Basmane Çukuru nam-ı diğer 'utanç çukuru'… İzmir'de yaşayan da bilir, seyahat için gezen, dolaşan da. Herkesin hiç olmazsa en az bir kere görmüşlüğü vardır. 1997 yılında dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura uzun yıllar belediye otobüslerinin garaj olarak kullandığı kentin göbeğindeki bu yeri satma kararı almıştır. Ve satış işlemi uzun tartışmaların ardından gerçekleşir. O dönem sermayesi güçlü, yapısı sağlam olan 'Güçbirliği Holding' adına burayı İzmirli sanayici Kemal Zorlu 35 milyon dolar ödeyerek satın alır. Amaç ise içinde opera binası, kültür sanat merkezleri ve geniş yaşam alanlarıyla bir iş merkezi yapmaktır. Bu sırada, koltuğu bir dönem 'kaptırdığı' Büyükşehir eski Belediye Başkanı Yüksel Çakmur ise sürece dava açar. Hem çukuru hem de projeyi uzun yıllar belirsizlik bekler. Davalar, itirazlar, yargı süreci derken 2001 krizinde batan EGS Bank'tan kredi kullanan Güçbirliği Holding de zor duruma düşer. Kısa süre sonra büyük umutlarla satın alınan yer borçlara karşılık Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu'na (TMSF) geçer. Türkiye gündeminin de yakından takip ettiği çukur ve içine düşenlerin hali tartışılırken Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna merhum Ahmet Piriştina oturur. O da uzun çabalar sonucunda bir sonuç alamaz. Sonrasında ise Aziz Kocaoğlu dönemi başlar. Başkan doğrudan TMSF ile masaya oturur ve yoğun görüşmeler sonucunda yüzde 18 olan belediye payını yüzde 30'a kadar çıkartır. Artık, içinde 'kurbağaların ürediği, ördeklerin yüzdüğü' doğal gölet haline gelen yerde pay, hisse netleşmiş, meselenin adı konulmuştur. Kim ne yapacaksa her koşulda belediye ile masaya oturmak zorundadır.
Neredeyse 20 yıldır gündemde olan Basmane Çukuru'nu TMSF ihalesinden herkesin bildiği gibi geçtiğimiz yıl, Folkart'ın sahibi olan Sancak ailesine ait Saya Grup'a bağlı Livamine Madencilik 80 milyon dolara satın almıştı. Sonrasında Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak projeyi Akça Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Akça ve Namet'in sahibi Tarık Kayar ile yapacağını açıklamıştı. Sonrasında ise görücüye üç farklı proje sunuldu ve bir tanesi oylamada birinci çıktı. Üçgen bir alanda yapılacak projenin yüksekliği, durumu, Kültürpark alanı da karıştırılarak tartışılmaya açılsa da görseller gün yüzüne çıktı.
Peki sonrasında ne oldu? Folkart'ın ikiz kule şeklinde yapmayı planladığı 'Folkart İzmir' projesi başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu tarafından uygun bulunmadı. Kocaoğlu, çizim dışında iki kulenin alt kısmında 'belediye payı' olarak ayrılan alanı kabul etmedi. Kulelerin, belediye hizmet alanı üzerinde yükselmesine sıcak bakmadı. Hal böyle olunca yeniden proje revizyonu kararı alındı. Şimdiye kadar Folkart tarafından yapılan çizimler, mimari çalışmalar çöpe atıldı. Belediye ile Folkart masaya yeniden oturdu. Ve Aziz başkan 'belediye için yapılacak alanın bağımsız olmasını istiyorum' mesajı verdi. Mutabakat sağlandı. TMSF'den hisse oranını yüzde 30'a çıkartan başkan şimdi de Folkart'ın yapacağı inşaattan bağımsız, ayrı, ticari faaliyetten uzak binayı koparıp aldı.
Bu arada bir önemli gelişme daha yaşandı. Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Sancak, projeyi birlikte yapacağı Rıza Akça ve Tarık Kayar ile yolları ayırdı. Daha önce yaptığı sözleşmeleri feshetti. Kısaca ortaklık sonlandırıldı. Proje bundan sonra Folkart tarafından tek başına yapılacak. Hukuken zaten bir sorun yok. Sadece konsorsiyum sinerji yakalayamadı. Şimdi yeniden çizim yapılacak. Belediyenin payı, şirketin talepleri yeniden masaya konulacak. Ortak akıl ile tekrar görücüye çıkartılacak. Neredeyse 20 yıldır çukurun kapatılmasını bekleyen İzmirliler bir süre daha bekleyecek. Ne diyelim bitsin artık bu hikaye!