Empati, öz Türkçesi eşduyum, bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını, düşüncelerini doğru olarak anlaması ve bu durumu ona doğru olarak iletmesidir. Toplumumuz pek empatik iletişim kurabilen bir toplum değildir, bu beceri çocuklukta doğal yollarla anne-babadan öğrenilmediği için yetişkin yaşamda bu iletişim tarzını öğrenmeye çalışanlar hayli zorlanır ancak öğrenilebilir bir kavramdır.
Sağlıklı iletişimin temel becerilerinden biri empati kurabilmektir. Kendini başka insanların yerine koyarak düşünebilme olan empati kavramı, yalnızca çocuklarımızı büyütürken değil, yaşamın her alanında, modern toplumların yapı taşı olan sosyal ilişkilerin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi açısından gereklidir. Başkalarıyla eşduyum kurabilme becerisini kazanan kişiler hayata karşı çok yönlü bir bakış açısına, anlayışlı ve hoşgörülü bir tutuma sahip olabilir. Eşduyum her insanda doğuştan ve aynı düzeyde var olan bir beceri değildir. Aksine, tüm kişisel beceriler gibi, empatinin kazanılması ve geliştirilmesi gerekir.
En Sevdiğim Sözcük: Anlamak
Empati sözcüğü, en basit anlamıyla “Anlamak” anlamına gelir ki bu Türkçemizde en sevdiğim sözcüktür. Anlamak, hak vermek veya destek olmak demek değildir. Örneğin karısını ihanet etti diye öldürmüş bir adamın öfkesini ve gurur meselesi yapmasını anlayabilirsiniz ancak onu anlamanız hak vermeniz (yani öldürmekle doğru yapmış demeniz) anlamına gelmez. Onun töresini anlamış olmanız ona destek vereceğiniz anlamına da gelmez. Ayrıca, aynı öfkeyi hissetmiş olmanız yani özdeşim kurmanız anlamına gelmez.
Karşımızdaki ile özdeşim kurmak (ona benzemek, aynı duyguları hissetmek) sempati kurmak anlamına gelir ki, empatiden farklı şeylerdir. Özdeşimi daha çok çocuklarımızla veya sevdiğimiz diğer kişilerle yaşarız. Sempatide “anlamak” şart değildir, yalnızca aynı duyguyu yaşarız. Örneğin, çocuğunuz bir olaya çok üzülür, neden üzüldüğünü anlamazsınız ama o üzüldü diye siz de üzülürsünüz. Yani özdeşim (sempati) kurarsınız.
Karşınızdaki İnsana Onu Anlatmak
Empatik ilişkiler kurabilmek, bir durumu başkasının gözüyle görebilmek ve çok yönlü bir bakış açısı geliştirebilmek anlamına gelir. Eşduyum olan bir iletişimin kurulabilmesi için, bir tarafın karşı tarafı yalnızca dinlemesi yeterli olmaz. Dinlediklerini anlamaya çalışması, ona duygularını ve düşüncelerini dilediği şekilde yansıtabilme fırsatı vermesi ve acımasız yargılamalardan kaçınması gerekir. İletişimin her iki öznesi de bu koşulları yerine getirerek ilişki kurabildiğinde, empatik iletişim ortamı sağlanabilir.
Empatik iletişimin iki temel alt başlığı bulunur: Empatik konuşma ve empatik dinleme. Empatik dinleme, karşınızdaki kişiyi dikkatinizi kaybetmeden ve objektif bakış açınızı yitirmeden, yargılamadan dinlemeye özen göstermektir. Empatik konuşma, temelde “karşınızdaki insana onu anlatmak” olarak özetlenebilir. Öğüt verme, seçim yapmaya zorlama, yargılama ya da azarlama gibi kavramlar; empatik konuşmanın tamamen dışındadır. Ön yargısız, karşınızdaki insanın içinde bulunduğu durumu daha geniş bir bakış açısıyla ve net görmesini sağlamanızdır. Böylelikle ona yardımcı olabilir, iyi bir dinleyici rolü üstlenebilir ve kendi doğrularını kendi başına bulmasına destek olabilirsiniz.