Oyuncuya, bu ara dönemde daha sonra reytinglerde zirveye oturacak “Kurtlar Vadisi”nden teklif geliyor: “O sıralar Osman Sınav, ‘Kurtlar Vadisi’nde oynamam için teklifte bulundu. Hemen görüşmeler yaptık. Fakat o dönem askere gitmem gerekiyordu. Bedelli askerlik yoktu. Ya askere gidecektim ya da diziyi kabul edecektim. Diziyi kabul etmek riskliydi. Çünkü asker kaçağı olarak setten alınıp beni götürmeleri söz konusu olabilirdi. Böyle olunca da riske girmedim ve askere gittim.”
Cenk Torun, “Dizi ünlenince ne hissettiniz?” sorusuna şu yanıtı veriyor: “Üzüldüm ama yapacak bir şey yok. Bu da şans. Diziyi kabul etsem, 3 ay sonra sete ara vermem gerekebilirdi. Bir seçim yapmam söz konusu değildi. Üniversitede 2 senelik okuduğum için uzun dönem askerlik yaptım. Sektöre uzun bir ara vermiş oldum. Piyasadan kopmuş oldum.”
YA ASKERE GİDECEKTİM YA DA DİZİYİ KABUL EDECEKTİM
“Çılgın Bediş” dizisi son bulduğunda Cenk Torun’un birkaç proje denemesi oluyor ama onlar da uzun soluklu olmuyor. Oyuncu için o sırada yolunda gitmeyen olaylar yaşanmaya başlıyor: “O dönem şimdiki gibi çok fazla kanal yoktu, işler çok belirli şeyler etrafında dönüyordu. Maalesef bana destek olacak birileri olmadı. Osman Yağmurdereli ile çalışıyordum. Hatta Osman Abi ile bir proje yapacakken kendisi vefat etti. Öyle olunca da biraz piyasadan uzaklaşmaya başladım. Şimdi menajerler var ve onlar sizin için bağlantılar yapıyor. O dönem işler öyle değildi. Kendi başınıza uğraşmanız gerekiyordu. O jenerasyonda televizyondan ileriye giden Kenan İmirzalıoğlu oldu. Sonuç itibariyle bir şekilde hayatımı idame ettirmem gerekiyordu. Başka işler yaptım. Bir dönem turizmle uğraştım. Arada projeler çıkarsa kabul ettim. Ama hiçbiri maalesef ses getirmedi. O da benim şanssızlığım.”
Oyuncu, o dönemi şu şekilde dile getiriyor: “Bir anda kendimi işin içinde buldum. Çok keyifliydi onlarla çalışmak. Yonca çok uyumlu ve komiktir. Set zamanlarında çok eğleniyorduk. Ciddi bir tanınma da oldu. Bu ilk ‘Delikanlım’ klibiyle başladı.
Yolda bana ‘Delikanlım’ diye bağırıyorlardı. Ben de kime seslendiklerini anlamıyordum. ‘Çılgın Bediş’ sonrası ise tahmin edemeyeceğim kadar büyük bir fan kitlesi oluştu. O zaman işler farklıydı. Şimdiki gibi sanatçılara ulaşmak da kolay değildi. Artık herkes sosyal medyada, herkesi görüp takip edebiliyor. O zamanlar işin birazcık daha rüyası vardı. Şimdi o rüya ve sihir kalmadı. Eskiden saygı ve sevgi de daha çoktu.”
Klip ekranlarda dönmeye başlayınca birden çok sevildi. Çünkü muhteşem bir ses Yıldız Tilbe... Öyle olunca bir anda teklifler gelmeye başladı. 1995 yılında Kandemir Konduk’un absürt komedi dizisi ‘Palavra Aşklar’da 8 bölüm rol aldım. Dizi yayından kalktı ve ardından ‘Çılgın Bediş’ macerası başladı.”Oyuncu, 1996-2001 yılları arasında süren “Çılgın
Bediş”teki ‘Oktay’ rolü için ilk düşünülen isim oluyor. Torun, projeye onay verir vermez de hemen çekimler başlıyor.
Karikatürist Özden Öğrük’ün 1976 yılında Gırgır dergisinde çizmeye başladığı “Çılgın Bediş”, 1996 yılında Türkiye’nin kült gençlik dizisi olarak Kanal D’de ekrana gelmeye başladı. ‘Bediş’ rolündeki Yonca Evcimik’in partneri ‘Oktay’ı Cenk Torun canlandırıyordu. Türk sanat müziği sanatçısı Nurdan Torun’un oğlu olan Cenk Torun, 90’lı yıllarda televizyonun en tanınan jönlerinden biriydi. Torun, oyunculukla yolunun nasıl kesiştiğini şöyle anlatıyor:
“1994 yılıydı ve üniversitede turizm otelcilik okuyordum. Annemin menajer arkadaşları bir gün bizi ziyarete geldi. Bana, ‘Yeni bir kız çıkıyor müzik piyasasına, çok da güzel bir şarkısı var. Ona klip çekeceğiz. Sen oynar mısın?’ diye sordular. Ben de ‘Bu işleri yapmayı düşünmüyorum, başka bir alternatif bulun’ dedim. Ama bu konuda ısrarcı oldular. Sonunda kabul ettim ve ilk kez Yıldız Tilbe’nin ‘Delikanlım’ klibinde yer aldım. Böylelikle bir ucundan bu işe girmiş oldum.
“90’lı yıllardaki hayranlarım sosyal medyadan onlarla çekildiğim eski fotoğraflarını ve günlüklerini gönderiyor. Günlüklerine ‘Cenk Torun’a âşığım, seviyorum’ gibi şeyler yazmışlar. Böyle şeylere çok duygulanıyorum.” (Hürriyet)
“Çılgın Bediş’teki hemen hemen herkesle görüşüyorum. Olabildiğince bir araya geliyoruz. Geçenlerde Yonca Evcimik, Çiçek Dilligil, Sonay Aydın, Rıza Sönmez ile internet üzerinde buluştuk. Yonca ile zaten sürekli görüşüyorum.”
Oyuncu, rol tekliflerinin gelmeye devam ettiğini söylüyor: “Bazı teklifler geliyor ama güzel bir şey olsun istiyorum. O yüzden inandığım işi bekliyorum. İyi bir rol için de kendimi hazır tutuyorum. Yeni nesilde çok başarılı ve kendini geliştiren oyuncular var. Bizim dönemimizde büyük sıkıntılar vardı. Şimdi işler farklılaştı. Oyuncular şanslarını iyi kullanıyor.” Cenk Torun, oğlu Can’ın “Çılgın Bediş”i izlediğinde çok sevdiğini belirtiyor: “Can da çok sevdi. Enteresan bir dizi, hangi jenerasyondan olursanız olun hayran bırakıyor. Çok güzel bir projeydi. Şimdi maalesef böyle projeler çıkmıyor. Hep birbirini taklit eden işler var. Çok arada değişik işler çıkıyor. Onlar da hemen izlenme oranı olarak kendini gösteriyor. Genel bir kısır döngü var. Hep aynı insanlar ve konular var.”
İYİ BİR ROL İÇİN KENDİMİ HAZIR TUTUYORUM
47 yaşındaki Cenk Torun’un, Can adında bir çocuğu var.Ailesiyle İstanbul’da yaşayan Torun, şimdi spor hocalığı yapıyor: “Sıkıntılı dönemlerde spora yöneldim. Spor beni ayakta tuttu. Spor hocalığına başladım. Bir dönem kendi stüdyomda dersler verdim. 2018’de ‘Adını Sen Koy’ adlı projede yer alınca ara verdim. Dizi başka kanala geçince reyting krizi yaşadı ve sonlandı. O sonlanınca ben de spor hocalığına devam ettim. Hâlâ da hocalığa devam ediyorum. Kendime olabildiğince bakmaya çalışıyorum. Elimden geldiği kadar sağlıklı yaşıyorum. Her gün egzersiz ve antrenmanımı eksik etmiyorum. Yediklerime dikkat ediyorum. Alkol ve sigara kullanmıyorum.”
Oktay karakterini Yekta Kopan seslendirdi
“Çılgın Bediş” dizisindeki Oktay karakterini Yekta Kopan seslendiriyordu. O dönem diziler sesli çekilmiyordu. Ben dublaj yaparken, kendimi seyretmekten konuşamıyordum. ‘O sahnede neden öyle yapmışım’ gibi kendime takılıyordum. O senkronu tutturamıyordum.
Hatalarımı arardım. Kendime dublaj yapmak bana göre bir şey olmadı, o yüzden beni Yekta seslendirdi. ‘Çılgın Bediş’te ben de bazen başkasını konuşurdum.”
Apar topar İstanbul’a geldim. Onun şokunu yaşadım. Uzun bir dönem 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, eski adıyla Boğaziçi Köprüsü’nü kullanamadım. Babam oradan atlayarak intihar ettiği için. Böyle sıkıntılı bir dönem geçirince bu da oyunculuktan uzaklaşmama neden oldu.” Oyuncuyu ayağa kaldıran enerji ise eşi Nevin Ursavaş oluyor: “Eşim bana, çok destek oldu. Bir şekilde alışıyorsunuz, hayat devam ediyor. Ben de alışmak zorundaydım.”
BABAMIN İNTİHAR ETTİĞİ KÖPRÜYÜ KULLANAMADIM
Cenk Torun, “90’larda çok ünlüydünüz. Askerlikle oyunculuğa ara verince bunalıma girdiğiniz anlar oldu mu?” sorusuna şu yanıtı veriyor: “Hayır, olmadı. Bu tamamen karakter meselesi. Ben hiçbir zaman kendimi öyle bir boşlukta hissetmedim. Sonuçta elimde yapabileceğim başka meslekler de vardı. Belki onun verdiği kuvvetle devam etmiş olabilirim. Fakat askerliği bitirdiğimin ilk gecesinde babam Enver Torun vefat etti daha doğrusu intihar etti.