Oktay GÜÇTEKİN-Büşra ÇETİNKAYA/EGEDESONSÖZ - Alsancak'ta 12 Temmuz'da sağanak yağış sırasında su birikintisine basan Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay'ın elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak 13 kişinin tutuklu bulunduğu, 42 sanıklı davada sonuç duruşmaları ikinci gününde devam etti.
İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, İZSU önceki dönem Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, GDZ Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan yargılananlar arasında yer alıyor.
ARA KARAR AÇIKLANACAK
Sanık ve tanık ifadelerini dinleyen mahkeme heyeti yarın ara kararını açıklayacak.
SANIKLARIN TUTUKLUKLARININ DEVAMINA…
Mahkeme Cumhuriyet Savcısı ise mütalaasını açıklarken, “Biz mütalaamızı yazılı olarak ortak sisteme atıyoruz. Biz tutuklu sanıkların tutukluklarının devamına adli kontrollerin kaldırılamaması kanaatindeyiz. Bu yönde mütalaa verdik. 1 tanığımız kaldı. Olay yerinde keşif icrası ve çok ayrıntılı gerçeği ortaya çıkarır nitelikte bilirkişi raporu alınması talebimiz var" ifadelerini kullandı.
Tanıkların dışarı çıkması sonrası vefat eden Özge Ceren ve İnanç Öktemay’ın aileleri söz aldı.
DENİZ: HERKES BEN HAKLIYIM DİYOR
Özge Ceren’in babası Mustafa Deniz, “Kızım Ceren GDZ ve İZSU’nun ihmalleri sonrası öldürülmese doktor olacaktı. Bu ülkede binlerce canı kurtaracaktı. Tek suçu bu memleketi sevmekti. Yoldan geçtiği yere basması canına mal oldu. Herkes suçu birbirine atıyor. Herkes ben görmedim, bilmiyorum, duymadım diyor. Kimsede bir pişmanlık görmüyorum. Herkes ‘ben haklıyım’ diyor. Vicdanına havale ediyorum insanları” ifadelerini kullandı.
ÖKTEMAY: OLAYLA İLGİLİ İHMALİ OLAN HERKESTEN ŞİKAYETÇİYİZ
İnanç Öktemay’ın abisi Gökan Öktemay ise, “Zararsız bir çocuktu. Aramızdaki yaş farkı 8’di. Kendi halindeydi, topluma faydalı biriydi. Geçen celsede tanık olan babam biraz rahatsız... 2-3 yıl öncesinde yönelik unutkanlık başladı. İnanç’ın ölümünden sonra daha da arttı. O sanki İnanç’ın babası değil İnanç onun babası gibiydi. Tüm gün onla ilgileniyordu. Onu kaybetmek onun için de bayağı etki yarattı. Annem içinde zor oldu. Annem de hayatını bize adamıştı. Annemin gözyaşları hala dinmedi. Olayla ilgili ihmali olan herkesten şikayetçiyiz. Bende kalp hastasıyım. Bana bir şey olursa babam annem ne olacak diye düşünüyorum” dedi.
İFADELERDE NELER YER ALDI?
GDZ ELEKTRİK DAĞITIM GENEL MÜDÜRÜ UĞUR YÜKSEL
GDZ Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel savunmasında “Daha önceki savunmalarımı tekrarlıyorum. İlave edeceğim bir şey yok” dedi.
Yüksel'in avukatı, “Biz sanık olduğumuz için savunma üzerinden ilerlemek istiyoruz. Ama sürekli karşı tarafı suçlayan ve kusurlu gösteren beyanlarla birlikte biz sürekli kusuru anlatıyoruz. Bu dosyada, 9 Ocak 5 Ocak’ın illiyetini kesmiştir diyenler 2015’e de saldırıyor. Siz 4 gün önce yaptığınız illiyetini kabul etmiyorsunuz. 4 gün önceki eylemin hiçbir ehemmiyeti yoktur diyorsunuz ama 9 sene önce işleri yapan şirkete saldırıyorsunuz. Alsancak’ın sokaklarında mazgallarınız çalışmıyor, sokaklarımız su dolu Venedik’i hatırlatıyorsa manipülasyon budur. Kablo derinliğiyle ilgili sayısız iddiaları ortaya koymak da neticeyi değiştirmez. Buradaki netice, ölüme neden olan sorun mazgalın kabloya temas etmesidir. Bunun dışındaki her savunma manipülasyondur. Kimse eylemin kök sebebindeki kablonun izolasyonunun mazgal nedeniyle zarar gördüğünün görülmesi gerekir. Bu olayların asli faillerinin, kusurlarının belirlenmesi gerekiyorsa kimsenin kök noktadan uzaklaşmaması gerekiyor. Sizin halata astığınız kablo, olaya konu kablo değil mi? Biz bunu söyleyerek manipülasyon yapmıyoruz. Sizin çıplak elinizle tuttuğunuz kablo sizi çarpmayan bir kablo. Çünkü izolasyonu düzgün. Siz kablo yeterli derinlikte değildi diyorsunuz hem de yukarı çıkardık diyorsunuz. Bu ne yaman çelişki?” dedi.
İZSU KANALİZASYON DAİRE BAŞKANI BARIŞ KOÇ: BİR SUÇLU KENDİ İSMİNİ YAZIP GELİP TUTUKLANIR MI?
2015’te tesisin yapımı, 2019’da bakımı yapılması ve 2024’te yapılan çalışmaların sorumluluğu bende değil. Benim sorumluluğum kanalizasyon, yağmur suları ve balkım onarımlarını yapmaktır. Yönetmelik ve dosyada sunulan ifadelerde yeraltına döşenen kabloların 80 cm olması sorunlu halde 40 cm'ye kadar düşürülebileceği ifade edildi. Birinci celsede ifade verirken bunları ben söylemedim. GDZ’den ve İZSU’dan bazı arkadaşlar bunu ifade ettiler. Durum netse kamera kayıtlarının incelenmesini talep ediyorum.
9 Ocak’taki çalışma bittikten sonra yol üzerinde 10 cm derinlikte bırakılıp gidildiği açık ve nettir. Kolluk kuvvetlerine verdiğim ifadede 30.03.2024 tarihli google earth fotoğraflarında kabloların açıkta olduğu nettir. Somut deliller incelendiğinde yönetmelikte belirtilen konulara göre görev İZSU’ya değil sorumluluk GDZ Elektrik’e aittir. Hiç müdahale etmediğim kablodan mazgaldan dolayı, orada bulunmamam rağmen bu ağır tutuklamaya maruz kaldım.
Bilirkişilerin özelinde, işinin ehlinde seçilmesi gerekir. Yazılan ifadelerin yanlış yollara gideceğine inanıyorum. Bilirkişilerin ötesinde İnşaat Mühendisleri Odası ya da Elektrik Mühendisleri Odası’ndan ek rapor alınmasını rica ediyorum. 9 Ocak 2024 tarihindeki elektrik kablo onarımının uygun olup olmadığını, 3 Ocak tarihinde İZSU’nun yaptığı ızgaraların uygun olup olmadığının tespit edilmesini talep ediyorum.
Özge Can Hanım’ın babası da dile getirdi. Vicdanımızı dile getirmezsek kimseye yardımcı olamayacağız. Tutuklular içerisinde kendi adını bizzat yazarak, acılı ailelere yardımcı olmak için ismimi yazdım. Bir suçlu kendi ismini yazıp gelip tutuklanır mı? Bence değil. Terazi gibi. Bir tarafta adalet, bir tarafta vicdan. Ailenin acısına duyduğum saygıdan ve olayın açıklığa kavuşması için ismimi verdim. Ama ne yazık ki bir önceki ifademde belirttiğim üzere sağlık problemlerim var, kamuda üst düzey görevliyim. Daire başkanlığı görevimi yönetiyorum. Tanıklar dinlendi, olay yeri incelendi. Cezaevinde yatmam sağlığım açısından iyi olmayabilir. Bu olayın olmasından dolayı üzgünüz ama aynı durumun tekrar etmemesi için herkes elinden geleni yapacaktır. Ben elimi sürmediğim elektrik kablosundan dolayı burada tutuklu olmam gerçekten doğru değildir. Tahliyemi talep ediyorum. Yargılanmayayım demiyorum, elbette yargılanalım.
KOÇ’UN AVUKATI: MÜVEKKİLİMİN MAZGALDAN HABERİ YOK
Tutuklu sanık Barış Koç’un avukatı söz alarak, “Müvekkilim görev sorumluluğundan dolayı sorumlu tutuluyor. Görevi ihmal ettiği sebebiyle suçlanıyor. Bilinçli taksirle bunun yapılması mümkün değildir. Bu nedenle sayın mahkememiz bunu değerlendirdiğinde suça yönelik ceza kanunda belli. 5 yıl mahkumiyet yüklerseniz 1 gün bile infazı kalmayacaktır. Sanığın hukuki konumu, mahkememiz tarafından değerlendirilmeli. Hukukun gereğinin uygunluğuna göre karar verilmesini bekliyoruz. Müvekkilimin eylemi ihmal suretiyle sorumlu tutulduğu söyleniyor. Müvekkilimin mazgalların yapıldığından haberi bile yok bırakın talimat vermeyi. Sonradan bu bilgileri öğrenerek mahkemeye bilgi vermiştir. Sağlık koşulları da göz önünde bulundurularak müvekkilimin tutukluluk halinin devamının hukuka uygun olmadığı için tutukluluğuna son verilmesini talep ediyorum. Olay yerinde sayın mahkemenin bilirkişi nezdinde keşif yapmasını talep ediyoruz. Mazgalların bulunduğu bölümde kablonun denize doğru devam eden sokakta devamı da var. Açılıp bakıldığında bilirkişi heyeti ile birlikte sizlerin de değerlendirme yapması önemlidir. Keşif yapılana kadar İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce o zamana kadar herhangi bir işlem yapılmamasının bildirilmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
Barış Koç ise yeniden söz alarak “altyapıda çalışmış ve bu konuda uzmanlığı olan bir kişinin bilirkişi olarak atanmasını istiyoruz. Mühendise göre orada yapılan iş kaba gözükecektir. Altyapıda çalışan bir kişi değerlendirdiğinde raporun daha objektif bir şekilde değerlendirileceğini düşünüyorum. Bana sorulan her soruya net ve açık bir şekilde cevap verdim” dedi.
TUTUKLU SANIK İZSU KANALİZASYON DAİRESİ GÜNEY BÖLGE ŞUBE MÜDÜRÜ ÖMER KARABİLGİN
Tutuklu olarak yargılanacağımı düşünmüyordum. Herhangi bir ihmalim bulunmuyordu. Gereken aşamada açıklama yapmak zorunda hissediyorum kendimi. Yüklenici firmaları, saha çalışmalarını tek tek benim denetlemem mümkün değildir. Bize bir yazı teslim edildi. Daire Başkanlığı ile kolluk kuvvetlerine yardımcı olmak adına isimlerimizi yazdık. Bu sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesine destek vermek isterken ihmalimin ve kusurumun bulunmadığı bir noktada tutuklu olarak bulunmaktayım. Bir kusurum var ise bunun zaten yargı yoluyla açığa çıkacağından şüphe yok. Olmadığını düşündüğüm ve gelinen süreçte ağır şekilde cezalandırıldığımı düşünüyorum. Yaşadığım sıkıntıyı dile getirmek zorundayım artık. Ayın 4’ünde yüklenici firma bir imalat yaptı. Mühendis, şantiye şefi bulunuyordu başında. Yerin zorluğundan dolayı bir imalat yapılmış. Elle karılmış çimento harcı bir betonla yapılmış. O beton kırılmasaydı elektrik akımının mazgala ulaşması mümkün değildi. 9 Ocak’ta ayrı bir çalışma yapılmış. Konuya haiz oldukları söylenen arkadaşlar yapmış. Birinci celsede ve şu an konuşulan konular arasında kablonun yüksekliğine dair ancak tamiratın fotoğraflarında görüleceği üzere tamirat sonrası kuvvetli akım yönetmeliğine göre imalat yapılması gerekmiyor. Kırmızı şerit çekimi gibi uygulamaları görmüyoruz orada. Tahliyemi talep ediyorum.
TUTUKLU MÜHENDİS DOĞAN KILIÇ
“Bizim yaptığımız çalışma yönetmeliğe uygundur. 2015 yılında tesis inşa edilmiş. İmalat yapılmış alt taşeron kim belli değil. Mühendisinin olup olmadığı belli değil. Demircan’ların kontrolü olup olmadığı belli değil. Çalışmaların GDZ Elektrik mühendisinin değerlendirdiği belli değil. 2019’da çalışmanın nasıl yapıldığı belli değil. 4 Ocak’ta yapılan bizim çalışmamız mühendis gözetiminde yapıldı. Mahkemede sorulan bazı sorulara cevaben, mikserle hazır beton dökülmedi. 25 cm yükseltme bacası kullanıldı, iç ölçüsü 50’ye 50’dir. 2019’da Ege Telgraf gazetesinde haber çıkmış ,değerlendirme yapılmış ama bu çalışma mühendis gözetiminde mi yapılmış belli değil. Takdiri size bırakıyorum. Tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum”
ÜNİVERSİTENİN RAPORUNDA 9 OCAK’TAKİ İŞLEMDEN BAHSEDİLMİYOR
Doğan Kılıç’ın avukatı ise söz alarak “4 Ocak 2024’te ızgara çalışmalarının başladığını gösteren görselde kabloya zarar verilmediği görülmektedir. Doğan Kılıç ve ekibi tarafından herhangi bir zarar verilmeden yapılan imalat söz konusudur. Izgaranın bittikten sonra usulüne uygun bir şekilde kapaklarının kapatıldığı görülmektedir. Yüzeyde herhangi bir kablo bırakmadan kapatıldığı görülüyor. 9 Ocak tarihi hiç yaşanmamış gibi bahsediliyor. Görselde ızgaranın çevresi kırılmış, kablo gün yüzüne çıkmıştır. Argan Mühendislik ve İZSU’ya herhangi bir sorumluluk atfedilmesi mümkün değildir. 9 Ocak’taki arızayı doğrulayan ve kablonun ızgara altından nasıl çıktığı görülmektedir. Ege Telgraf gazetesindeki haberi izlersek konunun 2019’daki GDZ elektrik müdahalesiyle elektrik kesildiği ve kırmızı şeride zarar verildiği görülmektedir. Bahsedilen borunun kesilmesi olayla bağlantısı olabilecek bir konu değildir. Bazı teknik konuları benim de bilmem gerekiyor. C30 betonu ve mikserinin kullanılmadığı söylendi. 300 doz beton kullanılması sözleşmede yer almaktadır. 1 metreküpe 300 ton çimento konması anlamına gelmektedir. Herhangi bir miksere ihtiyaç duyulmamaktadır. Bu 4 Ocak imalatında gerçekleşmiştir. Gözlemci gelip gaz hattını göstermektedir. 4 Ocak’ta kazıldığı için kablo gözüktüğü için GDZ Elektrik’e haber verilmemiş İzmir Gaz aranmıştır. Müvekkilimin neden İzmir Gazı çağırdığı değerlendirildiğinde ise 9 Ocak’ta işlem yapan GDZ Elektrik İZSU’ya haber vermemiş. Demek ki arıza ve onarım gerektiren işler haber verilmeden yapılan işlemlerdir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne kendilerinden gözlemci talebi olup olmadığının sorulmasını talep ediyoruz. Fırat ve Mesut dışında sahaya inenlerin olmadığını gördük. 9 Ocak’ta, 4 Ocak’ta hata yapıldıysa neden giderilmedi? 9 Ocak itibarıyla GDZ Elektrik değil de İzmir Gaz bir müdahalede bulunsaydı o zaman farklı bir nokta konuşulurdu.
GDZ Elektrik tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne beton atılması başvurusu olup olmadığı ile ilgili Büyükşehir’e bir yazı yazılmasını talep ediyoruz. Büyükşehir Whatsapp hattında ilgili arkadaşa gönderiliyor. Kablo bize ait değil GDZ’ye ait diyerek fotoğraf çekip gidiyor. 9 Ocak’ta herhangi bir beton atımı ile ilgili başvuru söz konusu olmamıştır. 2015’ten 2024’e kadar tüm arıza bakım onarım işlemlerinde işinin başında duran tek müvekkil benim müvekkilimdir. Mahkemeye gönderilen evraklarda çelişki söz konusu oluyor. Mühendislerin bile kim olduğunu bilmiyoruz. Elektrik mühendisleri, masa başında olmasına rağmen arızaya müdahalenin gerek olmadığını beyan ediyorlar. Müvekkilim yaptığı işin sonuna kadar arkasında durmuştur. Geçen celse öncesinde, GDZ Elektrik’in YTÜ’den aldığı rapor vardı. 9 Ocak’a dair hazırlanan rapor sanki hiç orada arıza çalışma işlemi olmamış gibi hazırlanmıştır. İZSU ve Argan Mühendislik arasındaki sözleşmenin anlaşılmamasından dolayı, acele işin ne olduğunu anlatan bilgi notunu mahkemeye sunduk. YTÜ’den aldığımız hukuki mütalaayı sunduk. Kazaya sebep olan Cumhuriyet Caddesi’nde dikey şeklinde H bendine göre tesis edilmesi gereklidir. Kanal derinliğinin azaltılmasına dair herhangi bir gerek bulunmamaktadır. İş yeri güvenlik kayıtları incelendiğinde su buharı olduğu, çamurlu su varken kazma çalışmasına devam edildiği kazma sağının kırıldığı ve alandan çıkan malzemelerde çukurun üstünün kapatıldığı görülmüştür. RCM cihazının olmamasından kaynaklı GDZ Elektrik’in asli ve tek kusurlu olduğu belirtilmiştir.
GDZ Elektrik’in eline o kablonun nasıl geçtiği bilinmemektedir. Ancak kabloya müdahale edildiği görülüyor. Bu kablonun delil malzemesi olmayacağı kanaatindeyiz. Mesaim bitiyordu, esnaf çağırdı, işlem yaptım diyenler oldu. Fırat ve Mesut’un mesailerinin 3’te başladığını ve 11’e kadar devam ettiğini görmekteyiz. Yalan söylemekten kaçınmadıklarını beyan etmekteyiz. GDZ Elektrik’in kendi kayıtlarına göre işlem F değil D kablosunda olmuştur. D kablosunda işlem yapılırken elektrik kesintisi olması lazım ama GDZ Elektrik D kablosunun elektriğini açmış ve bir vatandaş GDZ Elektrik’e şikayette bulunmuş. Ve işlemden sonra elektrik verildiği ifade edilmiştir. D Kablosu ile M kablosunun aynı kablo olduğuna dair belgeleri mahkemeye sundum. 9 Ocak’taki işlem ile 12 Temmuz olayındaki kablonun farklı kablolar olduğuna dair iddiaya cevabımızdır.
Biz GDZ Elektrik’ten arıza ve şikayet kayıtlarının ham halini istiyoruz. Sadece şikayetler gelmiş, arıza kayıtlarının da ham halini talep ediyoruz. GDZ Elektrik’in şu an bir müdahalesinin olup olmadığına dair bir keşif talebimiz var. Bakır kablo aluminyum kabloya göre daha iletkendir. İletkenliğin azalması istenmiştir. GDZ Elektrik tarafından istenen kazı alanlarının keşif yapılmasını talep ediyoruz. Müvekkilimin kaçması, delilleri karartması gibi bir durumu yoktur.
TUTUKLU SANIK FIRAT AKBAY: YAĞMURLU HAVADA BETON ATILMASI İMKANSIZ
Olayı görünce, buharı görünce şefime haber verdim. Elektrik kaçağı var ve öyle müdahale ettim. 3-11 vardiyasına devam ediyormuş gibi görünüyorum. Ancak ben 7-3 vardiyasındaydım. Arıza kayıtları bende değildi. Ben müdahale edeceğim, kayıtları bana gönderin dedim. Kazdığım zaman 15-20 cm’de kablo mevcuttu. Buna müdahale edebilmek için kabloyu dışarı gerdirmek zorundayım. Su doluyor, suyu boşaltıyorum. O parçayı kirli takmamak için üstümde temizliyordum. Oradaki arıza giderilsin diye yapıyorum. Ben doğru olanı yapmaya çalıştım. Kuruttum, yerine uyguladım. Boruya kadar zorla ittirerek yerine oturttum. Mazgal altında sıkışan kablo ile benim çalıştığım kablo farklı. Başka kablo da görmedim. Tekrar ittirdim. Ben bunları yaptıktan sonra kapatma eylemi bana ait değil. Her aşamada fotoğraflama yaptım. Metalle üstünü kapattım. Kapatma çalışmalarını biz yapmıyoruz. Fotoğraflar ile gerekli birimlere bilgi veriliyor. Acil bir durum olmadığı sürece kazı bile yapmıyoruz. İnsanların çarpılma riski olduğu için ben orada müdahale ettim. Ben 7-3 çalışıyordum. O arızaya denk geldim, müdahale etmek için mesaiye kaldım.
Ben iki çocuk babasıyım ve normalde mesaiye kalmam. 6,5 ay süre geçti ve orada defalarca yağmur yağdı, su birikti. Hanginiz işinizi doğru yaptı? Ben kimseyi yargılamam ama kendi yaptığım işi hakkını vererek yaptığımı söyleyebilirim. Mazgalı yapan doğru yapmış ya da yapmamış bunu bilme şansım yok.
TUTUKLU SANIK MEHMET FATİH UZUN
Bahsi geçen konuya dair sayısızca ihbar ve şikayet gelmektedir. Gelen ihbarlar saha ekiplerine aktarılmaktadır. İhtiyaç halinde üst müdürlerine başvurmaktadır. Soruşturmaya konu olan yerde sürekli arıza olduğuna dair bilgiler gerçeği yansıtmamaktadır. Sadece 9 Ocak tarihinde ihbar geldi. 4 aylık tutukluluk sürecimde bunu gerektirecek bir ihmalim bulunmamıştır. Yönetici olduğum 11 ilçede 7/24 yaşananları takip etmek insan üstü bir iştir. Mazgal altına beton atıldığı iddia ediliyor. Doğru değildir. Kış gününde o betonun kuruması imkansızdır. Beton yoktur. Beton olsaydı kablolar da mazgal etrafında mesafe sağlanmış olurdu ve bu elim olay yaşanmamış olurdu. Keşif ekibi ile tekrar incelenmesini talep ediyorum. Yaşanan olayda ihmalimin olduğunu düşünmüyorum. Tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum.
SANIK HALİT ÖZPELİT
Dün avukatı olmadığı için ifade veremeyen Sanık Halit Özpelit, “Yaptığım sözleşmeyi sonradan hatırladım kısa süreli bir çalışmamız odu. Sonra sözleşme iptal olduğunu düşünerek sözleşmem yok dedim. Konak’ta taşeronluk yapmadım, çalışmadım. Sözleşmeyi sonradan hatırladım. Ahmet Çelik’in beyanından bellidir. Onların işlerini bu dönemde takip eden Ahmet Çelik’tir. Aleyhimdeki iddiaları kabul etmiyorum” dedi. "İşi alırken sözleşme yaptınız sonlandırırken bir kaydınız var mı?" sorusuna ise, “Konak’ta çalıştığımız yerleri Ahmet Çelik beyan etmiştir. Olay yeri ile alakalı herhangi bir çalışmamız olmamıştır. Konak sınırlarında verilen yerlerde çalıştık. Şirket tarafından verilen bölgelerde çalıştık. Biz Küçükyalı ve Karabağlar bölgesinde çalıştık. Bölgede kim çalıştı bilmiyorum. Şirket bünyesinde çalışan başka taşeronlar da var. İşin tamamı bize verilmedi. İşin sonlandırıldığına dair bir belgemiz yok" diye cevap verdi. Ne kadarlık bir iş için sözleşme imzaladınız sorusuna ise, “Bizim yaptığımız işin toplamı 1,5 milyon TL civarında. Alsancak bölgesinde kesinlikle bir çalışma yapmadık” yanıtını verdi.
Halit Özpelit'in avukatı, "Dosyadan bugün itibari ile bilgilendirildim. Dosyayla ilgili bilgiler edindikten sonra ifademi yazılı oalrak ya da bir sonraki duruşmada vereceğim. Müvekkilimin bir adli kontrol şartı falan var mı? Varsa kaldırılmasını talep ediyorum."
TUTUKLU SANIK MERT CEYLAN
Önceki savunmama katılıyorum. 2023 Temmuz’da üniversiten mezun olduktan 2 ay sonra ilk iş deneyimim olarak GDZ Elektrik Yatırım AŞ Arıza bölümünde çalışmaya başladım. Konak, Karabağlar, Gaziemir ilçelerinde çalıştım. 8.00-17.00 aralığında çalıştım. Karabağlar ve Gaziemir’de tek mühendis olarak çalıştım. Arıza ekipleri bölgeye intikal edip çalışmaları tamamlar, gerekli kontrolleri sağlar ve bölgeden ayrılırlar. 9 Ocak’taki çalışmadan teknik desteğe ihtiyaç duyulduğuna dair talep olmamıştır şahsıma. Olay yerinde 10 aylık çalışmam süresince çalışmalardan bilgim olması olanaksızdır. Üç ilçede tüm şebekede yapılan saha çalışmalarını takip etmenin olanağı yoktur. Kaçma veya delil karartma durumum yoktur.
TUTUKLU SANIK YAVUZ ÜNER
4 aydır cezaevinde olduğumdan kaynaklı şeker hastalığım arttı. Günde 4 defa iğne vurmaktayım. Cezaevi sağlığımı aşırı derecede olumsuz etkilenmektedir. Bu nedenle tahliyemi istiyorum.
TUTUKLU SANIK ALİ KÜLAK
Tutuklu sanıklardan Ali Külak sorumlukları olmadığını belirtirken, “Tutuklu kaldığım 124 günün karşılığı olarak beni can gönülden dinlemenizi istiyorum. Kürsüden nasıl gözüküyoruz bilemem. Sayın başkanın kabul edilemez diye eleştirdiği husus benim içinde korkunçtur. Orada ölenler ben, eşim, çocuğum olabilirdi. Ancak yargılama yapılır ve bunun temelinde gerçekleşen olayda kimin gerçekten kusurlu olduğunu tespit etme amacındasınız. 47 ilçeden tekabül eden arıza onarım müdürü olarak görev alıyorum. Saha bildirimlerimden haberim yok. İdare işler ile ilgilendiğimi anlatmışım. Sayın savcı iddianamede birçok arıza gelmesine ve önlem almadığım görüşünde bulunmuş. Arıza bildirimleri telefonla bildirilir. Ekiplerin 2 kişiden olmasının amacı birinin denetlenmesidir. Yapılan iş sonrası yapılan işin fotoğrafı çekilip sisteme yüklenir. Eğer değişmesi gereken hat varsa bunu saha ekipleri tespit eder ve ekip liderlerine yönlendirilir. Benim bu akış içinde bulunduğum bir kademe yoktur. Böyle bir değişiklik söz konusu olduğunda bu bana iletilmez. Sayın savcı biliyordunuz ancak önlem almadınız denilmiş. Söz konusu hat 2024 yılına kadar sorunsuz çalışmış bir hattır. Görev ve sorumluluğum olmayan bit hatta tutuklu yargılanıyorum. Arıza onarım ekibinin işi sadece arızayı gidermektir. Sistem değiştirmek arıza onarımının işi değildir. Bende sizin gibi bir insanım. Benim de çocuğum, ailem var. Söylendiği gibi canavar değilim. Sorumluluğum yok. Yapmam gereken ve yapmamış olduğum bir iş yok. Bana bildirilmiş arıza bile söz konusu değildir. 124 gündür tutukluyum. İşyerindekiyken polisler aradı ve nerede olduğumu sordu. Bende işyerinde olduğumu söyledim ve geleceklerini söylediler. Kaçacak olsam kaçmaz mıydım?” dedi.
TANIK İFADELERİ
BÖLGE ESNAFI FATİH UFAK: HAYVANLAR İRKİLEREK KAÇIYORDU, DOKUNDUĞUMDA ISINMIŞLARDI
Bölge esnafı Fatih Ufak konuyla ilgili verdiği ifadede, “Olayın olduğu yerde esnafım. Olay günü orada değildim dışarıdaydım. Olayın öncesinde bölgede sorun vardı. Onu da bildirmiştik. Gelip tamir yaptılar, bir daha sorunu yaşamadığımız için çözüldü sandık” dedi. Ufak ayrıca, “Ocak zamanıydı telefonla aradım dumanın çıktığını bildirdik GDZ elektriğe. Geldiler çalışma yaptılar bir daha duman görmedik. O bölge su daha çabuk kuruyordu ve ısınıyordu orası biraz. Mazgal yapıldıktan sonra bir kere yoğun duman çıktı Ocak ayında. Telefonla aradım bakım çalışması yaptılar duman kesildi. Sonra yağmur yağmadığı için mi yoksa sorun çözüldüğü için mi bilmiyorum ısınma ve dumanı görmedik. Zaten görsek arardık oradan biz geçiyoruz” ifadelerini kullandı.
'MAZGALDAN ÖNCE DE ISINMA OLUYORDU'
Avukat Cenk Üzgüner’in süreci sorması sonrası ise Ufak, “Mazgaldan önce de ısınma oluyordu. Dumanı hatırlamıyorum ama ısınma oluyordu. Yağmur yağınca suyun buharlaşmasından belki biraz oluyordur ancak yoğun duman mazgaldan sonra oldu. Biz yoğun dumandan kaynaklı ihbar ettik. Orada kablolarda sıkıntı olduğunu fark ettik insanlara bir şey olmasın diye haber verdik. Ben GDZ ve İZSU’nun birlikte çalışmasını göremedim. Zaten genelde çalışmaları gece dükkanlar kapandıktan sonra yapıyorlar” dedi.
'HAYVANLARIN İRKİLEREK KAÇTIĞINI GÖRDÜM'
Basında çıkan haberlerin sorulmasına yanıt veren Ufak, “Basında ben de gördüm ölen hayvan var diye ama ben görmedim öyle bir şey. Ancak hayvanların irkilerek kaçtığını bende gördüm” diye konuştu.
Bir avukatın ısınmayı nasıl tespit ettiniz sorusuna ise, “Hayvanlar irkildikten sonra ne var diye dokunduğumuzda ısınmanın olduğunu gördük” dedi.
'MAZGALDAN SONRA YANIK KOKUSU VARDI'
Mazgal çalışmasını gördünüz mü diye sorulmasına ise “Ben 22:00'de kapatıyorum, çalışmayı görmedim. Çalışmalar sırasında orada değildim. Ben mazgalların yapılmış halini gördüm” diye konuştu. Mazgaldan sonraki ile önceki dumanın farklı olduğunu belirten Ufak, “Mazgaldan sonrakinde yanık kokusu vardı yoğundu duman. Mazgaldan öncekinde o kadar kokulu değildi” dedi.
'ASFALTIN YENİLENMESİ MAZGALLARDAN ÖNCEYDİ'
Çıkanın buhar mı duman mı olduğunu nasıl anladığının sorulmasına yanıt veren Ufak, “Bizim şirketimiz orada 45 senedir var babamdan kalma. Bende 8 senedir ordayım. Bisiklet yolu mazgalların olduğu yerdeydi önce. Asfaltın yenilenmesi mazgallardan önceydi. Buhar olma ihtimali yükse ama bilirkişi değilim. Ben kokudan yanık olup olmadığını tahmin edebilirim sadece. En sonuncuda yanık kokusu vardı o yüzden paniğe kapılıp acil ekip istedik” dedi.
TANIKLARDAN ESNAF KAMİL ALAN: BİR ARKADAŞIMIZ YARDIM ETMEK İSTEDİ, ONA DA ELEKTRİK ÇARPTI
Sanıklarla akrabalık bağım yoktur. Olay günü oradaydım. İlk başta Özge’nin düştüğünü gördüm sonra İnanç’ın ona yardım ederken düştüğünü gördüm. Bizim arkadaşımız uzanmak istedi yardım etmek için. Ancak elektrik çarpınca kaçtı. ‘Elektrik var’ diyince kimse yaklaşamadı. Sonra ne yapabiliriz diye düşünmeye çalıştık. Arkadaşlar hortum getirdi çektik. Biz orada gördüklerimizi polislere anlattık. Orada insanları yaklaştırmamaya çalıştık. Ocak aylarında bir mazgal yapıldı, sonra bu gerçekleşti.
Daha öncesinde asfaltta kaynama olduğunu söylendiğini biliyorum. Mazgaldan sonra duman çıktığını biliyorum. Biz orada olduğumuz için en ufak bir şeyde hemen haber gelir. Daha öncesinde de köpek çarpılmış diye duyumlarımız oldu.
Mazgallar yapıldıktan sonra da su taşması devam etti. Aşırı yağışlarda bir işe yaradığını düşünmüyorum.
Belirli saatlerde ordayız biz. Gece çalışma olmuş. Çalışma olduğunda geldiğimizde ortalıkta asfalt toprak görünce anlıyoruz. Nasıl niye yapıldığı konusunda bir bilgimiz olmuyor.
Olay bittikten sular çekildikten sonra ölçüm yapıldı ancak suda elektrik var mıydı bilmiyorum. Öncesinde çok kişi gelip geçti oradan. Sonrasında tabii ki saatlerce kimse geçmedi oradan.
BÖLGE ESNAFLARINDAN NURULLAH ÖZEL
O gün otoparkta oturuyordum, sesler duydum sokakta. Gittiğimde ‘yaklaşma elektrik akımı var’ dediler. Eve gittim, çizmelerimi giydim, elime bir sopa aldım. Yaşam belirtisi varsa sopayla çekeyim diye. Gittiğimde herhangi bir belirti yoktu yaşadığına dair. Sonra dönüp otoparkta hortumu altım. Ayaklarını hortumla bağlayıp sudan çıkardık. Çıkardığımızda İnanç Bey’in bedeni sıcaktı ancak Özge Hanım’da bir belirti yoktu. Kalp mesajı yaptık.
Bölgeye duba koymuşlardı duman çıkıyordu oradan. Yaklaşık 4 yıldır o bölgedeyim öncesini bilmiyorum. Oraya geldiğimde bir kez duman çıktığını gördüm. Yağmur yağdığında değil bir kere şahit oldum buna. Yağmur yağmadığında da oluyordu bu. Çevre esnafının şikayetlerini biliyorum.
KUAFÖR ESNAFI NİHAT YILDIRIM
Haftanın belirli günlerde çalışıyorum. O günde ordaydım. Vefat esnasında Özge ve İnanç’ı sudan çekip alanlardan biri benim.
Avukat Ercan Demir emniyet beyanını sorarken, “Beton dökülmüş değildir çünkü topraktan zeminden elektrik çıkıyordu. Gelip ekip çalışma yaptığında sırtında kim olduğu yazmıyordu. Bir süre asfalt dökülmedi” dedi.
BÖLGE ESNAFI ÖMER TERPELEK
26 Kasım’da sel felaketi olmuştu. 2-3 ay sonrasında dışarıda gördüğüm kablolar vardı, bunun üzerine GDZ’yi arayıp bilgi verdim.
Şikayet sonrası sorunun çözüldüğüne dair kendisine bilgi verilip verilmediği sorusuna yanıt veren Terpelek “Onarımın yapıldığına dair sonradan bize GDZ tarafından bir bilgi verilmedi. Yol üzerinde ve açıktı kablolar. 2-3 hafta açıktı kablolar. O zaman da insanlara elektrik çarpabilirdi. Sadece sarı şerit çekildi etrafına” dedi.
BÖLGE ESNAFLARINDAN ABDULLAH DEMİRKAYA
Daha önce mazgalda duman çıktığını gördüm ben. Olay günü de ordaydım. Yardım etmeye çalıştık. Elimizden geleni yaptık. Ersin arkadaş dokunmaya çalıştığında elektrik çarpmış. Ben de dükkanımda otururken çıkıp olay yerine geldim. ‘Gelmeyin elektrik var’ dediler. Ben yaklaşık 1 saat insanları oradan uzak tutmaya çalıştım.
Ocak 2024’te duman gördüm. İki mazgal arasından çıkıyordu. Kablo gözükmüyordu. Toprak ezile ezile üst kırılmıştı. 10-15 santim derinlikteydi ancak…
NE KADAR SÜREDE ELEKTRİK KESİLDİ?
Özge’nin Avukatı ‘ne kadar sürede GDZ gelip elektrik kesti’ sorusu tüm tanıklara sorulsun dedi.
Fatih Ufak, “Olay sırasında orda olmadığım için bilmiyorum
Nurullah Özel” Olaydan 15 dakika sonra GDZ elektrikten gelen biri suyu kontrol ettiğinde ışık hala yanıyordu.”
Murat Sarıçiçek “ Ben elektik ne zaman kesildi bilmiyorum ancak sudan çıkarılanlara müdahale etmeye çalıştığımız için süre ne kadardı bilemiyorum.
Nihat Yıldırım, “Biz müdahale edip sudan çıkardığımızda da gelen yetkililer suyu kontrol ettiğinde 15-20 dk suda elektrik vardı
Ömer ,”Ne zaman kesildiğin bilmiyorum
Kamil Alan, “ Olay bittikten 15-20 dk sonra kesildi diye hatırlıyorum”
VİDEO İZLETİLDİ, SORULDU
Mahkeme hakimi soruların ardından olay yerinde orda olanlara telefonundan olay anını izletti. Sonrasında tanıklara sorular yöneten mahkeme hakimi ‘nereye bastılar?’ dedi;
Kamil Alan, “Özge Ceren suya giriyor. Büyük ihtimal mazgalın kösesine basıyor çünkü orada açıklık vardı. İnanç ondan önce geçiyor. Kız geçince duruyor. Tutunca ona da çarpıyor. Bizim arkadaşımız onları kurtarmak isterken elektik çarparken o da geri çekiliyor. Sudan daha önce geçen çok kişi var. Mazgaldan kaynaklı olduğunu düşünüyoruz. Mazgala bastığında olay bitiyor. Kablo mazgalın altında köşede”
Abdullah Demirkaya “Ben otururken ses geldi. Komşu dokunmaya çalıştığında elektrik çarpınca geldim oraya. Geldiğimde görüm ki suyun içindeler. İki mazgal arasında bastı. Büyük ihtimalle kablo atta çıplaktı. Çünkü insanlar çok geçti oradan. İnsanlar basmıyordu oraya”
Nurullah Özel “Mazgallardan birinde sürekli tıkırtı vardı. O boşluk araba geçerken ses yapıyordu. Su çekildiğinde altında kabloyu gördüm. Mazgal hareket tikçe kablonun üstünü yüzmüş. Yorumladığımız Özge Hanım mazgalın üzerine bastı o şekilde elektriğe kapıldı. İnanç Bey’in mazgala basmadan geçmesinden kaynaklıydı bizce”
Nihat Yıldırım “Çalışma anında sudan geçen beyin birine yardım için elini uzattığını ve yere düştüğünü gördüm. Benim zannettiğim araba ona vurdu. Hemen koştum yardıma. Sonra baktım ki Özge Ceren’e yardım ediyordu. Her ikisine yarım edeyim derken bana bağırdılar akım var elleme diye. Bende geri çekildim. Olaydan sonra biz onları oradan çıkardık. Özge Hanım’ın ayağı da mazgalın üstündeydi. Sonra kazdıklarını kablonun üstündeki yüzeysel kablonun sıyrılmış olduğunu gösterdiler”
Fatih Ufak, “O an açıkta bir kablo yoktu, insanların bir kabloya basma ihtimali yoktu”
200 KİLOLUK BETON MENHOLÜ MAHKEMEYE GETİRELİM TALEBİ
Duruşmada ayrıca İzmir Barosu geçmiş dönem başkanlarından Özkan Yücel mahkemeye kabloların konulacağı beton menhol getirmek için mahkeme başkanına başvurdu. Talebi değerlendiren mahkeme başkanı menholun 200 kilodan fazla tutacağı ve salona getirilmeyeceğini Avukat Yücel'e söyledi. Yücel İSE mahkeme heyetine "siz onay verirseniz nakliye dahil hepsi hazır" diyerek yanıt verdi. Yücel'in söylemleri sonrası ise mahkeme başkanı "getirilmesine gerek yok alanda inceleme yapmaya gidersek orada bize anlatırsınız" dediği ve talebi reddettiği duyuldu.
TUTUKSUZ SANIKLARDAN ABDÜLKADİR SATIK
“2015 yılında kablonun tesisi hakkında herhangi bir yetkim ve sorumluluğum yok. Daha önceki ifadelerimin tekrarlar ve adli kontrol şartımın kaldırılmasını talep ederim” diye konuştu.
EV HAPSİNDE OLAN SANIK ALPER DOĞAN
“Daha önceki savunmamı aynen tekrar ediyorum. Olay yeriyle ilgili 'bisiklet yolunun yapıldığı' ve '9 ocak çalışmaları' söylemlerinin de eklenmesini istiyorum. Adli kontrol şartının kaldırılmasını ya da azaltılmasını talep ediyorum” dedi.
TUTUKSUZ SANIK DENİZ SUNAL
“Önceki savunmamı tekrar ediyorum. Olayda hiçbir suçum bulunmamaktadır. Adli kontrolümün kaldırılmasını ya da hafifletilmesini istiyorum” diye konuştu.
SANIK KORAY ARİFLİ
“Daha önce verdiğim ifadeler geçerlidir. Ben GDZ’de çalışmaktayım arıza ve onarım tarafında sorumluluğum yoktur” dedi.
SANIK TAHSİN ERDOĞAN
Sanık Tahsin Erdoğan kendisinin konuyla ilgili alanda hiç çalışmadığını belirtirken, “Daha önce verdiğim ifadem aynen geçerlidir. Söz konusu olayla hiçbir dahilim bulunmamaktadır. İhale ve sözleşme taslağında Demircan İnşaatta 4 ay elektrik mühendisi olarak çalıştım. Sanki ortada bir olay var, kablo döşeme işi var ve bir döşeme işi var… Sanki bu sözleşme sadece bu olaya konu kablo döşeme işinden ibaretmiş gibi izlenim oluştu. Ortada bir sözleşme var ve bu İzmir genelinde 6 ilçeyi kapsayan genel bir sözleşme. 100’lerce iş yapılmıştır orası sadece bunlardan bir tanesi. Ben çalıştığım dönemde Narlıdere Balçova ve Gaziemir’de görev yaptım. Konak bölgesindeki işlerde 4 aylık süreçte hiç çalışmadım. Bunla ilgili mahkemeniz Demircan İnşaat'a yazı yazdı. Bu yazıya da firma benimde belirtmiş olduğum gibi yanıt verdi. Firmadan gelen yazıda da benim kablo döşeme işiyle bölgesel olarak da tarihsel olarak da bağım olmadığı gözükmüştür. İlk 2 celsede ifadeler alındı. Burada benimle alakalı hiçbir konu ve adım geçmemekte." şeklinde konuştu.
BEN NEDEN BURADAYIM?
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"İşe başlamamdan 9 ay önce tamamlanmış işten nasıl sorumlu tutulduğumu anlamış değilim. Demircan İnşaat adına hak edişim imzalanmışsa şantiye şefi odur. Bu usulen de böyledir. Ben neden buradayım? Olay gerçekleştiğinde ve kablonun derinliğinin yetersiz olduğu yönünde bilirkişi raporu olduğunda savcılık makamı GDZ elektrikten sorumluyu istedi. GDZ’de de kimin imzasını olup olmadığına bakılmadan önüne gelen isimler mahkemeye verildiğini düşünüyorum. Maalesef bu isimlerden biri de benim. Onun haricinde benim ismim başka hiçbir yerde geçmiyor. Ankara’da özel bir şirkette elektrik mühendisi olarak görev alıyorum. Ancak 4 aydır işime gidemediğimden kaynaklı firmanın beni işten çıkarma ihtimali artıyor. Eşim de hamile olduğu için onu sık sık hastaneye götürmem gerekiyor. Bu nedenle adli kontrol şartımın kaldırılmasını talep ediyorum ”
SANIK UFUK ERYILMAZ
Bölge ile ilgili çalışmalar sırasında Türkiye’de bile olmadığını belirten Sanık Ufuk Eryılmaz, “Ben elektrik ve elektronik mühendisiyim. Saha mühendisi olarak 27 gün çalıştım. Çalıştığım semt Güzelyalı’ydı ve herhangi bir kazı işi yapmadım. Parke taşı onarma işini yaptık. Mahkeme heyetine gerekli SGK dökümlerini verdim. Tesisin yapıldığı tarihte ben Türkiye’de yoktum. 2016’da Demircan’dan ayrıldıktan sonra da İzmir’de herhangi bir çalışma yapmadım” ifadelerini kullandı.
SANIK ALİ ARCAN
“Avukat bey sunum yaptı orada belgeler kullandı. Oradaki belgeler bizim şirketimiz tarafından savcılığa sunuldu, bilgilerinize arz ederim” dedi.
GEÇMİŞ DÖNEM İZSU GENEL MÜDÜRÜ ALİ HIDIR KÖSEOĞLU
İzmir Büyükşehir Belediyesi geçmiş dönem İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, “Savunmama ekleyeceğim bir şey yok. Ancak görevimden ve yönetici olmam nedeniyle buradayım. Bu nedenle 2560 sayılı yasanın ek 3 maddesinde İZSU Genel Müdürü'nün yargılanma biçimi belirlenmiştir. Ayrıca görevim gereği Büyükşehir Belediye Başkanımızı temsilen zaman zaman yurtdışında konferanslara katılma durumum oluyor. Ve uluslararası kredi kuruluşları ile görüşmem söz konusu olabiliyor. Bu nedeniyle yurt dışına çıkış yasağımın kaldırılmasını ve duruşmalardan muaf tutulmamı diliyorum” dedi.
İZSU GENEL MÜDÜRÜ GÜRKAN ERDOĞAN
İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan adli kontrol şartının kaldırılmasını talep ederken, “Önceki beyanlarımı tekrar ediyorum hakkımdaki adli kontrol şartının kaldırılmasını talep ediyorum” diye konuştu.
Duruşmaya 15 Kasım saat 10.00'a kadar ara verildi. Yarınki duruşmada ara karar açıklanacak.