Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Şakir Ercan Gül, Anadolu Ajansı'nın (AA) 100. Yıl Vizyonu çerçevesinde geliştirdiği AA Finans Haberleri Terminali'nden canlı yayınlanan Finans Masası'na konuk oldu.

FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından TMSF'nin çalışmalarına yönelik soru üzerine Gül, Türkiye'nin, kurulduğu günden bu yana zaman zaman toplumsal iradeyi bozacak saldırılara maruz kaldığını, her ne olursa olsun seçim mekanizması ve sandığa güvenilmesi gerektiğini söyledi.

'12 kişiyi görevden uzaklaştırdık'
Şakir Ercan Gül, TMSF'de, şirketler hariç 380 civarında kamu görevlisi bulunduğunu, 15 Temmuz öncesinde paralel yapı ile irtibatlı olduğunu düşündükleri kişileri pasifize ettiklerini, sonrasında da objektif kriterlere dayalı olarak 12 kişiyi görevden uzaklaştırdıklarını söyledi.

FETÖ soruşturması kapsamında TMSF'ye bugüne kadar kaç şirket devredildiğine yönelik soruyu Gül, 'Şu ana kadar aşağı yukarı 252 şirket TMSF yönetimine devredilmiş durumda. Bunların sayısının kaça çıkacağı konusunda herhangi bir şey söylemek mümkün değil. Bunlar ilgili mahkemelerin kararı çerçevesi içerisinde bize geliyor. Kanun Hükmünde Kararname çıktıktan hemen sonra devredilmedi, süreç içerisinde devrediliyor, devredilecek. Kayyum atanan şirketlerin kayyumluğu... KHK diyor ki 'Artık TMSF'ye devredilir. Kayyum atanmamış şirketlerde bundan sonra bir kayyum ihtiyacı olursa da o zaman doğrudan doğruya o kayyum TMSF olacak.' şeklinde yanıtladı.

Gül, TMSF'ye devredilen FETÖ bağlantılı holding ya da şirketlerde sürecin nasıl işleyeceğine ilişkin soru üzerine de, şunları kaydetti:

'KHK'nin arkasındaki en önemli mantık... Biliyorsunuz ki soruşturmalar devam ediyor. Bu soruşturmalar çerçevesinde bu şirketlerin çok uzun yıllar TMSF'de kalabileceği, uzun yıllar bu soruşturmaların bitmeyeceği düşüncesiyle satış yetkisini TMSF'ye vermesinin en önemli nedeni ekonomiye olumsuz etkilerinin sınırlandırılması, en fazla fayda sağlayacak tarzda bir mantık ile KHK hazırlandı. Vatandaş hukuku, bu mal sahiplerinin hukukunu savunma anlamında, bir kısmı beraat de edebilir. Beraat ederlerse varlıkları satmamışsak zaten ilgili şirkete iade edeceğiz. Eğer satmışsak satış bedelini mahkemenin o kararı verinceye kadarki dönemde bir hesapta bloke edeceğiz. O blokaj sonucunda o parayı, değeri nemalandıracağız. Mahkeme sonunda mahkumiyet olursa bu paralar kamuya intikal edecek. Mahkumiyet olmayıp beraat ederlerse ilgililere iade edilecek. Hak sahiplerinin mülkiyet haklarına dokunulmamış olacak. Mümkün mertebe bu kadar önemli ve geniş sayıda şirketin dışsal zararlar üretmemesini sağlamak, ekonomiye en fazla katkıda bulunabilecek ya da en az zarar oluşturabilecek şekilde çözümlemesini sağlayabilmek. Bu amaçla KHK hazırlandı ve biz de buna göre uygulamaya çalışacağız.'

'TMSF'nin artık kendisi kayyum'
FETÖ soruşturması kapsamında devraldıkları şirketleri ekonomik açıdan herhangi bir sıkıntı yaratmayacak şekilde yönetmek durumunda bulunduklarını, TMSF'ye devrin gayesinin de bu olduğunu ifade eden Gül, 'Bu şirketler eğer normal mekanizma ile yürüyebilecek şirketlerse... Ama bazı şirketler öyle değil. İşletme sermayesi çekilmiş, içinde bir değer kalmamış şirketler de var. Dolayısıyla bu şirketlerle ilgili eğer grup içerisinde bir transfer yapma imkanımız varsa onu da değerlendireceğiz. Yoksa bu şirketleri tasfiye edeceğiz.' şeklinde konuştu.

TMSF'nin artık kendisinin kayyum olduğunu ifade eden Gül, 'Biz artık kayyum değil, yönetim kurulu atıyoruz.' dedi. Söz konusu yönetim kurulu üyelerinin önemli bir bölümünün TMSF personeli olduğunu belirten Gül, ayrıca işletmelerin faaliyetine yararlı olabilecek özel sektördeki mali müşavir ve avukatların da yönetim organına atandığını söyledi.

Gül, şirketlerin satış takvimine ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti:

'Bunların yargı dosyalarına bakmak lazım. Oradaki süreci takip etmek lazım. Tereddütlü bir durum olup olmadığına bakmak lazım. Yargısal süreçle birlikte değerlendirilecek şeyler... Bunların içerisinde kısa zamanda satılması gereken şeyleri satışa hazırlayacağız en kısa zamanda. Ben tarih vermiyorum ama 2017 olabilir, 2017 başında olabilir. Genel bir şey söylemiyorum. Şirketin durumuna, suçun isnat derecesine göre bir sürü şey etkili oluyor. O belirsiz alanları da dikkate alarak bunları bir şekilde ekonomiye, daha sağlıklı ellere ulaştırmaya çalışacağız. Dolayısıyla bu konuda kamuoyunun desteğini istiyoruz. Çünkü burada zor bir iş yapıyoruz. Devletimiz ciddi bir saldırıya maruz kaldı. Bu saldırının bir daha tekerrür etmemesi noktasında, ekonomiye maksimum fayda ya da minimum zarar oluşturmak prensipleri çerçevesinde iyi niyetle ve hukuka uygun şekilde bunları çözümlemeye çalışacağız. Bundan sonra milletimizin duasını istiyoruz.'

'Ya kayyum ya da TMSF idare edecek, 3'üncü bir seçenek yok'
Şakir Ercan Gül, şöyle devam etti: 'Soruşturma sonunda, teröre finansman sağlama noktasında tespit varsa, o tespit de mahkeme tarafından onaylanırsa, teröre desteğin sonucu olarak bütün dünyada olduğu gibi devletimiz de onu yapacaktır. 'Aksi ispat edilinceye kadar herkes masumdur' prensibinden yola çıkarak bu şirketlerin sahipleri teröre finansman konusunda belki beraat edeceklerdir. Beraat ederlerse mülkiyet haklarına dokunulmayacak bir yapı düşünüldü. Kanunda 'eğer işletmeyi satsanız da bunun parasını nemalandırın. Mahkeme sonunda bu kişi beraat ediyorsa buna iade edin' deniyor. Ama mahkum olursa o para kamunun olacak. Bir suç iddiası var ki kayyum atanmış. Ya kayyum ya da TMSF idare edecek, 3'üncü bir seçenek yok.' (AA)