Dün (Cuma) eşimle Narlıdere'de yürüyüşe çıktığımızda, CHP'nin seçim otobüsü ile karşılaştık. Seçmenlere akşamüstü CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Narlıdere'ye geleceğini anons ediyordu.
Bunun üzerine Hülya, 'Erdoğan'ın aklı İstanbul'da, Özgür Özel'in de İzmir'de' dedi. Böylece yazının başlığı oluştu.
Akıl neredeyse beden de oraya gidiyor haliyle.
Erdoğan, 17 Bakan ile birlikte İstanbul'da mesaisine devam ediyor mecburen. Çünkü İmamoğlu karşısında üçüncü kez yenilecek gibi gözüküyor. Yandaş araştırmacılar bile bu yönde açıklamalar yapıyor.
Bu yenilgi çok çok önemli. Üstelik öyle son dakika gölü veya haksız penaltı ile değil. Futbol terimleri ile devam edecek olursak, taktik ile oyun kurarak bir galibiyete çok yakın İmamoğlu. Bu işin sayısal yanı.
Ama niteliksel tarafı daha da önemli. Çünkü başarılması çok zor bir işi başarmış olacak. Yüzde 28 düzeyindeki CHP oyunu, partiler ittifakı olmamasına rağmen neredeyse katlayacak duruma gelmesi kolay değil. Buradaki en önemli mesele, neredeyse yirmi - yirmibeş yıldır bloklarından uzaklaşmayan seçmen kitlelerini ikna ediyor olması.
Bu Ankara ve İstanbul hariç diğer illerde çok da görülmeyen bir durum. Ama bu sonuç, sadece İstanbul ve Ankara belediye yönetimlerini kazanmak ile sınırlı değildir. Bundan sonraki seçimlerde Erdoğan rejimine son verme potansiyeli olan bir siyasal oyun kurma stratejisidir.
Seçim döneminde İzmir'i hiçbir genel başkan Özgür Özel kadar ziyaret etmemiştir. Neredeyse İzmir'i terk edemiyor. Atadığı adayın seçim kampanyasını yürütemediğinin farkında. Birçok ilçede de ne seçim heyecanı yaşanıyor ne de çoşku.
CHP'nin İzmir'i kaybetme ihtimali yok. Ancak Tunç Soyer'in, 'Endişeliyim, aradaki fark kapanıyor' sözleri belli bir kaygıya yol açmış besbelli. Evet, Cemil Tugay, bu kampanyada desteği büyütebilecek biri değil.
Muhtemelen 1 Nisan sabahı, Tunç Soyer, bakın ben %58 almıştım diyecek. Tabii ki, o 6-7 partinin ittifakı sonucu idi. Bu defa Tunç Soyer de öyle bir oran göremezdi. Ondan da şikayet az değildi. Eş dost belediyeciliği ve bütçe kullanımı ile şovlarına yönelik epeyce eleştiriler vardı.
Özgür Özel de anketlere göre memnuniyet düşük demişti. Ama anketlerde memnuniyet yüksek diye Cemil Tugay'ı bulmadı sanırım. Yine birçok ilçede anketlerde yer almayan ve mülakatlara bile katılmayan adayların atanmasından belli bu durum.
Defalarca anket yaptık, mülakatlar yaptık, sonra da Veli Abi ile oturup liste yaptık demiş oldu Özgür Özel. Bu tabanda ciddi tepkilere yol açtı. Kızgın ve küskünleri artırdı.
Buna rağmen en büyük şansı, seçmenlerin büyük çoğunluğunun adaydan bağımsız olarak Erdoğan ve AKP karşısındaki en şanslı adaya yönelme eğilimleridir. Tabii yine de bu seçim sonuçlarından 1 Nisancılar için Özgür Özel yönetimine karşı epeyce malzeme çıkacaktır.
Kılıçdaroğlu'nu İmamoğlu ile birlikte devirdikleri halde, yumurta küfesi Özel'in sırtındaydı ve kırılan yumurtaların faturasını İmamoğlu'na değil Özel'e kesilmesi kaçınılmazdır.