EGE

Ege'de keşfedilmeyi bekleyen 10 yer!

-KOZBEYLİ- Gözlerinizi kapatın, burnunuza buram buram sıcacık köy ekmeğinin kokusu gelsin, üzerine sapsarı tereyağını sürüyorsunuz, en üste mis gibi çemen, köy sütü de yanı başında, canınız mı çekti o zaman doğru; Kozbeyli sofrasına, ardından köy meydanındaki salaş kahvede, 100 yıllık kocaman bir dibekte, tokmakla dövülen kavrulmuş kahve, yanında getirilen minik lokumları ile tarifsiz bir lezzet. Şakir'in Yeri'ne kahve içmeye köye gelenlerin sayısı hiç de az değil.

-BADEMLİ- Burası Türkiye'nin cennet bölgelerinden biri, uğramadan asla geçmemek lazım. Köyün meydanında kahvesi, bakkal dükkanı ile şipşirin bir yer, yapılan koruk suyu ise fevkalade fakat asıl güzelliği elbette ki muhteşem denizi.

Tablo gibi, aslında buralara deniz demek insanı kesmiyor, özellikle Pisa Koyu ve Fame Beach sizi kendine aşık edecek, denizin rengini tarif etmekte zorlanacaksınız.

Avrupa'nın en büyük tren açık hava müzesi burası. Müze kart ne yazık ki burada geçmiyor.

Atatürk 1936 yılında beyaz tren ile gelerek Çamlık köyünde konaklamış. Atatürk ün tren gezilerinde çekilmiş fotoğraflarından oluşan bir de anı odası var burada.

Bu müzede İngiliz, Alman, Amerikan, Fransız, Çekoslovak ve İsveç yapımı 30 buharlı lokomotif sergilenmekte. Aralarında dünyada 2 adet bulunan ve odunla çalışan İngiliz yapımı bir lokomotif de var.

-ÇAMLIK LOKOMOTİF MÜZESİ- Selçuk'ta bulunan bu müzeye; Şirince sapağından itibaren 8,5 Km sonra ulaşıyorsunuz. Girişte hiçbir tabela yok şaşırmayın. Benzin istasyonuna gelmeden sağa sapıyorsunuz.

-KARAGÖL- Ayna gibi ışıltılı bir göl, bolca yeşillik ve oksijen, şen insan sesleri, bolca fotoğraf malzemesi ile müthiş bir krater gölü.

-ÖZBEK KÖYÜ- Deniz kıyısındaki, güzel manzaralı bu şirin köyün tarihi hakkında yazılı kaynaklardan bilgi verebilmek biraz zor çünkü 1950 yılında Urla Hükümet konağındaki yangında tüm belgeler yok olmuş. Kulaktan kulağa anlatılanlara göre ise 1.000 yıllık bir tarihten bahsediyoruz.

Köy; İzmir'e 50 Km, Urla'ya ise sadece 7 Km uzaklıkta. Caminin bahçesindeki devasa çınar ile resim çektirmeyi unutmayın. Sahilinde boydan boya cafeler, restoranlar sıralanmış.

Özellikle balık çeşitleri olarak Akkum Restoran pek meşhurmuş, kahvaltı için ise Acar Cafe'ye uğranmalı. Gitmişken Özbek katmeri ve akkum yongası yemeden dönmeyin ama :)

-SIĞACIK- Seferihisar Citta slow, yani yavaş şehir. Şöyle ki; araba kullanımı yok, bisiklet ile yolculuk yapıyorsunuz, şehrinizde büyük alışveriş merkezleri yok, onun yerine yerel marketlerden alışveriş yapılıyor.

Hazır yiyeceklerden ziyade doğal ev yapımı yiyecekler tüketiliyor. Bunun gibi şehir hayatının hızına ayak uydurmayan, daha sakin şehirlere dünya çapında verilen bir ünvan citta slow.

Pazar günü giderseniz köylü kadınların kendi elleriyle yaptığı ürünlerin olduğu pazarı da gezebilirsiniz. Sokaklar, börek, sarma, baklava, kadayıf, gözleme kokusundan geçilmiyor.

Sutüven de bulunan tüven kelimesi; sıçrayan anlamını taşıyor. Yani sıçrayan su, su sıçraması gibi bir şey demek.

Rivayet odur ki; Emine ve Hasan birbirine aşık 2 genç, biri ovalı diğeri obalı. Kızın ailesi evlenmelerine karşı. Hasan'a töre gereği "eğer ki 40 okkalık tuz çuvalını dağın üzerinden aşırır, bizim obaya getirirsen kız senindir" diyorlar.

-KOZAK- Kozak; ülkemizin çam fıstığı ihracat şampiyonu.

Fıstık çamının yolculuğu buradan başlıyor, Türkiye’yi dolaşıp Avrupa üzerinden ABD’ye ulaşıyor ve dünyada tam 1.600 noktada konaklıyor.

Fakat sizi sürekli deklanşöre bastıracak şey bu fıstıklar değil, tertemiz hava, sıra sıra ağaçlar, şırıl şırıl akan nehir, ve yeşilden sarıya doğru binbir renk.

-MORDOĞAN- Denizi, plajı, güzel evleri,tertemiz havası ile Mordoğan'ı keşfettikten sonra istikameti, yakında bulunan muhteşem Karaburun'a çevirin.

Atatürk eskiden buralara gelmiş ve köylü kızlar ona üzümlerinden vermişler. Köylü kadınlar da dantel perdelere bunu resmetmişler ve o zamanlar her evde bulunurmuş, evinde bu perde olmayan insanlar çok ayıplanırmış.

Burası İzmir'in en küçük ilçesi. 1 Belde ve 13 köyü bulunuyor. Tertemiz denizi ve eşsiz manzaralara sahip olmasına rağmen turizm açısından çok gelişmemiş, nedeni ise dar ve virajlı yolları.

Sualtı güzellikleriyle meşhur; özellikle tüplü ve tüpsüz dalış yapanlar için bulunmaz bir yer burası. Bunun yanında bahar aylarında açan yüzlerce birbirinden güzel çiçekle de doğaseverlerin, fotoğrafçıların ve trekkingcilerin de favorileri arasında.

Kafa dinlemek isteyen, gerçek huzuru arayan, suyun altını ve üstünü keşfe çıkacak herkese kucak açmış bekliyor Karaburun. Mordoğan ve Karaburun'a kadar gitmişken, dilek pınarı Narcissos a uğrayıp dilek dilemeyi de unutmayın sakın :)

Yürüyüş yolunda bile sular akıyor, dağ taş her yerden aktığı gibi. Ağaçlar, kocaman kocaman kayalar ve müthiş bir manzara.

-URLA- Urla; sakin, huzurlu bir yaşam vaat ediyor misafirlerine, çoğu ünlünün ve maddi durumu çıtadan yüksek olanların, buradaki villaları tercih etmesinin sebebi de bu...

Arnavut kaldırımlı sokaklarında yürümek, "Egenin akciğeri" unvanını hak eden tertemiz havasını içinize çekmek, hangi yat benim olsun hayali kurmak, keyifli evlerinin her birine hasta olmak, bir gün mutlaka burada yaşamalıyım diye içinizden geçirmek için bile gelinip görülmeli.

Karantina adasını, Ünlü Yunan şair Yorgo Seferis’in, ölümünün 100.yılı olması dolayısı ile restore edilen eski oturduğu evini, balıkçılarını, denizin altını, üstünü görmeden sakın gelmeyin geri :)

Ege Bölgesi sınırları içerisinde yer alan ve doğal güzellikleriyle keşfedilmeyi bekleyen 10 mekanı sizler için sıraladık...