Çok tazeydi o anket…
Konusu acayip hassastı…
Ve…
Dün yayınlandı…
Üstelik Kartalkaya faciasının acısı sürerken…
Ve dahi…
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın…
Gözaltına alındığı saatlerde…
***
Anketin başlığı…
Sonuçları itibarıyla hepimizin yüreğine iğne batıran cinsten:
“Türkiye’de adalet var mı?”
Anketin imzası, ASAL Araştırma’ya ait…
Türkiye genelinde…
Bu yılın 10-14 Ocak arasında 1800 kişiye sorulmuş bu soru…
Sonuçlar acıklı…
Ankete katılanların yüzde 71'i "Adalet yok" yanıtı veriyor…
Yüzde 21,1’i ise “Adalet var” cevabında birleşiyor…
Fazla söze gerek yok; tablo budur!
***
Aşağı yukarı bir yıl önce…
CHP Karaman Milletvekili ve…
TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Av. İsmail Atakan Ünver…
Gazi Meclis’in çatısı altında…
Şöyle demişti; hiç unutmuyorum:
“Türkiye bugün mahvoluşu yaşıyor... Bugün Türkiye'de hukuk devleti yok, adalet yok; bununla birlikte, ekonomik refah da yok... Eğer medeniyetin ve gelişmiş ülkelerin tarihsel tecrübelerini yok sayarsak, yani Atatürk'ün ulaşmayı öğütlediği muasır medeniyeti yok sayarsak her alanda üçüncü dünya ülkeleri düzeyinden yukarı çıkamayız…”
Kulak asan çıktı mı?
Olmadı…
“Yok canım, olur mu böyle bi’şi?”
Diyen oldu mu?
Olmadı…
***
İki gece önceden “unutulmaz” bir örnek…
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın gözaltına alındığı anlar…
O gece; saat 19.45…
Her şey restoranda başlıyor…
Prof. Dr. Ümit Özdağ…
10 yıldır birlikte çalıştığı özel kalem müdürü Gülay Kaloğlu’nu…
Cep’ten arıyor:
“Gülay Hanım, bilgin var mı bilmiyorum... Polis beni gözaltına alıyor. Evden hemen tansiyon ilacımı getirin…” diyor... Şaşıran Gülay Hanım, hemen toparlanıyor ve “Hocam evden almaya gerek yok, şimdi eczaneden alıp size yetiştiririm” karşılığını veriyor…
***
Özel kalem müdürü tansiyon ilacını…
Prof. Özdağ’ın sağlık kontrolünden geçtiği hastaneye yetiştiriyor…
“Ben, sayın Özdağ’ın özel kalem müdürüyüm; O’na tansiyon ilacını getirdim” diyor…
O da ne?
Gülay Hanım’ı, Özdağ’a yanaştırmıyorlar bile…
***
Ve son bir örnek…
Milletçe…
Geleneksel hale gelen “acılarımız”dan korkunç bir örnek…
Bolu Kartalkaya’da yaşanan…
Yangın faciasından…
Kan donduran bir hayat acısı…
Belki de bir ilk…
Meşaleye dönen Grand Kartal Otel’in çalışanlarından…
25 yaşındaki Şevval Şahin de alevler arasında kalıyor…
12. katta görevli…
“Ölmek istemiyorum…” diye çığlık atarken…
Son bi’kez babasının sesini duymak istiyor…
Arıyor Cep’ten…
Baba Erdal Şahin’le görüntülü konuşuyor…
Sanki babası…
Elini tutacak kadar yakınmış gibi hissediyor kendisini…
İddiaya göre…
Şevval…
Babasının sesinden moral buluyor ve…
Yanarak ölmemek için!
Babasının sesi kulağında 25 metreden atlamaya karar veriyor…
Yaşıyor Şevval ama ağır yaralı…
***
Bitiriyoruz…
Resmi anketlerde bile…
Görüyoruz ki…
Adalete inanç kalmamış…
Milletvekili bir hukukçu bile…
Gazi Meclis’in çatısı altında…
“Türkiye’de adalet yok!” diyor…
Bu ülkenin siyasi liderlerinden biri yemek yerken…
Gözaltına alınıyor…
Sürekli kullandığı “tansiyon” ilacını kullanmasına izin verilmiyor…
Şaka değil; gerçek…
Bir yangın felaketi yaşanıyor…
Aradan 48 saat geçti…
Hayatını kaybedenlerin sayısı, 80’e doğru gidiyor…
Hastanelerde 50 yaralı var…
Herkes şunu soruyor:
“Kartalkaya’de neden bu kadar çok kişi hayatını kaybetti?”
Bu facia önlenemez miydi?
Yangın neden
Otelde herkes uykudayken…
Sabaha karşı “03.00”ü gösterirken başlıyor?
Hepsi meçhul…
Korkarım, suçlu ya da suçlular bulunur ve…
Adaletin önüne çıkarılır…
Umutlu muyum?
Ne yazık ki, hayır…
Neden diyeceksiniz?
İşte kanıtı:
Bu da yangın faciasının en acıklı hali:
Otel yangını faciasında vicdanları yaralayan cenaze fırsatçılarının ortaya çıktığı iddia ediliyor… Kentte dışarıdan gelen bazı özel cenaze nakil araçlarının hayatını kaybedenlerin ailelerinden “100 bin TL”ye kadar rakamlar talep ettiği iddia ediliyor…
Hamiş: Bari buna engel ol be Devlet Baba…
Yok mu senin bu zavallıların cenazelerini kabirlerine götürecek kadar gücün?
Nokta…
Sonsöz: “Adaletin kuvvetli, kuvvetlinin de adil olması gerekir… / Blaise Pascal - Fransız bilim adamı, mucit ve Katolik düşünür…