Milyonlarca göçmen kuş yılda iki kez İsrail'in Hula vadisinde konaklıyor. 25 yıldır göçmen kuşları yakından izleyen kuşbilimci Şay Agmon şimdiye dek erkek ve dişi turnaları hiç birlikte görmediğini söylüyor. (DW Türkçe/AFP)
Dürbününü elinden düşürmeyen kuş meraklısı 25 yıldır göçmen kuşları gözlemliyor. Çocukken ördeklerin peşinden koştuğunu anlatan Şay Agmon turnalara hayran. Onların hayat boyu süren romantik ilişkisini öve öve bitiremiyor. Binlerce kuş arasında keşfettiği genç çift de kısa süre sonra sürüyle birlikte havalanıp, konakladıkları Hula vadisinden ayrılıyor.
Hula vadisi İsrail'in tam kuzeyindeki Lübnan-Suriye-İsrail sınır üçgeninin çok yakınlarında bulunuyor. Dünyanın papirüs yetişen en kuzeydeki bölgesi sayılan Hula vadisinin havası kış mevsiminde de soğumuyor ve göçmen kuşlar sıcak ve rutubetli iklimiyle tanınan bu vadide konaklayıp, dinleniyor. Vadide 300 çeşit kuş yaşıyor.
Günümüzde yarım milyon turistin ‘kuş safarisine' çıktığı Hula bundan 60 yıl önce bataklıktan ibaretti. 1952 yılında sıtmayla mücadele ve tarımlık arazi kazanma amacıyla bataklık kurutulmuş. Ornitolog Şay Agmon bataklığın kurutulmasının hata olduğunu söylüyor.
Tarımcılık arttıkça erozyon topraktaki mineralleri Şeria nehrine sürüklemiş ve İsrail'in en büyük tatlı su gölü yosun tutmaya başlamıştı. 1990'lı yıllarda Hula vadisi kısmen eski doğal görüntüsüne kavuşturulduktan sonra göçmen kuşlar sulak arazileri doldurmaya başladı.
İki kıta arasındaki Büyük Afrika Fayı Hula vadisinden geçip, Ölü ve Kızıl Denizler üzerinden Etiyopya, Kenya ve Mozambik'e kadar uzanıyor. Göçmen kuşlar sonbaharda bu hattı izleyerek kışı geçirdikleri Afrika ülkelerine uçuyor. İsrail, Orta Asya ve Avrupa'dan sökün eden kuş sürüleri için önemli bir kavşak oluşturuyor.
Batı Avrupa'daki göçmen kuşlar genellikle Cebelitarık üzerinden kıta değiştirirken, bir bölümü Anadolu – İsrail rotasını tercih ediyor. İsrailli kuşbilimciler yılda iki kez ülkelerinden geçen kuş sayısının 500 milyonu bulduğunu belirtiyorlar. Avrupa'dan göç eden kuşların çoğunluğunu leylek, kartal, kara çaylak ve serçe büyüklüğündeki sayısız ötücü kuş türleri oluşturuyor.
Şay Agmon'un işaret ettiği 30 kadar kırlangıç Kenya ve Tanzanya'dan gelmiş. Yolları Hula vadisinde ayrılıyor. Kırmızı gövdeliler Asya'da kalırken, beyaz gövdeli kırlangıçlar Avrupa yönünde yollarına devam ediyorlar. Bu kuşlar Tuna ve Ren nehirlerinin üzerinden yazlıklarına uçuyorlar.
Leyleklerin Doğu Afrika ile Almanya arasındaki yolculukları birkaç hafta sürüyor. Bu mesafeyi bir ayda alan leylekler de oluyor. Alman ornitolog Wolfgang Fiedler iklim değişikliğinin kuşlar üzerindeki etkisini araştırmış. Almanya'da yazı geçiren kuş türlerinden 30'u kış aylarında konaklamak için artık o kadar yol kat etmiyor. Afrika'ya geçen kuşlar da Sahel altı bölgelerde kuraklığın artması yüzünden kış aylarında sıkıntı çekiyor.
15 yıldır Hula vadisinden geçen 120 bin turnanın üçte biri kışı İsrail'de geçiriyor. Yolu kısaltmalarının tek nedeni küresel ısınma değil. Vadinin eski haline dönüştürülmesi de bunda etkili oluyor. Göçmen kuşlara tarlaları talan etmemeleri için yem olarak günde birkaç kez mısır veriliyor.
Yılda yarım milyon euroya mal olan yemleme kampanyası etkisini göstermiş ve turnalar tarlalara zarar vermeyip sadece yemliklerin olduğu yerlere gelmeye başlamış. Yerli turnalara göçmen kuşlar da eklendiği için özellikle şubat ayında Hula vadisi ‘kuş almaz' hale gelebiliyor. Bu manzarayı pür dikkat izleyen İsrailli ornitolog Şay Agmon yem yedikten sonra havalanıp yönünü Avrupa'ya çeviren leyleklere el kol hareketleriyle ters yöne uçtuklarını belli etmeye çalışıyor.