorum ve umutlanıyorum. Bu kirliliği durdurursak, bu nehir ve bunun yarattığı ekosistem kendini toparlayarak iyileştirebilir. Ve dolaysıyla da bizim havzalarımızda sadece silajlık mısır ya da yonca değil her türlü ürün yetişebilecek hale gelir. Bu mümkün” dedi.