Foks ölünce ne çok üzülmüştü!

Bugün Pazar...

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...

Atatürk'ü bu köşede anma ve hatırlama günü...

Bir kez daha...

Az bilinen yaşanmış öykülerden birini daha paylaşalım...

Bunu yaparken de...

Bu anılar demetinin bugünlere taşınmasını sağlayan…

'Atatürk'ün Uşağıydım' kitabının yazarı Cemal Granda'yı…

Saygıyla analım…

***

Doğrudur…

Atatürk'ün en sevdiği hayvan atlardı…

Ancak…

Köpeklerine de pek düşkündü…

Bu vefakar iki hayvana ayrı bir sevgi besler…

Onlara çok acırdı…

***

Birinci Dünya Savaşı sırasında…

Alp adında çok sevdiği iri bir köpeği vardı…

Atatürk'ün kapısında bekler…

Hiç kimseyi içeriye bırakmazdı…

Kurtuluş Savaşı sırasında…

Yunanlılar'ın bıraktığı beyaz-sarı karışımı bir av köpeği vardı…

Albert adındaki o köpeğe de çok düşkündü…

Ölümüne çok üzülmüştü…

***

Atatürk'ün, bunlardan başka…

Foks adında bir köpeği daha vardı…

Yalova'da seyyar fotoğrafçılık yapan birisinden…

50 liraya satın almıştı…

O günlerde 50 lira büyük paraydı…

Foks o sırada yavruydu…

Aslında bir sokak köpeğiydi ama tüyleri çok güzeldi…

Gazi, bi'kez daha yavruya dikkatle baktı ve…

Yanındakilere talimat verdi:

'Bu adamı memnun ediniz!'

***

Foks aşağı, Foks yukarı derken…

Hayvancık büyüdü, uzun süre Köşk'te kaldı…

Bir Cumhurbaşkanı köpeği olarak…

Hayatta kendi cinslerinin hiç birine nasip olmayan…

Rahat ve mutlu hayat sürdü…

***

Foks, Atatürk'ün yatak odasında yatardı…

Karyolasının ayak ucunda…

O'nun için diktirilmiş özel bir minder dururdu…

Atatürk sabaha karşı yatağına girene kadar Foks da uyumaz…

O'nu bekler…

Ancak sahibi yattıktan sonra mindere kıvrılırdı…

Çok sadık ve çok duyguluydu…

***

Atatürk'ün Foks'a düşkünlüğünü bilen bazı dalkavuklar…

O'nun asil bir kandan geldiğini söyleyecek kadar ileri gidip…

'Köpeğiniz, maşallah insandan bile akıllı!' derlerdi…

Atatürk, bu konuşmaları belli belirsiz bir gülümsemeyle dinler…

Foks'a bakıp başını sallardı…

***

Bir akşam Atatürk, aniden sordu:

'Bu köpek çiftleşti mi?'

Anlaşılan, Foks'un keyifsiz halini…

Cinsel bozukluğuna yoruyordu…

Hizmetinde olanlar…

'Konya'da iki ay önce çiftleşmişti…' dediler…

Atatürk'ün verdiği karşılık sert oldu:

'İyi ama, o orada kaldı… Konya başka, Ankara başka… Ben burada bir şey oldu mu diye soruyorum…'

'Henüz olmadı Paşam…' cevabını alınca da şöyle dedi:

'Hayvanlar belirli zamanlarda çiftleşirler… Onların asaletini görüyor musun? Hiç değilse arzularının mevsimi var… Onlar kadar olamıyoruz…'

***

Atatürk'ün manevi kızı Afet İnan…

Darülaceze'den dört-beş yaşlarında bir evlatlık almıştı…

Adı, İnci'ydi…

Ortalıkta dolaşır, Köşk'tekilerin sigaralarını yakardı…

Bir gün…

Muziplik olsun diye Foks'un ağzına bir sigara tutuşturmuş...

Hayvan bunu önce…

Taşıması için ağzına verilen bir çubuk sanmış…

Ardından evlatlık kibriti çakmış…

Alevden ürken Foks, bir an ne yapacağını şaşırmış…

Evlatlık kız kibritleri peş peşe yakıp hayvana doğru tutuyormuş…

Foks gözlerini orada bulunanların üstünde gezdirmiş…

Küçük kıza hiçbir şey yapmamış…

Ne dişlerini göstermiş ne de hırlamış…

Boynunu büyük bir kenara çekilmiş…

Sessizce beklemeye başlamış…

Atatürk bu olaydan çok duygulanmış ve şöyle demiş:

'Gördünüz mü, şu köpek bile insan denen mahluktan çok daha temiz ve çok daha asildir…'

***

Foks aslında hırçın bir köpekti…

Yıllarca Atatürk'ün yanında kaldı…

Bir gün Gazi'nin elini sarılı gördüler…

Meğer…

Ne olmuşsa olmuş, Atatürk, köpeğine sinirlenmiş…

Eğer doğruysa bir kaç kez de terlikle poposuna vurmuş…

Garip Foks da…

Dayanamayıp Gazi'nin elini ısırmış…

Bunun üzerine köpeği Köşk'ten uzaklaştırdılar…

Yeni evi olacak çiftliğe götürdüler…

***

Atatürk'ten uzaklaşınca çok yaşamadı Foks…

Veterinerler…

Atatürk mutlu olur diye…

Foks'u mumyalamışlar, her daim O'nu canlı gibi görsün istemişler…

Atatürk…

Bir gün çiftliğe gittiğinde ne görsün?

Çok sevdiği Foks, vitrin içinde canlı gibi kendisine bakıyor…

Atatürk'ün içi, acıyla burkulur…

Üzgün bir halde talimat verir:

'Sevdiğim bir mahluku böyle görmek istemem; kaldırın O'nu derhal…'

Atatürk'ün…

Elini ısıran köpekten…

'Sevdiğim mahluk' diye söz etmesi oradakileri şaşırtır…

Bunu yüzlerinden okuyan Atatürk…

Kalbinden geçenleri şöyle seslendirir:

'Her ısırana kızılmaz… Foks beni can acıtmak, fenalık yapmak için ısırmamıştır…'

Nokta…

Sonsöz… 'Köpeğiniz dünya üzerinde sizi kendinizden bile daha çok sevecek tek canlıdır… / Anonim…'