’“Bizler insanız ve faniyiz. Ölünce Hoca Efendi Cumhurbaşkanı niyetine, Başbakan niyetine demeyecek, er kişi niyetine diyecek’” dedi.
Başbakan bu sözleri, önce oğlunu ve ailesini sonra da 19 adet uçağa yüklediği servetini Mısır’’ın dışına kaçıran birine söyledi. Mübarekten evvel Tunus Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali ve eşi Leyla Hanım da, tüm haram servetlerini uçaklara yüklemişler, bunlarla yetinmeyip 1,5 ton külçe altını da yanlarına alarak, kendini İslam dininin günümüzdeki halifesi yerine koyan Suudi Kralının yanına kaçmıştı.
Başbakan Erdoğan Hüsnü Mübarek’’e ve Zeynel Abidin Bin Ali’’ye yani ’“Milletini soyan hırsızlara’” söylediğinin benzerini Suudi Krala söyleyebilir mi? Yani şunu diyebilir mi;
’“Sayın Kral, bu hırsızları yani milletini soyanları niçin barındırıyorsun?Sizin yaptığınız suça ortak olmaktır. Bu hem günahtır, hem de suçtur, sizin bu yaptığınız ne dine sığar, ne de imana.’”
İki sebepten Kral Hazretlerine böyle ucube sorular sorulamaz;
*Ya, Suudi Kralı bölgemizde yapılan yatırımlar hakkında bildiklerini söyler ve bazı banka hesaplarını açıklarsa,
*Allah saklasın, ilerde ya bizde sığınacak bir yer ararsak?
Başbakan Erdoğan, konuşmasında AKP’’nin 9 yıllık yönetiminde Dış Politikadaki başarılarını da anlattı.
Amerikalıların ’“Pilli Tavşan’” adını taktıkları Bakan Davutoğlu’’nun çalışmalarıyla komşularımızla olan problemlerimizin nasıl sıfırlandığını beraberce irdeleyelim;
*Yunanistan Başbakanı Yorgo Erzurum’’da, Başbakan Erdoğan’’ın gözünün içine bakarak; ’“Kıbrıs’’ta işgal sürdüğü müddetçe Türkiye AB üyesi olamaz’” dedi. Yani Türk Ordusu Kıbrıs’’ta işgalcidir, Türk Ordusu Kıbrıs’’tan çıkmaz ise siz AB’’ye giremezsiniz demek istedi..
*Alman Başbakan Merkel, Güney Kıbrıs’’a gitti. Rumlara; ’“Kıbrıs sorununun çözümü için çabalarınız takdire değer, ama Türkler hiçbir çaba sarfetmiyor, dedi. Bildiğiniz gibi, onlar Güney Kıbrıs Rum Yönetimini tüm adanın meşru hükümeti olarak kabul ediyorlar. KKTC ise ’“Korsan Devlet’” olarak kabul ediliyor. Pilli Tavşan Davutoğlu; ’“Ne korsanı ne işgalcisi Sayın Merkel, dön de adanın güneyine bir bakıver. İngiliz üssü, İngiliz askerleri orada. Yunan Askerleri de orada. Onlar işgalci, korsan olmuyor da, uluslararası anlaşmalarla adaya giden Türk Askeri mi korsan ve işgalci oluyor?Sizin hiç utanmanız yok mu?diyemedi. Sanki dili tutuldu!...
Başbakan Erdoğan, Merkel’’den özür dilemesini istedi ve ’“Sayın Merkel, Kıbrıs’’ın geçmişini bilmiyor, eski Alman Başbakanına sorsun’” dedi. Cevap, Merkel’’in basın danışmanından geldi; ’“Sayın Merkel’’in tarih dersine ihtiyacı yoktur!’”
*Yunanistan Cumhurbaşkanı Papulyas ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Serkisyan Atina’’da bir araya geldiler. Yapılan ortak açıklamada;
’“Yunanistan ile Ermenistan’’ın büyük acılar çekmiş halkları olağanüstü barbarlıklara maruz kaldılar ve aynı barbarlar tarafından(Türkler) katledildiler. Hala Barbar tehdidine karşı silahlanmak zorundayız, bu yüzden ekonomimiz düze çıkamıyor, dendi.
AKP Hükümetinin, Azerbaycan’’ı küstürerek Ermenistan’’a taviz vermesi de bir işe yaramadı. Hem kardeşlerimizin kalbini kırdık hem de zavallı Ermenistan’’dan fırça yedik.
Bu dış politikaya, ’“Komşularla Sıfır Problem’” politikası denemez. Dense dense, Türk Dış Politikasının bu beceriksiz ekip sayesinde ’“Sıfır Politikaya’” , yani politikasızlığa mahkum edildiği söylenebilir.
Başbakan Erdoğan konuşmasının başında insan olduğumuzu, ölünce hoca efendinin, kim olursanız olun sadece ’“Er kişi niyetine veya Hatun kişi niyetine’” diye cenaze namazını kıldıracağını söyledi. Doğrudur, hoca efendi cenaze namazını bu niyetle kıldıracak, ama namazdan sonra en son olarak, mevtanın ruhu için ’“El-Fatiha’” diyerek, Fatiha Suresi’’nin okunmasını isteyecek’….
Tıpkı Amerikalıların Pilli Tavşan’’ının haysiyetli Türk Dış Politikasına ’“el- Fatiha’” dedirttiği gibi. İnanın bunlardan ’“Cami İmamı’” olmaz, olsa olsa ’“Gasilhane İmamı’” olur’….