İZMİR

Aşırı ‘sıcak’ hava deprem habercisi mi?

Depremlerin üç bilinmeyenli denklemden farksız olduğunu, bu nedenle de yerinin, büyüklüğünün ve zamanının belli olmadığını hatırlatan Öziçer, sözlerini şöyle sürdürdü:

Sıcak, soğuk, yağmur ve rüzgar sadece yer yüzünü etkilerken, depremler yer kabuğunun binlerce metre derinlikte oluşur. Ne insanların ne de hayvanların depremi önceden hissetmeleri mümkün değil.”

EGEDESONSÖZ – Hava sıcaklığının her aşırı yükselişinde vatandaşın aklına önce “Bu hava depremi tetikler mi?” sorusunun geldiğini hatırlatan Jeofizik Yüksek Mühendisi Sinancan Öziçer, “İzmirliler’in içi rahat olsun. Hava sıcaklığının yer sarsıntısıyla ilgisi yok” dedi.

Bu iki deprem, yıllar boyu dudaktan kulağa (Depremler aşırı sıcak havada meydana geliyor) diye yayıldı.

Yine 21 yıl önce bir 17 Mayıs’ta Marmara Depremi’ni yaşadık. 7,4 büyüklüğündeydi ve 20 bine yakın vatandaşımızı kaybetmiştik.

Oysa, 1939’da yaşanan Erzincan Depremi, 7.9 büyüklüğündeydi ve Aralık ayının son günlerinde meydana gelmiş, 40 bin kişi can vermişti.”

“Yaklaşık üç asır önce İzmir’i yıkan deprem 2 Temmuz’da meydana gelmişti. 7,0 büyüklüğündeydi ve 17 bin civarında can kaybı meydana gelmişti.

“Deprem ile hava durumu arasında hiç bir bağ yok. Yer sarsıntısı, takvimin her hangi bir gününde jeolojik bir sürecin sonunda meydana gelir.

Aşırı sıcak bir havaları çoğu kişinin “tam deprem havası” sözleriyle anlatmasının temelinde Türkiye’yi sarsan iki depremin olduğunu hatırlatan Jeofizik Yüksek Mühendisi Sinancan Öziçer, sözlerini şöyle noktaladı: