İşte casuslar tarafından kullanılan 10 tuhaf eşya!
Eldiven tabancalar
İlk eldiven tabancası ABD tarafından tasarlandı. Buna karşılık Sovyetler ise, kısa süre sonra kendi eldiven tabancasını geliştirdi. Bu gizli tabancalar, son derece sıradan eldivenlerin içerisine yerleştirilebiliyordu. Bu sayede, hedefine yeteri kadar yaklaşmak isteyen bir casus, mutlaka bu eldivenlerden kullanıyordu.
Bavul vericileri
İngiliz istihbarat servisleri tarafından geliştirilen bu icat, pek çok saldırının engellenmesine aracılık etti. Sıradan bir tahta bavul görünümündeki bu cihazlar, aslında tüm dünyadan sinyal alabilen vericilerdi. 1978 yılında Tahran'daki İngiliz elçiliğine düzenlenmesi planlanan saldırı, bu icat sayesinde engellenebildi.
Patlayan kalem kutuları
II. Dünya Savaşı sırasında Amerika Birleşik Devletleri tarafından geliştirilen kalem kutuları, gerçekte tehlikeli patlayıcılardan başka bir şey değildi! Amerikalı pek çok casus, bu kutular sayesinde oldukça gürültülü eylemler gerçekleştirebiliyordu. Ayrıca, patlayan kalem kutuları zaman ayarına sahipti. Böylece kalem kutusunu doğru noktaya yerleştiren bir casusu, olay yerinden rahatlıkla uzaklaşabiliyordu.
Kol saati kameraları
1940'ların sonlarında, Batı Alman uzmanlar kol saati kılığına girmiş minyatür bir kamera geliştirdiler. Mekanizma, bir saat yüzü yerine işleyen bir fotoğrafik lense sahipti. Ve merceğin altına gizlenmiş, yaklaşık bir inç genişliğinde, 8 fotoğraf çekebilen küçük bir film rulosuydu. Kol saati kameralar, casuslar için dört dörtlük bir kadraj imkanı sunmasa da oldukça işe yarar aletlerdendi.
Takip edilemeyen mektup açma cihazları
II. Dünya Savaşı'ndaki casuslar, alıcısının haberi olmadan bir mektubu okuma konusunda oldukça başarılıydı. Elbette, bu başarının kökeninde, son teknoloji bir mektup açacağı bulunuyordu! Herhangi bir gizli bilgiyi ele geçirmek isteyen bir casus, mektup açacağı sayesinde istediği mektubu okuyabilirdi. Çünkü özel olarak geliştirilen bu mektup açacağı, mektup zarfında herhangi bir iz bırakmıyordu. Üstelik mektubun hiç açılmamış gibi kapatılmasına da olanak veriyordu.
Zehirli şemsiyeler
Göze çarpmayan ama ölümcül bir şemsiye, Sovyet casusları tarafından devletin düşmanlarına suikast yapmak için kullanıldı. Ucu, yavaş etkili ve o zamanlar neredeyse izi sürülemeyen bir zehir olan risin ile donatılmıştı. Zehirli şemsiye, 1978'de Bulgar muhalif Georgi Markov'un Londra'daki Waterloo Köprüsü'nde dolaşırken harekete geçti. Markov, 1978 yılında Waterloo Köprüsü'nde dolaşırken yanında "şemsiyeli" bir adam geçti. Markov, tam bu esnada bacağında bir acı hissetti ve 4 gün sonra yaşamın kaybetti. Doktorlar, Markov'un bacağında küçük bir metal parçası buldular. Fakat, şemsiyeli adam hiçbir zaman bulunamadı.
Uzaktan kumandalı böcekler
Uzaktan kumandalı böcekler, 1974 yılında CIA tarafından geliştirildi. Gizli toplantıları dinlemek ve önemli bilgileri ele geçirmek için kullanılması planlanıyordu. Ancak o dönemki teknolojik imkanlar sebebiyle bu böcekler pek de işlevsel değildi. Böcekler, sadece 1 dakikalığına çalışabiliyordu. Ayrıca rüzgarlı havalarda bu böcekleri kullanmak mümkün değildi. Bu sebeple o dönemki hiçbir casus, bu böcekleri etkin bir şekilde kullanmadı! Ancak bu fütüristik böcekler, bugünün insansız hava araçlarına öncülük eden, casus eşyaları arasındaydı.
Ruj tabancalar
"Ölüm öpücüğü" lakaplı bu casus silahı, yoğun olarak Sovyet ajanlar tarafından kullanıldı. 1965 yılında Batı Berlin'de tutuklanan bir kişinin üzerinde son derece sıradan bir ruj bulundu. Ancak ruju daha yakından inceleyen yetkililer bunun gerçek bir silah olduğunu anladılar. Kaynak: Listelist, historyhit
Ceket düğmesi kameraları
Minyatür kameralar, Soğuk Savaş boyunca Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği'nden ajanlar tarafından kullanıldı. Bir ceket düğmesinin içine gizlenebilecek kadar küçük modeller tanıtıldı ve kameranın deklanşörü tipik olarak ceketin cebinde gizlenen bir anahtarla kontrol edildi. Benzer kameralar veya bazen minyatür mikrofonlar, CIA tarafından kolye ve broş gibi diğer giysilere gizlendi.
Kameralı güvercinler
Gizli kameralarla donatılmış güvercinler , Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı sırasında askeri savaş alanlarını, hedefleri ve bölgeleri haritalamak için kullanıldı.
Küçük, otomatik bir kamera bir güvercinin göğsüne bağlanır ve ilgilenilen hedeflerin üzerinden uçardı. Bu kameralar yüzlerce fotoğraf çekebiliyordu ve güvercin taşıyıcıları uçaklardan çok daha alçak irtifalarda fark edilmeden gidebiliyordu.