İl Başkanı Ali Engin ve beraberindeki heyet siyasi partiler ve iş dünyasının ardından STK'lara konuk olarak İhsanoğlu için destek istedi.
Engin ve CHP heyetinin ilk durağı DİSK Bölge Temciliği oldu. CHP İl Başkanı ziyarette çarpıcı açıklamalarda bulunurken, Deniz Baykal konusunda çok konuşulacak bir açıklama yaptı.

Engin, ülkenin yaklaştığı cumhurbaşkanlığı seçiminin yıllardan beri tartışılan bir konu olduğunu söyledi. Engin, ' Bugün tartışılan konu halk seçerse bugün Tayyip Erdoğan'ın dediği gibi 'Basın kimmiş, demokrasi neymiş' gibi düşünecek olmasıdır. Alanlarda bazı duyguları istismar etmeden toplumun her kesiminin düşüncelerini dinleyip herkesin kendini ifade etmesine izin veren tüm Batı Avrupa ülkelerinde böyle değil' diye konuştu.
Engin ayrıca şunları söyledi: 'Bizde darbelerle demokrasi çok kesintiye uğradı. 12 yıldan beri de demokrasi kesintide. Güçler ayrılığı ilkesiyle değil tamamen Tayyip Erdoğan'ın dediği doğrultuda ilerleyen bir düzen. Yargıçlara, hakimlere ne yapması gerektiğini söyleyen bir başbakan. Kadınlara pozitif hakların verilecek dendi, verilmedi. Aradan 5 yıl geçti bunlardan bahseden yok. Cumhurbaşkanlığı seçimindeki amaç anayasa mahkemesindeki üye sayısını artırmaktı bunu hemen sabah geçirdiler. Bir de yüksek seçim kurulundaki üyeleri belirlemek. Emek, toplu sözleşmeyi, hak ve adaleti konuşan yok. Adalet ve kalkınma ismi ama adalette, kalkınma da yok. Dünyanın en borçlu ülkelerinden birisiyiz. Adaleti bu, kalkınması budur. Bu sistem Tayyip Erdoğan'a yetmiyor. Tüm demokratik haklarımızı elimizden aldı. Medyayı şekillendirdi. Dış politikada kutuplaşma etnik, mezhepsel, dinsel meselelerden politika üretme iç politikada da Kürt meselesinden bir çözüm bulacağı söylendi. Ama 5 yıldır yollar kesiliyor, silahlar bırakılmadı. Deniz Baykal 5 yıl önce kardeşim bırakın silahları konuşalım dedi. Herkesin demokrasi istediğini biliyoruz. CHP son 4 yılda Uludere Olayının aydınlatılması, faili meçhul cinayetlerin ortaya çıkarılması, nevruzun bayram ilan edilmesi, seçim barajının yüzde 5'e düşürülmesi gibi. Hem demokrasiyi geliştiren hem de bölgede barışı getirecek uygulamaların altına imza atmıştır. En önemli kuruluş amaçları arasında evrensel ilkeler, özgürlük, demokrasi gibi kavramlar üzerine kurulmuş bir parti olarak bu sorunun ortadan kaldırılmasına karşı değiliz. Biz bin yıldır beraber yaşayan bir millet olarak bunun devamını istiyoruz. Bunun için CHP bölünmeye karşı. İnsanlar İstanbul'a, Ankara'ya vizeyle gelmesin istiyoruz. Tayyip Erdoğan ve çevresinin kendi iktidarları için bu demokrasiyi araç görmesi unutulmamalıdır.'
İHSANOĞLU DİNDAR VE MÜTEDEYYİN BİR İNSAN
'İhsanoğlu artık herkesin bildiği bir adaydır diyerek' destek isteyen Engin, 'Tanımıyoruz bilmiyoruz demek geride kaldı. Uluslararası bir kariyeri olan laiklik ilkesinin benimsemiş birisi. Eşi ailesi tam bir özgür Türk kadının nasıl yaşaması gerekiyorsa öyle yaşayan. Ailesinde demokrasi olan baskıcı olmayan bir aile bir kişi dindar ve mütedeyyin bir insan. Bizim partimize göre de bizim toplumumuza göre de bir eksik değil. İnsanların kişisel tercihleri demokrasiyle bağdaşabilir. İnsanların dindar olması kendin dinini yaşaması demokrasiye nasıl aykırı değilse Türkiye'de de insanların dinini yaşaması demokrasiye aykırı değil. O açıdan büyük bir uzlaşmada sağlandı. Daha dün Büyük Birlik Partisi bir açıklama yaptı İhsanoğlu'nu destekleyecekleri yönde. Türkiye uzun yıllar çok çekti bu konuda. Ve bu hükümet döneminde daha fazla oldu. Yeniden aynı kahvede oturmak düşüncelerimiz farklı olsa bile çıkarlarımızın bir olduğunu unutmamalıyız' şeklinde konuştu.
ERDOĞAN'DAN KURTULMAMIZ LAZIM
Sandığa katılımın konusunda referandum örneği veren Engin, 'Bu seçimde sandığa katılımın önemli olduğunu söylüyoruz. Referandumda bunun ne kadar önemli olduğunu gördük. Bizim adayımız güvendiğimiz bir aday hep beraber oy vermeliyiz diye düşünüyoruz. Kaybederse Türkiye kaybedecek. Kazanırsa Türkiye kazanacak. Emek, kazanacak özgürlük kazanacak, demokrasi kazanacak. CHP kazanmayacak. Kentlerimizi yağmalatmamak için, tüm inançların barış içinde beraber yaşaması için, bunlardan ve Tayyip Erdoğan'dan kurtulmamız lazım' dedi.
'ESKİ GENEL BAŞKAN'LA 3.OLURDUK
Engin'in en çarpıcı açıklaması ise CHP Eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ı kastederek yaptığı olası adaylık yorumu oldu.
CHP İl Başkanı 'Genel Başkanımız, Eski Genel Başkanımızı aday gösterebilirdi. Bunu yapsaydı da Genel Başkanlığı pekişirdi. 'Vay ne baba adammış' denirdi. Ama kaçıncı olurduk, 3'üncü olurduk. Mümkün değil kazanamazdık. Tayyip Erdoğan meydanlarda kullandığı dille kutuplaştırmaya devam edecekti. Tüm bu konuşmamın temelinde katılım var. Sandığa gitmeliyiz. Yarın çocuklarına karşı sorumluluğunu yerine getirmek için seçmenimiz sandığa gitmelidir. Biz insanlardan para verin, mitinglere gelin demiyoruz. Hiçbir şey istemiyoruz. Oy verin diyoruz, oy istiyoruz. Bizim paraya ihtiyacımız yok. İhsanoğlu'nu savunmak için de paraya gerek yok. AKP'nin her şeye rağmen aldığı oy yüzde 42-43'tür. Bundan yüksek alması mümkün değil. Bakıyorum yine yandaş anket şirketleri kazanacak da yüzde kaçla kazanacak hesabını yapıyorlar. Bunlarda utanacak yüz yok, bunlar yolsuzluğu bile saklamaya çalıştılar. Zaten başbakan da; 'Benim bakanlarım para çalmadı bu para sayma makinaları yoktu' demiyor yok beni niye dinlediniz diyor. Bir de hukuka aykırı dinlediniz diyor. Mağduriyeti buradan çıkarmaya çalışıyor' şeklinde konuştu.

CUMHURBAŞKANI OLACAK KİŞİDEN…
Disk Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise sözlerine dilek ve temennilerini sıralayarak başladı. Sarı şunları söyledi: ' Kısa zaman sonra yapılacak bir seçimde demokrasinin kazanması önemlidir. Cumhurbaşkanın nasıl bir cumhurbaşkanı olması gereklidir özetleyeceğiz. Başkanlık ve yarı başkanlık sistemini reddeden bir adayı istiyoruz. Tüm kesimlere eşit, ayrıştıran değil birleştiren, hukuk devleti ilkelerinden ödün vermeyen, işçi sınıfı ve emekçilerin yaşam koşullarına katkı yapan, cinsiyetçi olmayan, bağımsızlık ve laiklik konusunda hukuk devleti anlayışını benimseyen bir adayı istiyoruz. Bundan sonra cumhurbaşkanlığı yapacak olan herkesten beklentimiz bunlardır. Geçtiğimiz günlerde Başbakanın vizyon programını izledik. Ülke sanki güllük gülistanlık gibi gösterildi. 12 yıllık program Roboski, Uludere, 36 yurttaşımızın öldürülmesidir. Reyhanlı'da halkın üstüne bombalar patlatılması, Gezi'de 8-9 gencin hayatını kaybetmesidir, Soma'da 301 işçi arkadaşımızın katledilmedir. Seçim barajlardır. Barajlar yüzde 5 değil tamamen ortadan kaldırılmalıdır. Demokrasi ülkeyi geriye değil ileri götürmek için bir araçsa bunu en iyi şekilde kullanmalıyız.'
KİM OLMASIN DERSEK…
12 yıldır sistem içinde valileriyle, bürokratlarıyla, emniyet görevlileriyle demokrasi isteyen insanların üstüne eli silahlı adamlarını salan iktidarı kartellerin zenginleşmesi için ekonomik politikalarıyla emekçileri ezen bir iktidar olduğunu belirten Sarı, 'Ülkenin genel büyümesi anlamında konuşursak ne verdiğini ne vermediğini anlatmaya çalıştık bundan sonra da ne vermeyeceğini konuşuyoruz. Bizim 3 adaydan hangisine yakın olduğumuz konusunda isim vermemiz mümkün değil. Ama başbakanı bir kenara koyuyorum çünkü kim olmasın dersek ilk isim Tayyip Erdoğan olur' dedi.
KALKINMAYI EMEK SÖMÜRÜSÜ OLARAK GÖRÜYORLAR
İkinci durak olarak TÜRK-İŞ Dönem Temsilcisi Hüseyin Karakoç'un konuğu olan Engin somada yaşanan faciayla ilgili konuşurken işçilerin uygunsuz yaşam koşullarından ve iktidar yetkililerinin amacının oradaki soruna çare bulmak için değil oradaki durumun üstünü örtmek için somaya gittiğinden söz etti. Engin, 'Kalkınmayı emek sömürüsü olarak görüyorlar. Borçlarını Türk insanın sırtından ödüyorlar. İşçinin, emekçinin hakkını sömürmek üzerinden bir düzen kurdular. Adalet ve kalkınma diye bir şey yok. Kendi çıkarları ve hedefleri doğrultusunda ülkeyi yönetiyor. Ötekilere karşı düşmanca bir tavır var. Yargıyı kendisine ayak bağı olarak gören bir Başbakan'ın partisinin adında adalet olması da ayrı bir düşündürücü. Ülkede demokrasi, hak, adalet yok. Bu mücadele sadece siyasi partilerin mücadelesi ile olmaz. Mutlak surette sandığa gitmek zorundayız' diye konuştu.

KİMSENİN ARKA BAHÇESİ DEĞİLİZ
TÜRK-İŞ dönem temsilcisi Hüseyin Karakoç ise şunları söyledi: 'Sektörde özelleştirmeden değil, işletmelerin devlet eli ile yürütülmesinden yanayız. Dünya ülkelerinde enerji sektörünün devlet eli ile yürütüldüğünü biliyoruz. Soma'da Sayın Bakan son güne kadar orada durdu. Ama durmakla bir şey olmuyor. Biz görevimizi yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Biz TÜRK-İŞ'in ve bize bağlı üyelerin ne kadar etkin olduğunu, koydukları tavrın ne derece önemli olduğunu her yerde göstereceğiz. Başka bir Türkiye yok. Bizim çocuklarımız gelecekte bu ülkede yaşayacak. Ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Biz kimsesizlerin kimsesiyiz. Herkesin sorununun çözülmesi için üzerimize düşeni yapacağız. TÜRK-İŞ kimsenin arka bahçesi değildir.'

EVREN BİLE BU KADAR DİKTATÖR DEĞİLDİ
CHP Heyeti'nin üçüncü durağı İZSİAD oldu. Başkan Hasan Küçükkurt'un konuğu olan Engin ve ekibi Ağustos'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP'yi oylamadıklarını belirtti.
Engin 'Genel seçimlerde bildirgemizle çıkacak kendimize oy isteyeceğiz. MHP'de bunu yapacak. Bu seçim hayatta bir araya gelmeyecek insanları bir araya getirdi. Kemal Kılıçdaroğlu kendini düşünseydi partiden birini aday yapardı ama parti kaçıncı olurdu. Tüm bu tartışmalar devam ederdi. Genel başkanımızı eleştirmek yerine takdir etmek gerekli. Kendi kişisel çıkarı için değil ülkenin geleceği için böyle bir aday çıkardı. Cumhuriyet tarihinde bu seçim bir ilk ama böyle bir diktatörlük de ilk. Kenan evren dahil kimse bu kadar diktatör olmadı. Bu kadar rahat hareket edemiyordu Evren bile. Kaygı duyan yüzde 60-70 var bunu bir şekilde birilerinin bir araya getirmesi lazımdı. Bunu da CHP ve MHP Genel Başkanları yaptı' diye konuştu.
HERKESE EŞİT MESAFEDEYİZ
Bu seçimlerin cumhuriyet tarihinde bir ilk olduğunu belirten İZSAD Başkanı Hasan Küçükkurt ise, 'Havaalanında afişleri gördüğümde çok şaşırdım. Aziz Kocaoğlu, Necat Karataş, Ali Engin, Ekmeleddin İhsanoğlu bir arada sanırım bu ortaklıkta sadece İşçi Partisi yok. Biz kim hayırlısı olacaksa onun seçilmesini istiyoruz. Başbakanımız hayırlısıysa o olsun Ekmeleddin Bey ise o olsun. Biz sivil toplum kuruluşu olarak tüm partilere eşit mesafede duruyoruz. Cumhuriyet tarihinde 5-6 partinin bir araya gelerek bir partiye karşı durması bir ilk' dedi.

ZAMMI DÜŞÜNEN BİR PARTİ…
Büyükşehir belediyesinin su zammının ardından Ak Parti'nin yasal bir müdahale yapması konusunda ne düşünüyorsunuz sorusu üzerine konuşan Engin şunları söyledi: 'Su zammının demokratik bir hak diye düşünüyorum ama hükümetin yaptığı zamları konuşursak adliyede yer kalmaz. Uzun süre düşünülen bir zamdı. İZSU özellikle çevre yatırımlarında Türkiye'de evsel atıkların damıtılması konusunda 3 büyük şehrin toplamı kadar bir faaliyet yürütüyor. İzmir'de de su çok pahalı değil İzmirlilerin sürdürülebilir bir su sistemi için bu zam uygun görülmüş olabilir. Çok zorunlu kalmadıkça zam yapmama gibi bir uygulaması vardı. Ak Parti'nin açmış olduğu bu dava popülist bir yaklaşım. Zammı düşünen bir parti sabah akşam zam yapmaz.
AKP EKONOMİK BİR MUCİZE DEĞİLDİR
Çatı adaya destek turunda son olarak Ticaret Borsasında Işınsu Kestelli'nin konuğu olan Engin, Tayyip Erdoğanın 12 yıllık gibi bir süre başbakanlık yaptığını ve bu kadar uzun bir sürenin kimseye nasip olmadığını söyledi. Engin Ak Parti'nin ekonomik politikalarını eleştirirken şunları söyledi: ' Partilerinin adını adalet ve kalkınma koymuşlar ama kalkınma borçla oluyor. Borç 50-60 milyon dolara indi diye seviniyoruz. Ekilebilir toprakların büyük bölümü ekilemiyor. Tasarrufumuz olmadığı için borç alıyoruz. Dövizin fiyatı AKP geldiğinde 1.7 liraydı şimdilerde 2 lirayı buldu. Bunun yanı sıra akaryakıt, enerji, kira 5 misli artarken sizin cirolar sabit kaldı. Böyle olunca üretmediniz, üretim olmayınca işsizlik olur. Hepsi birbirine bağlantılı. Yani AKP ekonomik bir mucize değildir. Dünyada paranın döndüğü bir zamana denk geldiler. Sadece tüketimi özendiren bir yönetim.
KİM KAZANIRSA KAZANSIN ÜLKE KAZANSIN
Işınsu Kestelli'de şunları söyledi: 'İlk yaşadığımız bu cumhurbaşkanlığı seçimi demokrasimiz açısından önemli bir test ve teamül yaratacak. Gönül isterdi ki ABD'de olduğu gibi adaylar çok önceden tanıtılsın ve halk kime oy atacağını bilsin. Seçim sürecinin salimen geçmesini ve hizmetlerin hızlı bir şekilde gerçekleşmesini istiyoruz. Ekonomide atılması gereken adımlar var. Dış politikaya ve geleceğe konstantre olunmalı. Şu anda iyi giden propaganda sürecinin bozulmadan böyle gitmesini istiyoruz. Herkesin sandığa giderek oy kullanmasını istiyoruz. Kazanan kim olursa olsun ülkenin kazanmasını işitiyoruz.




